1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

7 Mart 2012

Avrupa basını bugün ağırlıklı olarak İsrail’in İran’a savaş açma olasılığını ve Suriye'deki durumu yorum köşelerine taşıyor.

https://p.dw.com/p/14GSN

İngiliz The Independent gazetesi İran’ın nükleer programının yarattığı gerginliği şöyle yorumluyor:

“İran’ın nükleer programının yarattığı gerginlik artıyor. Tutumunu sertleştirmesi için Barack Obama’ya yapılan baskı, endişe verici. Obama bu baskıya karşı durabilmeli. ABD Başkanı önce yaptırımların iyice etkisini göstermesini beklemek gerekçesiyle İran’a askerî müdahalede bulunulması taleplerini geri çevirmekte haklı. Bu konuda somut ilerlemeler kaydedildi. Geçen ay uluslararası nükleer denetçiler üç yılın ardından İran’a gitmeyi başardı ve sonunda Parchin askerî tesisine girişe de izin verileceği belirtiliyor. İran’dan fazla şey beklemek saflık olur, ancak sorunu uzlaşarak çözmenin yollarını aramamak da, sorumsuzluk olur. Seçim mücadelesi olsun ya da olmasın, Obama'nın en önemli görevi savaşı önlemek olmalı.”

Avusturya gazetesi Die Presse ise İran’a olası bir saldırının sonuçlarını sorguluyor:

“En etkili, ancak en tehlikeli tehdit askerî  müdahale olacaktır. İran daha önce bir kez nükleer programından vazgeçmişti. O da ABD’nin Irak’a girmesinin hemen ardından.  Şunu İsrail de çok iyi biliyor: Nükleer kriz askerî  yöntemlerle  çözülemez. Nükleer tesislere yapılacak bir saldırı, nükleer programı sadece geciktirir ancak sona erdiremez. Bu İsrail için, nükleer bomba inşa edilmesine müsamaha etmektense kısa vadede en iyi çözüm. Olası bir saldırı halinde sadece petrol  fiyatları artmakla kalmayacak ya da askerî  ve terörist misilleme saldırıları düzenlenmeyecek. Kamuoyunun görüşü çok hızlı bir biçimde İran lehine değişebilir. O zaman İran’a şimdi uygulanan yaptırımları bile devam ettirmek, çok güç olur.” 

İspanya’dan sol liberal El Pais gazetesi bugünkü sayısında, uluslararası toplumun temsilcileri ile İran arasındaki yeni nükleer pazarlıkları mercek altına alıyor:

“İran’la yaşanan nükleer krizde yine diplomatik yoldan çözüm bulma şansı doğdu. Elbette görüşmelere yeniden başlanması, pazarlıklarda kopulan noktaya dönüleceği anlamına gelmiyor. Bu süre zarfında durum değişti: Tahran nükleer programını geliştirdi ve yalnızca barışçıl amacı olmadığı yönündeki kuşkuları güçlendirdi. Batı İran’ı rahatsız eden yeni yaptırımları uygulamaya başladı, İsrail ise kendini korumak için İran'a saldırma tehdidinde bulunuyor. İran yönetimi güçlü devletleri daha uzun süre oyalayamayacağını görmeli. İran güvenliklerini sağlayarak denetçilerin nükleer tesislerini denetlemesine izin vermeli. “    

Avrupa basınında ön plana çıkan bir diğer konu ise Suriye'deki son durum. Muhafazakâr Fransız gazetesi Le Figaro, Suriye’deki duruma uluslararası toplumun çözüm arayışını yorumluyor: 

“Hiçbir çözüm tatmin edici değil. Ne bir insan koridoru oluşturmak, ne de Senatör John MacCain’in önerdiği gibi ordunun askerî  üslerini bombalamak… Hükümetler radikallerin tercih edeceği iç savaşı daha da tırmandırma ve cihad için savaşanlara ivme kazandırma tehlikesine rağmen isyancıları silahlandırma seçeneğini görüşüyor. Batı'nın içinde bulunduğu çaresizlik o kadar büyük ki, Devlet Başkanlığı'na daha yeni seçilen Vladimir Putin en son çare gibi görünmeye başladı. Yeniden Kremlin'e oturan Putin, belki de son kozu oynayabilir."     

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Eğilmez

Editör: Hülya Topçu