1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.06.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu7 Haziran 2005
https://p.dw.com/p/AbqM

Alman ve diğer Avrupa basınına bugün, İngiltere’nin AB Anayasası referandumunu ertelemesi tartışmaları ve bunun Türkiye ve diğer aday ülkelere etkisi konuları damgasını vuruyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi Fransa, Hollanda ve İngeltere’deki AB Anayasası ile ilgili gelişmeler üzerine, Türkiye’nin yeni bir Avrupa politikası arayışı içinde olduğuna işaret ediliyor. Rainer Hermann’ın yazdığı haber analizde, “Türkiye dışarıya karşı Avrupa’daki gelişmeleri doğalmış gibi karşılasa da, içeride kaynıyor” deniliyor. Haberin devamında şu satırları okuyoruz:

“Fransa’da Anayasa’ya ‘hayır’ denmesi ve Almanya’da Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkan Hristiyan Demokratlar’ın güçlenmesiyle Ankara iki önemli destekçisini yitiriyor. Bu gelişmeler, Türkiye tarafından normal gibi yansıtılıyor. Oysa Avrupa’da Türkiye’nin üyeliği konusunda tartışmalar arttıkça, AKP içinde de Erdoğan’nın izlediği politikaya karşı rahatsızlıklar çoğalıyor. Bu arada 1 Temmuz’dan itibaren AB Dönem Başkanlığı’nı alacak İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Jack Straw, meslektaşı Gül’e müzakerelerin planlandığı üzere 3 Ekim tarihinde başlayacağı garantisini verdi. Ancak önceden yapılmış olan anlaşmalar, verilen sözler şu sıralar Ankara’yı teselli etmeye yetmiyor.”

Yine aynı gazetede Klaus Dieter- Frankerber’in kaleme aldığı yorumda, AB -Türkiye ilişkilerine değiniliyor. “AB’nin başarılı tarihi vatandaşlar tarafından farklı algılanıyor” başlıklı yorumun devamında, Fransa ve Hollanda’da Anayasa’nın reddedilmesi ve İngiltere’nin de Anayasa referandumunu ertelenmesinin aday ülkelerde iyimser karşılandığı belirtiliyor. Yorumun devamı şöyle:

“Abdullah Gül, Fransa, Hollanda ve İngiltere’deki gelişmelerin, Türkiye’nin AB’ye üyeliğiyle ilgisi olmadığını, çünkü Türkiye’nin Birliğe girmesinin en iyimser durumda bile en az 10 yılı alacağını” söylüyor. Gül’ün, Türkiye’nin üyelik tarihini böylesine ileriye atmasının nedeni açık. Ankara, Türkiye’nin Avrupa’ya katılmasına şimdiden gösterilen direnişi kabullenmek istemiyor. Gül’ün açıklamaları da bu yüzden.”

Köln’de yayımlanan Kölner Stadt Anzeiger gazetesi, Blair hükümetinin Anayasa referandumunu ertelemekle zaman kazandığına işaret ediyor:

“Tony Blair sorunlardan kurtulurken çok şık bir yol izliyor. Blair, ‘Anayasa referandumunu erteliyoruz, tamamen kaldırmıyoruz’ tutumuyla zaman kazanıp, rahatça düşünme ve hareket etme fırsatı bulacak. Böylece 1 Temmuz’da AB Dönem Başkanlığı’nı kriz ortamında üstlenmek zorunda kalmayacak. Bu arada Avrupa Birliği üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları da derin bir nefes alıp, vatandaşlarına hem ulusal hem de Avrupa düzeyinde ortak bir Anayasa’nın varlığının neden bu kadar önemli olduğunu anlatma fırsatı bulacaklar.”

Avusturya’da çıkan Der Standart gazetesi, yorum sütunlarında Blair hükümetinin Avrupa Anayasası’nın mezarını kazmaya başladığını, ancak bunu itiraf etmediğini iddia ediyor.

“İngiltere, Anayasa referandumunu dondurduğunu, geçici bir süreliğine rafa kaldırdığını, ancak hiçbir şekilde tamamen reddetmediğini vurguluyor. Bu da Fransa ve Almanya’da Anayasa’yı savunanların başına gelenlerin kendi başına gelmesini engellemek için uygulanan bir taktik sadece. Blair, şu sıralar yaşadıkları mağlubiyetin öfkesiyle gühah keçisi arayan Chirac ve Schröder’in gazabından kurtulmaya çalışıyor.”

Danimarka’nın muhafazakar gazetelerinden Berlingske Tidende ise bugünkü baskısında, Fransa ve Hollanda’da iyice dövülen Anayasa’ya, İngiltere’den resmi olarak “ölü belgesi” çıkardığını yazıyor:

“Jack Straw, Anayasa referandumunu ertelemekle İngiltere ve Fransa’da pataklanan belgeye ölü mührünü koymuş oldu. Bunun ne tür gelişmelere sebep olacağını önümüzdeki hafta düzenlenecek zirve belirleyecek. Öte yandan, tüm ülkeler şu anda yaşanan krizi frenlemek ve ortak para birimi Euro’nun arkasında durmak zorunda. Çünkü ortak para biriminden vazgeçmeye yönelik tartışmalar, Avrupa Birliği’nin geleceğini ortak Anayasa’nın reddinden daha fazla tehlikeye sokar.”

Alman basınında bugün göze çapan diğer bir konu da Alman Federal Meclisi’nin Ermeni soykırımı konusuyla ilgili hazırladığı tasarıya ilişkin. Başkent Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel adlı gazete, Anadolu’da ölen Ermeniler’i resmi olarak anmaya ilişkin öneri halindeki ifade biçimi konusunda, Hristiyan Demokrat Birlik Partisi, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Partili raportörlerin anlaştıklarını bildiriyor. Gazeteye göre, sonbahardaki olası erken seçimlerden önce ele alınacak tasarıda “soykırım” ifadesi kullanılmayacak. Bunun yanı sıra karar metninde, Türkler’le Ermeniler’e yönelik barış çağrısı ve Ankara’nın reform politikasına övgünün de yer alacağı bildiriliyor.