1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

7 Eylül 2012

Avrupa basını Avrupa Merkez Bankası'nın, Euro krizini aşmak için Euro Bölgesi'ndeki ağır borç yükü altındaki ülkelerden devlet tahvilleri satın alma kararına ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/164v7
Fotoğraf: Fotolia

İspanya'dan La Vanguardia, 'Draghi sözünü tutuyor' başlıklı yorumuda şu satırlara yer veriyor:

"Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi bu işin bazı önemli taraflarını açıkta bıraktı. Örneğin Avrupa Merkez Bankası'nın tahvil piyasasına bu müdahalesinden yararlanan bir ülke yükümlülüklerini yerine getirmezse ya da bütçesini yoluna koyacak durumda değilse, işte o zaman ne olacağı konusunu. Bu sorunun yanıtı aynı zamanda, Draghi'nin planının, Euro krizini çözüp çözmeyeceğini de göstermiş olacak. Avrupa Merkez Bankası Başkanı her halükârda temmuz ayında verdiği sözü tuttu. Draghi, ortak para biriminin kurtarılması için elinden geleni yapmaya hazır."

Fransız Liberation gazetesi ise Avrupa Merkez Bankası'nın devlet tahvili alma kararını şöyle değerlendiriyor:

"6 Eylül 2012'nin tarihe geçip geçmeyeceği belirsiz. Ama bu mümkün. Frankfurt için bu karar 'kara perşembe' değil, bir umudun, hatta daha da iyisi büyük bir rahatlamanın habercisiydi. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, milyarlarca euro değerinde bir cümle sarfetti. Avrupa Merkez Bankası gelecekte Euro Bölgesi'ndeki ülkelerin borçlarını sınırsızca satın alabilecek. Merkez Bankası'nın bu kararı özellikle İspanya ve İtalya gibi zor durumda olan ülkelerin rahat bir nefes almasını sağladı. Aynı zamanda çelişkili bir biçimde AB üyesi birçok ülke, özellikle de Fransa üzerinde kararlı bir biçimde harekete geçilmesi konusundaki baskıyı artırdı. Top yine politikacıların tarafında."

İtalya'dan sağ liberal Corriere della Sera gazetesinin yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

"Avrupa Merkez Bankası'nın programı sadece şu durumda işleyebilir: Yatırımcılar buna eşlik eden karar sürecini karma karışık olarak algılamaz ve Avrupa Merkez Bankası'nın en üst düzey karar organı olan Yönetim Konseyi'nde güçlü ve zayıf Avrupa konusundaki bölünmenin göstergesi olarak değerlendirmezse. İkinci olarak, yeni para politikasının Euro'yu başarılı bir biçimde ayakta tutması, ancak ve ancak Avrupa düzleminde diğer önlemlerin de alınması halinde mümkün olur. Bu önlemlerden özellikle bankalar birliği üzerinde çok konuşuldu, tartışıldı, ancak Avrupa bu konuda hâlâ bölünmüş durumda. Görüş ayrılıkları hem karmaşık, hem de birbirinden çok farklı ve bunların aşılması, son derece tehlikeli bir politik süreci gerektiriyor."

Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum Hollanda'nın de Volkskrant gazetesinden:

"Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, kendisinden bekleneni yaptı ama kurtarma planında birçok nokta muğlak. Yeni tehlikeler pusuda yatmış, bekliyor. Herşeyden önce devlet tahvili satın alma programının çerçevesi tartışılmak zorunda. Örneğin Uluslararası Para Fonu'nun bu konudaki rolü belirsiz. Bir başka belirsiz nokta ise İspanya'nın kontrolünün kapsamının ne olacağı. Acil yardım fonu, sorunlu ülkelere para temin edebilecek kadar güçlü mü? Bu soru önümüzdeki hafta, Almanya'nın, Avrupa Kurtarma Fonu'na mali kaynak aktarıp aktaramayacağı konusunun Federal Yargıtay'da görüşüldüğünde de gündeme gelecek. Ancak buna rağmen bir tehlike tamamen engellenmiş görünüyor. Tereddüt içindeki ulusal merkez bankalarının başkanları, Euro'yu alaşağı edemez, çünkü Avrupa Merkez Bankası Başkanı, Euro'yu kurtarmak için olağanüstü çaba harcayacak ve sonuna kadar gidecek."

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa