1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.12.2003 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel8 Aralık 2003
https://p.dw.com/p/AbwP

Rusya’da yapılan seçimler ve Almanya Başbakanı Schröder ve İtalyan meslektaşı Berlusconi’nin dünkü buluşmasında AB Anayasası konusunda verilen mesajlar, bu sabah Alman gazetelerinin yorum sütunlarında öne çıkan konular...

Berliner Zeitung adlı gazete Rusya’daki seçimleri şu satırlarla değerlendiriyor:

”Rusya’da sosyalizm döneminin sona ermesinden sonra yapılan dördüncü seçimlerde, zaferin tek bir partiye ait olacağı belliydi:
Birleşik Rusya Partisi... Bu partinin programında tek nokta var, o da Devlet Başkanı Vladimir Putin’i desteklemek. Putin ise, tarafsız olduğunu söylüyor. Zaten farklı bir tavır takınmasına da gerek yok. Ne de olsa parlamentonun en güçlü grubu, Devlet Başkanı’nın dümen suyunda gidiyor. Duma’nın tek görevi, Kremlin’den çıkan kararlara, demokratik bir kılıf uydurmak. Ruslar’ın çoğunluğunun isteği de bu zaten. Hayat şartları halen zor, ancak Yeltsin
dönemi ile karşılaştırıldığında şartlar şimdi daha iyi. Ekonomi canlanıyor. Ruslar demokrasiyi denediler, ancak ellerine pek birşey geçmedi. Bu nedenle de, uslu emir kullarına karşı cömert bir Çar havasındaki Putin’i destekliyorlar.”

Saarbrücker Zeitung adlı gazetenin Duma seçimlerine yönelik değerlendirmesi kısaca şöyle:

”’Batı'da oyunun kuralları gayet açıktır, ama seçimi kimin kazanacağı belli değildir, biz de ise oyunun kuralları yok ve sonuç önceden belli.' Bu satırlar, Moskova’da Kremlin’e eleştirel gözle bakan yorumcuların kaleminden çıkma. Bu şartlar altında
seçimlerde bir skandal yaşanmamasına şaşmamak lazım. Önceden planlanmış sonuçlar üzerinde oynama yapmanın bir manası yok. Seçimler olaysız geçti, ancak bu haftasonunun Rusya’yı demokrasiye bir adım daha yaklaştırdığı söylenemez.”

Almanya Başbakanı Gerhard Schröder ve İtalyan meslektaşı Silvio Berlusconi, dün Berlin’de biraraya gelerek, oy dağılımı konusunda AB Anayasası’nda öngörülen maddelerden ödün verilmeyeceğini açıkladı. Essen’den Neue Ruhr Zeitung adlı gazetenin yorumunda şu satırlar yer alıyor:

”Varşova ve Madrid, AB Komisyonu’nda yeterince temsil edilmedikleri görüşünü savunuyor. Bu epey yanlış bir bakış açısı. Örneğin Almanya’nın nüfusu, iki ülkenin toplam nüfusundan daha fazla, ancak oy sayısı sadece iki tane daha fazla. Herkesin sadece kendisi için en iyi yolu seçeceği bir Avrupa’da entegrasyonun yürümesi imkansız olacaktır.”

Wiesbadener Kurier ise konuyu şöyle yorumluyor:

”Sözkonusu olan, demokrasideki temel temsiliyet prensipleridir. 300 bin Lüksemburglu’nun, AB Komisyonu’nda alınan kararlarda, 80 milyonluk Almanya kadar ağırlığı olması, kabul edilemez. Polonya ve İspanya’nın bu gerçeği ne kadar görmezlikten geleceğini zaman gösterecek.”

Bu sabahki uluslararası basında geniş yankı uyandıran konu ise Rusya’da sandıktan çıkan sonuç. İtalya’nın başkenti Roma’da çıkan La Repubblica gazetesinin seçimler hakkındaki yorumu şöyle:

”Putin’in hareket sahası daha da genişledi, ortalıkta rakip de yok. Mart ayında yapılacak devlet başkanlığı seçimlerinde Putin’in zaferi yüzde 100 garantilendi. Kremlin yanlısı partilerin çoğunluğu ele geçirdiği Duma da çantada keklik. İktidarın temelleri daha da sağlamlaştı. Putin, görülmemiş hesaplarını görmek isterse, şimdi hiçbir sorunla karşılaşmayacaktır. Rusya’da çoğulculuk prensibi diye birşey kalmamışa benziyor.”

Sol liberal çizgisi ile tanınan Fransız gazetesi Libération da, seçimlere yönelik şu değerlendirmeyi yapıyor:

”Rusya’yı şimdiye kadar ‘demir yumruk’la yöneten Putin, artık parlamentoyu da avucuna aldı. Duma’da bugüne kadar bir nebze muhalefet etmeye çalışan gözüken partiler, günümüzün endişe ve korkuları nedeniyle oluşan milliyetçi popülist akımlar ile güçlenen Putinci partiler karşısında iyice geriledi. Bu seçimlerden çıkan sonuç şu: demokratikleşme, ne geri dönülmez bir yol, ne de
dayanılmaz bir cazibe. Demokratikleşme, zihniyete dayalı bir süreç. Ama refah düzeyi artınca, demokrasiye de ilginin artacağı kesin.”

Son olarak Rus basınına bakıyoruz. Moskova’da çıkan İzvestiya gazetesi, Kremlin yanlısı Birleşik Rusya Partisi’nin seçim zaferini şu satırlarla yorumluyor:

”Birleşik Rusya Partisi, büyük bir ihtimalle anayasayı değiştirebilecek üçte ikilik bir çoğunluğa sahip olacak. Böylece 1,5 partilik bir siyasi sistem ortaya çıkıyor. Bütün siyasi alanlara iktidardaki partinin isimleri hakim olacak. Diğerleri ise, sadece figüranlık yapacak.”