1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.06.2010 - Alman basınından özetler

7 Haziran 2010

Alman gazetelerinde bugün Gazze’deki durumun yanı sıra İsrail – Türkiye ilişkilerini değerlendiren yorumlar dikkat çekiyor. Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler çeşitli açılardan ele alınıyor.

https://p.dw.com/p/NjiZ

“Tagesspiegel” adlı gazete kopma noktasına gelen İsrail – Türkiye ilişkilerini değerlendiriyor. Yorumda İsrail'in kaybeden taraf olacağı tahmini yapılıyor:

“Türkiye, İsrail'le diplomatik ilişki kurmayı kabul eden ilk Müslüman ülke. Ayrıca her yıl on binlerce İsrailli tatilini Türkiye'de geçiriyor, iki ülke orduları on yıldan fazla bir zamandır işbirliği içinde ve öte yandan Osmanlı – Yahudi birlikteliğinin geçmişi de 15'inci yüzyıla kadar uzanıyor. O dönemler, Osmanlı İmparatorluğu İspanya'dan sürgün edilen Yahudilere, tıpkı 450 yıl sonra Üçüncü Reich, yani Hitler döneminde yaşananlar gibi, kucak açmıştı. Türkiye, İsrail için İslam dünyası ile arasında eşi bulunmaz bir köprü. Ancak geçen pazartesi günü atılan kurşunlardan bu yana bu köprü yıkılma tehdidi altında.”


Frankfurter Allgemeine gazetesi ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumunu eleştiriyor. Gazetede şu satırları okuyoruz:

“Türkiye Başbakanı'nın Hamas'ı savunmak için en sevdiği gerekçe, Hamas'ın demokratik yollardan iktidara geldiği iddiası. Ama bu noktada Kürt politikacılar Erdoğan tarafından ihanete uğratılmış oluyor: 2009 yılındaki seçimlerde yasaklanan Kürt partisi DTP de Türk Parlamentosu'na demokratik yollardan seçilmişti. Ancak Erdoğan, DTP'lilerle ilişki kurmayı reddederek DTP'den açıkça terörle arasına mesafe koymasını istedi. Peki Erdoğan neden Hamas'tan da aynı taleplerde bulunmuyor? Eğer bu, Erdoğan'ın gördüğü gibi demokratik bir durumsa, Hamas'ın bu tür bir talebi yerine getirmesi gerekir.”

Tageszeitung'da ise Gazzelilerin içinde bulunduğu duruma dikkat çekiliyor. Ablukanın kaldırılmasının gündemde olduğuna işaret eden gazetede şu ifadeler yer alıyor:

“Kudüs'te ilk kez Gazze'ye uygulanan ambargonun gevşetilmesi ya da sona erdirilmesi ciddi ciddi düşünülüyor. Bu, Filistin'e destek veren aktivistlerin bir başarısı ve aynı zamanda 9 kişinin hayatına mal olan o korkunç askeri operasyonun bir sonucu oldu. İsrail ordusu ilk aşamada amacına ulaşıp Gazze'deki ablukayı muhafaza etmiş olsa da düzenlenen operasyonun aslında ters etki yarattığı ortada. Mısır da Hamas'ın Gazze'de kontrolü El Fetih'den devraldığı 2007 yılından bu yana ikiye ayrılmış olan Refah kentine girişleri büyük ölçüde kapalı tutuyor. Yani abluka Kahire'deki hükümet tarafından da uygulanıyor. Mısır'da da bu konuda yeniden düşünmenin zamanı çoktan geldi...”

Mitteldeutsche Zeitung'un yorumunda ise eleştiriler Hamas'a yöneliyor. Gazetede yer alan değerlendirme şöyle:

“Gazze'de kontrolü elinde bulunduran Hamas, orada yaşayan 1,5 milyon Filistinli'yi tüm dünyanın gözü önünde sefalete sürüklemeye karar verdi. Gazze'deki ablukayı delmek amacıyla içindeki aktivistlerle yola çıkan gemiden yansıyan manzaralar, tüm dünyaya ulaştı. Gazze'deki insanların ne zor koşullar altında yaşadığı ve tamamen İsrail'in izniyle bölgeye ulaşan BM yardımlarına bağımlı oldukları her yerde okundu, izlendi. Gemilerin İsrailliler tarafından yüklenmesini kabul etmekten kaçınan Hamas ise Gazze'deki halka kurban rolü biçiyor. Zira böylece İsrail yerleşimlerine düzenlenecek yeni bir saldırı yerine daha fazla siyasi başarı elde edebilir.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Ahmet Günaltay