1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.02.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey8 Şubat 2007

Alman Tornado uçaklarının Afganistan’da devam eden silahlı çatışmalara katılması kararı, Almanya’da yabancı düşmanlığı ve Filistinli grupların Mekke buluşması, Alman basının yorum sayfalarında bugün öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/AbjQ

Bild gazetesi, Alman hükümetinin Tornado uçaklarıyla Afganistan’da devam eden silahlı çatışmalara katılma kararını savunuyor bugün: “NATO bir ittifak! Bu da, herkesin bir üyeye, her üyenin de herkese yardım etmesinden başka bir anlam ifade etmiyor. İngiltere, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri gibi Almanya da NATO üyesi. Bu ulusların askerleri Afganistan’ın güneyinde radikal İslamcı Taliban’la savaşta yaşamlarını hergün ortaya koyuyor. Şimdi bizden yardım istediler. Alman yüksek teknolojisinin istihbaratta destek olması gerekiyor. Dostlar zor durumda kaldığında destek olunmalıdır. Uluslararası terörizm hepimizi tehdit ediyor. Onu ancak hep birlikte mağlup edebiliriz. Bu mücadelede kenarda duranlar, sonuçta yalnız kalabilir.”

Berliner Zeitung gazetesiyse “Artık neredeyse kaçınılmaz hale gelen özverinin sınırı tartışmasını Alman hükümeti kararnameyle dayatamazdı” diyor ve şöyle sürdürüyor yorumunu: “Fakat Tornado uçaklarının savaşa katkısından açıkça bahsederek bunun önünü açabilir ve açmalı. Almanlar, ordularının savaşa biraz daha fazla katıldığını duyduğu zaman, en azından, askerlerinin çoktan savaşta olduğunu anlayacak.”

Tornado kararını Frankfurter Allgemeine Zeitung da şöyle yorumluyor: “Tornadoların görevini sınırlama ve misyonlarını savaşa katkı gibi göstermeme çabalarının ardında, en yakın müttefiklerin ve destekçilerinin uluslararası teröre karşı kaçınılmaz kabul edilen mücadelesine ellerini fazla kirletmeden ve hatta yakmadan katılma umudu yatıyor.“

Frankfurter Rundschau gazetesi bugün Almanya’da yabancı düşmanlığını ele alıyor. Bir Etyopyalıyı komaya sokacak derecede dövmeden önce, saldırganların kendisine 'pis zenci' şeklinde hakaret ettiklerini; polis raporlarında bu olay başlangıçta ırkçı bir saldırı olarak nitelenirken, şimdi bunun dosyadan çıkarıldığını anlatan gazete şu görüşü savunuyor: “Şiddet eylemcilerinin kafasındaki önyargılar arasında ırkçılık ve yabancı düşmanlığı korku verecek kadar emin bir yere sahip. Buna, bu önyargıların sadece şiddete başvuranlarla sınırlı olmadığını ekleyenler abartmıyor. Bazı seçim sonuçları bunu çok açık gösteriyor.“

Birbiriyle çatışan Filistinli grupların, Suudi Arabistan’ın Mekke kentinde buluşmasını yorumlayan Financial Times Deutschland gazetesi, “Suudiler radikal bir İslamı destekliyor, ama aynı zamanda bölgedeki statükoyu devrimci şiddetle değiştirme yönünde her girişimi de reddediyor“ diyor. “Ayrıca, petrol piyasasındaki öncü rolleri sayesinde, bağımsız bir oyuncu olarak ortaya çıkabiliyorlar. Hem Batı, hem de İran karşısında belirli bir baskı potansiyelleri var. Tahran’ın desteklediği Hamas’la, Batı’nın şişirdiği El Fetih arasında açık bir çatışmanın patlak vermesi halinde de, Suudi Arabistan’ın tavrı önemli. Şimdi cevabı aranan soru, Suudilerin, alışık olmadıkları bu yeni rollerinde, ellerindeki kozlarıyla iyi bir diplomasi yürütüp yürütemeyeceği.“

Berliner Zeitung da Filistin görüşmelerini ele alıyor: “Bölgedeki her savaşta, her çatışmada Riyad’da deprem oluyor. Bunlar da az değil: Irak’ta iç savaş, Lübnan’da parçalanma belirtileri, İran’da savaş bulutları ve kuşkulu nükleer planlar, Filistin’de sokak çatışmaları. Suudiler Hamas ile El Fetih arasında bir uzlaşmayı zorla kabul etttirebilecek güce sahip ve bunu istiyor. Ama bunun kalıcılığını sağlamak onların elinde değil. Bunun Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği tarafından da onaylanması lazım.“