1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0806 Presseschau 1

8 Haziran 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları Türkiye'de pazar günü yapılacak genel seçimler, EHEC bakterisinin yol açtığı salgının sonuçları ve Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ABD temasları.

https://p.dw.com/p/11Wkv

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'un Türkiye temsilcisi Kai Strittmatter, 'Erdoğan'ın sınavı' başlıklı yorumunda, Türkiye'de yaklaşan genel seçimleri masaya yatırıyor:

"Pazar günü yapılacak seçimlerde heyecanla beklenen, Erdoğan'ın seçimleri kazanıp kazanamayacağı değil. Her halükarda kazanacak. Burada sürükleyici olan Erdoğan'ın, Anayasa'yı tek başına yazabilmesini sağlayacak üçte ikilik çoğunluğu sağlayıp sağlayamayacağı. Erdoğan'ın, Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesi talebi nedeniyle, bu, temenni edilmiyor. Bu, aslında ülkenin ihtiyacı olan en son şey. Tek bir partinin hazırladığı Anayasa, toplumu temsil edecek, onu yansıtacak bir sözleşme olmaz. Ancak burada bir ikilem sözkonusu: Son yıllarda ortak her tür hareketi sabote eden muhalefetin kendisiydi ve eğer muhalefet Erdoğan'ın antidemokratik eğilimini eleştiriyorsa, bunda bir nebze ikiyüzlülük de var. Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi, Kemalist CHP ve aşırı milliyetçi MHP ile kıyaslandığında, Türkiye demokrasisi için kötünün iyisi. Sözde kendisini tamamen yenileyen CHP seçimlere Hrıstiyan ve Ermenilere karşı tahrikçi tavırlarıyla bilinen bir adayla giriyor. Bu seçimler sadece bir test sürecinin başlangıcı. Burada sınananacak olan Türkiye demokrasisi, muhalefet ve hükümet. Erdoğan bir zafer kazanacak ve bunu kutlayacaktır. Ancak bu seçimlerin onun çöküşünün başlangıcı olması da mümkün. Eğer iyimser olunacaksa o zaman bir tek şu nedenden ötürü olunabilir: Türkiye uzun bir yolu geride bıraktı ve vatandaşları son yıllarda sık sık politikacılarından daha sağlıklı bir sağduyuya sahip oldukları kanıtladılar."

Bugünkü Alman gazetelerinde yer bulan bir başka konu ise EHEC bakterisinin yol açtığı salgın nedeniyle başta İspanya ve Almanya olmak üzere Avrupa'nın birçok ülkesinde zarara uğrayan çiftçilerin durumu. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

"Eski Tarım Bakanı Hermann Höcherl 40 yıldan fazla bir süre önce, 'eğer çiftçiler yakınmaya son verirse, işte o zaman kıyamet günü gelmiş demektir' açıklamasını yapmıştı. O açıklamadan bu yana dünya kıyamet gününe yaklaşmış değil. Ancak çiftçiler günümüzde de yakınmak için bir neden buluyor. Bazen kuraklık, bazen aşırı yağışlar, bazen spekülatörlerin gıda fiyatlarını tırmandırması, bazense süt fiyatlarındaki düşüş... Çiftçilerin bakış açısına göre, onların uğradıkları bu haksızlığı devletin karşılaması yerinde bir talep. Peki Avrupa Birliği çiftçilerin EHEC krizi yüzünden satamadığı sebzeler nedeniyle onlara 150 milyon euroluk yardım sunmak yerine tazminat talebini reddetmeli miydi? Gerçekten de EHEC krizi bir istisna. Hiçbir üretici EHEC salgınını ve bunun yol açacağı sonuçları satışlar açısından hesaplayamaz ve kendisini buna karşı güvence altına alamazdı. Kuraklık ya da alışılagelmiş hayvan hastalıklarının tersine EHEC krizinin bir kez yaşanan bir vukuat olması umulsun. Bu kez çiftçiler yakınmakta haklılar, istisnai olarak."

Bugünkü gazeteler ABD Başkanı Barack Obama'nın resmi bir ziyaret için ABD'de bulunan Almanya Başbakanı Angela Merkel'a 'özgürlük madalyası' takdim etmesini de ele alıyor. Saarbrücker Zeitung'un yorumunda şu satırları okuyoruz:

"İki ülke arasındaki görüş ayrılıkları gerçek. Tıpkı bunların aşılması için sergilenen çabalar ve işbirliği yollarının aranması gibi. Süpergüç ABD ile Avrupa'nın kalbindeki ekonomi motoru Almanya'nın birbirine ihtiyacı var. İngiliz siyasetçi Lord Palmerston bundan 100 yıl önce, 'ulusların her zaman dost ya da müttefikleri olmadığını, sadece süregelen çıkarların olduğunu' söylemişti. İşte bu cümle Merkel'e özgürlük madalyasının sunulmasını iyi ifade ediyor. Bu madalya, Merkel'in kişisel olarak tanındığının göstergesi. Ancak herşeyden önce Atlantik ötesi ilişkilerin kökten değişiklik sürecinde anlam ve öneminin bir ifadesi."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu