Avrupa basınından özetler

Paris’te yayımlanan Fransız gazetesi Liberation Suriye’deki durumla ilgili şu yorumu yapıyor:

“Suriye Ordusu’nun ve milislerinin neler yapabileceği biliniyor. Çoğu sivil yaklaşık 20 bin Suriyeli son 16 ayda öldürüldü. Binlercesi tutuklandı ve işkenceye uğradı. Bunlar arasında çocuklar da var. Cesur gazeteciler, kendi halkını kapalı kapılar ardında öldürmek isteyen rejimin sansürüne karşı koymaya çalışıyor. Dehşetten ve yıkımdan bahsediyorlar. Görgü tanıklarının ifadelerine rağmen ülkenin ikinci büyük kentindeki katliamın sona erdirmek için yapılabilecek bir şey varmış gibi görünmüyor. Dünya gerçekten de Halep’i ve Suriye halkını kurtarmak için hiçbir şey yapamaz mı? Dünya ve bilhassa da Cumhurbaşkanı François Hollande’nin Fransası atalet ile hukuken imkânsız ve stratejik açıdan tehlikelerle dolu bir dış müdahale dışında, muhalefete siyasi ve askerî destek sunmanın bir yolunu bulamaz mı?”

Moskova’da yayımlanan Rus gazetesi Komersant Suriye konusunda Rusya’nın durumunu yorum sütunlarına taşıyor. Gazete Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin veto hakkına sahip daimî üyesi Rusya’nın izlediği siyasi çizgi nedeniyle gittikçe tecrit olduğunu kaydediyor:

“Güvenlik Konseyi’nde Suriye konusunda yapılan oylamalarda üç kere veto haklarını kullanan Rusya ve Çin uluslararası çapta neredeyse tamamen tecrit olmuş durumda. Bunu kanıtlamak için Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda bazıları Suriye’deki iktidar sahiplerine sert eleştiri içeren bir kararın kabul edilmesini sağladı. Suudi Arabistan tarafından hazırlanan ve Batı tarafından desteklenen belgeyi 133 ülke kabul ederken sadece 12 ülke ret oyu verdi. Her ne kadar Genel Kurul kararları Güvenlik Konseyi kararlarından farklı olarak bağlayıcı olmasa da bunu uluslar arası devletler topluluğu içinde yapılmış bir tarz referandum gibi değerlendirmek mümkün. Ve bu anlamda Rusya ve Çin kesin bir yenilgi almışlardır.”

Torino’da yayımlanan liberal İtalyan gazetesi La Stampa İtalya Başbakanı Mario Monti’nin Euro krizi ile ilgili yaptığı açıklamaları yorum sütunlarına taşıyor:

“Almanları, onların paralarını istemediğimize ikna etmek için ne yapsak ki? Kendini anlaşılır kılmak hiç de kolay değil. Ortak para birliğinin ortaya çıkardığı zorluklar bugün Almanya’da ve bunun yansıması olarak bizde, sadece Avrupa entegrasyonuna dair bir dizi hayal kırıklığı yaratmadı. Ayrıca yönetici Alman sınıfının bir kesiminde bir kültürel olguyu görmek mümkün. O da dünyanın geri kalanı karşısında haklı olma hevesi.”

Muhafazakâr İngiliz gazetesi The Times, Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi NASA’nın Mars’a uzay aracı yollamasını şu şekilde yorumluyor:

“Büyük bürokrasilerin ölçülerine göre NASA bir hayli cesur. Son 10 yılda kuruluş 2013 yılı için ayrılan toplam bütçesinin iki katından fazlasını bu Mars misyonu için harcadı. Hiç kuşkusuz projenin başarısızlığa uğraması durumunda gelecekte daha az harcama yapılacağı ve uzay araştırmacılarının başka alanlara yöneleceği de biliniyor. ABD Başkanı Barack Obama tüm alanlarda kesintilere gitmeye zorlanıyor. Halefleri günün birinde gereken boşluğu yakalayacak. O zaman eski ABD Başkanı John F. Kennedy’nin cesaretini sergilemeleri ve hem kendi ülkelerini hem de başka ülkeleri, Mars’a insan göndermek için uluslararası çabaya katılmaya ikna etmeleri gerekecek.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay