06.06.2006 - Alman basınından özetler...

Alman basınında bugün İran ile yaşanan nükleer gerginlikle ilgili yorumlar dikkat çekiyor. Kölner Stadt Anzeiger gazetesinde İran’ın tehditlerinin gerçekçi olmadığını savunuluyor:

“İranlı yöneticiler nükleer gerginlikte şimdiye kadar petrolü silah olarak kullanmayacaklarının altını çizseler de, Ayetullah Ali Hamaney’in uyarısı yine de tam bir sürpriz olmadı. Tahran köşeye sıkıştıkça, uluslararası baskıya karşı savunma girişimleri de artıyor. Ancak inandırıcı oldukları söylenemez. Çünkü İran bütçesinin yüzde 80’ini petrol gelirleri oluşturuyor. Bu durumda Tahran, kendisi vanayı kapatacak demektir. Ancak yine de ABD ve AB, bu kritik durumda da diplomatik girişimlerini sürdürmeli. Şimdiye kadar bu ihtilafta kazanan bir tek taraf var, o da petrol şirketleri.”

İran ile ilgili bir diğer yoruma Westdeutsche Zeitung gazetesinde rastlıyoruz. Gazete, İran’ın psikolojik savaşa katıldığı değerlendirmesini yapıyor:

“Bu tehdidin ilk adresi İran’ı nükleer tesislerine askeri operasyon düzenlemekle tehdit eden ABD. Ancak burada söz konusu olan psikolojik savaş yönetimi. ABD’nin İran’a askeri müdehalede bulunması durumunda Beyaz Saray’daki yönetim sarsılır. Dünyanın dördüncü büyük petrol üreticisi İran’ın tehditlerini gerçekleştirmesi ise düşük bir ihtimal. Molla rejimi bu tehditle uluslararası bir manevrada bulunmuş oldu.”

Nürnberger Zeitung gazetesi de İran’ın uyarısının Batılı ülkeler tarafından soğukkanlılıkla değerlendirilmesi gerektiğini belirtiyor:

“Hamaney’in uyarısı, Batılı ülkeler tarafından ne tehdit ne de AB yetkilisi Javier Solana tarafından bugün İran yönetimine sunulacak Batılı devletlerin önerisinin reddedilmesi olarak algılanmalı. Aynı şey, İran’ın uranyum zenginleştirme hakkından vazgeçmeyeceğini tekrarlayan İran Devlet Başkanı Mahmud Ahmedinejad için de geçerli. Uranyum zenginleştirme hakkı ve bunun gerçekleştirilmesi aynı şey değildir.”