Alman basınından özetler

Frankfurter Rundschau gazetesi Suriye'deki iç savaş ile ilgili yorumunda Suudi Arabistan ile İran'ın bölgedeki rolüne dikkat çekiyor:

“Esad rejimine karşı gösteriler geçen yıl Mart ayında başladı. Bu eylemlere derhal ve sert şekilde karşılık verildi. Daha gösterilerin ilk gününde beş kişi öldü. Kısa bir süre sonra da iç savaş başladı. Savaş dört bir taraftan destek görüyor. İran Esad'a seçkin askerlerini yolluyor. Suudi Arabistan isyancılara milyarlarca Amerikan doları vererek yardım ediyor. Sivil isyanın büyüme şansı ise olmadı. Bölgeye hakîm Arap büyük güçleri arasındaki çatışmanın arasında un ufak oldu. Suriye'de sivil isyan artık bir rol oynamıyor. Burada ‘twitter'da organize olan gençlik rejime karşı mücadele etmiyor. Burada otoriter bir rejim, kendisi gibi olmak isteyenlere karşı savaşıyor.”

Tagesspiegel gazetesi Avrupa İstikrar Mekanizması'na dair şunları yazıyor:

“Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) kalıcı olarak planlandı. Bir nevi Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) Avrupa'daki benzeri denilebilir. Devletlerin acil durumda başvurabileceği bir yardım fonu ama karşılığında yutmaları gereken ilaç çok acı. Bu, çoğunlukla devletlerin ödemelerini kısıtlayan ve genelde toplumun en zayıf kesimini etkileyen bir ilaç. Ancak finans kapitalizminin kuralı bu: Alacaklıların son sözü söyleme hakkı bulunuyor ve borçluları koşulları yerine getirmeye zorluyor. Parayı veren taraf açısından durum farklı gözüküyor: ESM Başkanı Klaus Regling, malî krizdeki ülkelerde uygulanan reformlar etkili olana kadar köprü finansmanı sağlanmasından söz ediyor.”            

Almanya İsviçre'nin ardından bir diğer vergi cenneti Singapur ile vergi kaçakçılığını önleme anlaşması yapmayı planlıyor. Märkische Allgemeine gazetesi Federal Alman Hükümeti'nin bu girişimine kuşkuyla yaklaşıyor:

“Almanya'nın vergi cenneti Singapur ile uluslararası standartlara uygun bir anlaşmaya varmak istemesi mantıklı ama ne yazık ki bu fazla fayda sağlamaz. Kervan yine yoluna devam eder. Bir tek uluslararası düzeyde müşterek kurallar getirilmesi halinde vergi kaçırmaların önüne geçilebilir. Uluslararası toplum ise böyle bir fikre henüz çok uzak, muhtemelen bu böyle olmaya da devam edecek. Bu tür vergi cenneti ülkelerle anlaşmanın ne kadar zor olduğunu İsviçre örneğinde gördük. Parasını orada gizli hesaplara yatıranlar paçayı kurtarabildiler.”

Almanya'da ana muhalefetteki Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) gelecek yıl yapılacak genel seçimlerdeki başbakan adayı Peer Steinbrück tartışma konusu oldu. Önemli ticari kuruluşlara konuşmacı olarak çağrılan Peer Steinbrück'ün 2009 yılı seçimlerinden bu yana 80 davetten 560 bin euro aldığı ortaya çıktı. Steinbrück'ün bu gelirini Federal Meclis'e bildirmesine karşın basında konuyla ilgili yorumlar yer almaya devam ediyor. Westdeutsche Zeitung gazetesi de aynı konuyu yorum sütunlarına taşıyor:

“Steinbrück kendini ispatlamış bir iktisatçı ve serbest piyasa ekonomilerinin böyle temsilcilere ihtiyacı var. Ancak Steinbrück aynı zamanda siyasetçi ve seçimle göreve gelmiş bir milletvekili. Konuşmacı olarak bu kadar çok para kazabilmesinin de bir sebebi bu. Nihayetinde lobiciler onun ticari işlerini anlayabiliyorlar. Bu yüzden Steinbrück'ün kimlere hizmet ettiğini söylemesini, bu isimleri açıklamasını istemek mahremiyete yönelik bir ihlâl olmaz.”