1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.07.2011 - Alman basınından özetler

8 Temmuz 2011

Alman Meclisi'nin dün embriyo aşılanması öncesi tanı yöntemine sınırlı koşullarda izin verilmesini onaylaması ve Avrupa Merkez Bankası ana faiz haddinin artırılması, bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları.

https://p.dw.com/p/11rGm

Frankfurter Allgemeine Zeitung, embriyo aşılanması öncesi genetik teşhis yöntemine şartlı imkân tanıyan yasayla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“İnsan haysiyeti ve yaşama hakkı Anayasa tarafından teminat altına alınmıştır. Döllenmiş olup ta teşhise tabi tutulan yumurtacığın insan hayatı taşıdığını kimse, bu yöntemden yana çıkanlar kadar inandırıcı bir şekilde doğrulamamıştır. Teşhise şartlı izin verilmesinden endişe duyulması ancak, bir hücre yığını şeklinde tanımlanan maddenin bir ‘şey’ ya da özel nesne olmaması durumunda anlam taşıyabilir. Aşılanma öncesi teşhis yönteminin mecliste çoğunlukla kabul edilmesi, Alman hukuk düzenini önemli ölçüde değiştirecektir.”

Nürnberger Zeitung aynı konuya ayırdığı yorumunda, ilimdeki ilerlemenin geri çevrilemeyeceğini yazıyor:

“Meclisten böyle bir kararın çıkması beklenmekteydi. Çünkü ilerlemenin ruhu bir kere şişeden kaçmıştı ve bir daha aynı yere hapsedilemezdi. Ruh sızıntısı daha, doğum öncesi teşhis yönteminin yasallaştırıldığı 1960’lı yıllarda meydana gelmişti. Bunun ürkütücü sonucu olarak, sakat embriyolar artık doğumdan kısa süre öncesine kadar kürtajla aldırılabiliyor. Aşılanma öncesi teşhis yasası bu uygulamanın sadece mantıki bir uzantısıdır.”

Frankfurter Rundschau gazetesi aşılanma öncesi genetik teşhisin yasallaşmasının bütün ahlâki duvarları yıkmasından endişe etmeye gerek olmadığı görüşünde:

“Gelecek nesillerin selametinden kendini sorumlu hissettiği için nükleer santralleri kapattıran bir millet neden tasarımlanmış bebek sahibi olmak istesin? Bütün ahlâki bentlerin çökeceğini iddia eden aynı zamanda hemcinslerine derin güvensizlik duyuyor demektir. Onun gözünde bizleri, kötünün iyiyi alt ettiği, otoriter yönetime muhtaç ahlâk zavallılarının yaşadığı bir dünya bekliyor.”

Berliner Zeitung Federal Meclis’in aşılanma öncesi teşhis yöntemine şartlı izin vermekle, bu durumdan etkilenen kadınlara kolaylık göstermiş olduğunu yazıyor:

“Her şeyden fazla dünya görüşlerinin çarpıştığı bu tartışmada ‘doğru’ veya ‘yanlış’ olamaz. En iyi durumda, dün Meclis Genel Kurulu'nda olduğu gibi, saygı sınırları dahilinde görüşler teati edildikten sonra çoğulcu toplumlara yaraşır bir karar çıkar.”

Basın özetlerine, Avrupa Merkez Bankası’nın artan enflasyon baskısını göğüslemek için reeskont haddini yüzde 1,5’a çıkarmasını konu alan yorumlarla devam ediyoruz. Bielefeld’de yayımlanan Westfalen-Blatt gazetesinin yorumu özetle şöyle:

“Ekonomik krizle birlikte ucuz para dönemi de kapandı. Ana faizin artması öncelikle tasarruf sahipleri açısından önemli. Merkez Bankası’nın görevi, fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyon tehlikesini savuşturmaktır. Fiyatlar ücretlerden fazla arttığında alarm zilleri çalmaya başlar. Çünkü yüksek enflasyon tasarrufları eritir. Düşük faiz, ekonomiyi canlandırmak için gerekliydi ve bu işlevi yerine getirdi. Artan faiz gecikmeli olarak tasarruf hesaplarına da yansıyacaktır. Kredi müşterisi için ise ucuz para dönemi geride kalmıştır.”

Neue Osnabrücker Zeitung, istikrarlı para hedefini hiç gözünden kaçırmayan Avrupa Merkez Bankası’nın borç krizi yüzünden asli görevini ihmal ettiğini yazıyor:

“Avrupa Merkez Bankası siyasetin kolları arasına kayıp, para yerine, devlet tahvili alımlarıyla borç politikası uygulamaya başladı. Portekiz’den borç senedi alınmasına da göz yumması, Merkez Bankası’nın yolunu nasıl şaşırdığının kanıtıdır. Avrupa Merkez Bankası’nı yeniden sürekli olarak istikrar rotasına oturtma zamanı çoktan gelmiştir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Hülya Topçu