1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

7 Nisan 2010

Bugünkü Avrupa basınında ABD’nin yeni nükleer stratejisi, Almanya'daki Afganistan misyonuyla ilgili tartışmalar ve İngiltere'de genel seçim tarihinin belli olmasıyla ilgili yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/Mp6P
Fotoğraf: AP Graphics

Sol liberal İtalyan gazetesi La Repubblica, ABD'nin nükleer silahların azaltılmasının öngören yeni stratejisini yorum sütunlarına şöyle taşıyor:

“Barack Obama, nükleer silahlardan arınmış bir dünya sözü verdikten bir yıl sonra bu alandaki ilk somut adımı attı. İlk adım şimdiye kadar bu alanda izlenen strateji ve gelenek açısından tarihi bir dönüm noktası anlamına geliyor. Amerika bu alanda başı çeken örnek ülke olmak için, kendine nükleer silahlanma konusunda kısıtlamalar getiriyor. Silah stokunun modernize edilmesinden ya da nükleer silahla yapılacak bir saldırıyı başlatan taraf olmaktan vazgeçmiyor. Ancak Nobel Barış Ödülü sahibi Obama, caydırıcılık planının ağırlık noktasını değiştirdi. Bu, savaş karşıtlarının özlemini duyduğu kadar radikal bir çözüm olmasa da, Obama bununla sadece selefi George Bush’dan değil, ondan önceki başkanların izlediği stratejiden de epey uzaklaşmış oldu.”

Muhafazakâr Le Figaro gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu şöyle:

“ABD’nin yeni nükleer stratejisi ilk aşamada nükleer silahların yayılmasının önlenmesini öngörüyor. Ancak Washington ne silah cephaneliğini modernize etmekten, ne de nükleer bir saldırıyı başlatan ilk taraf olmaktan vazgeçiyor. Ancak yeni nükleer başlıklar geliştirmeyeceğinin garantisini veriyor. Başkan Obama atom bombasının sadece çok radikal durumlarda kullanılabileceğini söyledi. Üstelik bu bombanın nükleer silahların yayılmasının önlenmesi antlaşmasını imzalayan ülkelere karşı kullanılmayacağını da vurguladı. ABD ilk kez kendine kısıtlama getirmekle dış politikadaki iyi niyetini sergilemiş oldu."

Avusturya’nın Die Presse gazetesi İngiltere’de genel seçim tarihinin belli olmasını değerlendiriyor. Gazeteye göre seçimlerde muhafazakâr lider David Cameron’un şansı fazla:

“İngiltere heyecanlı bir seçimin arifesinde. Seçimlerde Tony Blair ve Margaret Thatcher’in mirası söz konusu. Muhafazakar David Cameron bu ikisini bir arada sağlamayı vaat ediyor. İngiltere'de, 13 yılın ardından iktidarın el değiştirmesi ihtimali doğdu. Bu nedenle Cameron daha şanslı görünüyor. Ancak başbakanlığa çıkan yol tamamen açık değil. Yapılan kamuoyu yoklamalarının sonuçlarına bakılacak olursa, muhafazakârlar büyük olasılıkla seçimlerden güçlenerek çıkacak olan Liberal Demokratların yardımıyla iktidara gelebilecek.”

Hollanda’nın de Volkskrant gazetesi ise bugünkü sayısında Almanya’da Afganistan misyonu nedeniyle yapılan tartışmalara yer veriyor. Gazete üç Alman askerinin ölmesinin ardından misyonla ilgili olarak ilk kez ‘savaş’ sözcüğünü telaffuz eden Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Gutenberg’in konumunu mercek altına alıyor:

“Almanya Başbakanı, zu Guttenberg’in görevinde kalmasına izin verecek gibi görünüyor, çünkü Savunma Bakanlığı’nın yeni seslere ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Neticede Almanya Afganistan’daki üçüncü büyük askeri güç. Üstelik Merkel, savaş sözcüğünün kullanılması halinde, siyasi puan toplayabileceğini de biliyor. Zu Guttenberg’in imajı buna çok uygun. Politikada daha açık konuşulması gerektiğini savunuyor. Ancak savaş, askeri bakımdan silahlı çatışma değil silahla saldırma anlamına gelir. Politikacılar bu konuda suskun. Federal Meclis’te Afganistan misyonunun sürdürülebilmesi için gerekli çoğunluk var, ama bu misyona ‘savaş’ adı verilirse, o zaman durum değişebilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay