1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.01.2005 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu7 Ocak 2005
https://p.dw.com/p/Abs2

Alman basınında bugün ağırlıklı olarak Hint Okyanusu’nda yaşanan tsunami kurbanlarına yardım amacıyla Endonezya’nın başkenti Cakarta’da düzenlenen zirveye değiniliyor. Bu arada Fransız Halk Hareketi Birliği lideri Nicolas Sarkozy’nin ziyareti ve Türkiye’yle ilgili görüşleri, ayrıca Ortadoğu’daki gelişmeler de Alman gazetelerinde yer alıyor.

Frankfurter Rundschau gazetesi, Cakarta’da düzenlenen zirvenin deprem kurbanları için olduğu kadar siyasi alanda da umut ışığı yarattığını yazıyor:

“Hint Okyanusu’nda yaşanan deprem coğrafi koordinatların yanı sıra dünyadaki siyasi koordinatları da değiştirecek mi, bunu zaman gösterecek. Ancak bu yöndeki sinyaller şimdiden hissediliyor. Örneğin ABD ve BM, tsunami kurbanlarına yardım amacıyla yeniden yakınlaşmaya başladı. Bush hükümeti kendinden önceki iktidarların izlediği politikayı keşfetti ve ABD’nin diğer devlet ve milletlerin sorunlarını ciddiye alması, onlara yardım elini uzatmasının yine kendi çıkarlarına olduğunu anladı. Bu da küçük de olsa bir umut ışığı doğurdu. Kim bilir, yaşanacak politik depremler belki de dünya siyasetinde terörle mücadele konusunun tek konuymuş gibi öne çıkmasını engelleyebilir.”

Münih kentinde yayınlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi ise tsunami felaketinin politikaya malzeme yapılıp çıkar amaçlı kullanılabileceğine dikkat çekiyor:

“Tsunami gibi yüzyılın felaketi sayılabilecek bir olay yoksulluk ve acının arkasına gizlenmiş bir adaletsizliği de beraberinde getirebilir, böyle bir tehlike var. Bu, felaketin politikaya malzeme yapılmasından, felaketzedeler için toplanan yardımların yarış kampanyalarına dönüştürülmesine kadar değişik biçimde yaşanabilir. Nitekim, Almanya’da da böylesi bir durum söz konusu. Felaketzedeler için yüksek miktarda bağış toplanmasına rağmen, bu yardım kampanyaları hoş olmayan bir hal aldı.”

Frankfurter Allgemeine gazetesi ise tsunami kurbanları için yapılması planlanan yardımların ülkelerin yaralarını kendi kendine sarmasını sağlaması yönünde olması gerektiğini söyleyerek, bu ülkelerin batıya bağımlı hale getirilmemesi uyarısında bulunuyor:

“Sumatra açıklarında yaşanan depremin neden olduğu sel felaketinin ardından yapılan ve yapılması hedeflenen yardımlar öyle bir hızla çoğalıyor ki, kimi gerçekler bu gelişme altında ezilebilir. Eğer batı tarafından yapılan yardımlar felakete uğrayan ülkelerin yaralarını kendilerinin sarması yönünde değil de bu devletlerin batıya bağımlı hale gelmesine neden olursa bu yeni bir durum olmaz. Uluslararası yardımların düzenlenmesi şu ana kadar sadece verilen bağış sözlerinin neredeyse bir yarışa dönüşümü olarak görüldü.”

Alman basınında bugün öne çıkan konulardan biri de Fransız Halk Hareketi Birliği lideri Nicolas Sarkozy’nin Alman muhafazakar Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin geleneksel toplantısına katılmasının ardından Türkiye’nin Avrupa Birliği konusunda yaptığı açıklamaları. Süddeutsche Zeitung gazetesinde yer alan haberde Sarkozy’nin açıklamalarına şöyle yer veriliyor:

“Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin dün geleneksel olarak düzenlediği toplantıya katılan Fransız Halk Hareketi Birliği lideri Nicolas Sarkozy ile Alman Hristiyan Sosyal Birlik Partisi başkanı Edmund Stoiber birçok ortak noktada buluştuklarını duyurdular. Sarkozy, yakında Avrupa Anayasası için Fransa’da düzenlenmesi planlanan halk oylaması öncesinde anayasaya ’evet’, Türkiye’nin tam üyeliğine ’hayır’ tutumunu bir kez daha vurguladığını kaydetti. Sarkozy ayrıca, Alman Hristiyan Sosyal Birlik Partisi’nin Türkiye’nin tam üyeliğine karşı tutumunu paylaştıklarını belirtti. Stoiber de yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin Türkiye ya da Ukrayna gibi başka sisteme ait ülkeleri alamayacağının açık ve net biçimde söylenmesi gerektiğini vurguladı.“

Avusturya’da çıkan Die Presse gazetesi ise Filistin’de önümüzdeki Pazar yapılacak olan başkanlık seçimlerine yer veriyor yorumunda ve Filistin Kurtuluş Örgütü Mahmud Abbas’a zor bir miras kaldığını belirtiyor:

“Görünen o ki, Mahmud Abbas, pazar günü başkanlık koltuğuna seçilecek. Ama Abbas’ın işi zor, çünkü Arafat Abbas’a zorlu bir miras bıraktı. Herkes umudunu Abbas’a bağlamış durumda. Filistinliler, Abbas’dan barış getirmesini ve yaşam standartlarını yükseltmesini istiyor. İsrail ise Abbas’ın radikal Filistinli örgütleri mahkum etmesini bekliyor. Radikal Filistinli gruplarsa Abbas’dan kendilerini İsrail’den korumalarını ve hükümette kendilerine de yer vermesini umuyor. Filistin halkının Abbas’a güvenebilmesi için, Abbas’ın bölgedeki durumu bir an önce düzeltmesi gerekiyor. Şaron da acilen barışa hazır olduğunu göstermeli.“