09.01.2009 - Alman basınından özetler

Nürnberger Nachricten gazetesi, İsrail – Filistin anlaşmazlığını konu alan yorumunda, Gazze’de ateşkesin sağlanması durumunda bölgeye uluslararası güç gönderilmesi gerektiğini savunuyor:

“Lübnan, Gazze anlaşmazlığının çözümüne örnek oluşturabilir. İsrail’in iki buçuk yıldır kuzeyde yaşadığı huzur, savaştan sonra güneyde de avdet etmelidir. Militan Filistin gruplarının silahların susmasından yeni saldırı hazırlıkları için yararlanması, ancak uluslararası askeri güçle önlenebilir. Ateşkes sağlama gayretlerinin akıbetini, geçmişte yüksek miktarda roket ve makineli tüfeğin Gazze Şeridi’ne kaçırıldığı Mısır sınırının kontrol altına alınması belirleyecek.”

Rhein-Zeitung gazetesi yorumunda radikal Hamas’a yeniden silahlanma fırsatı verilmemesi gerektiğini vurguluyor:

“Kısır döngü dışarıdan kırılmalıdır. İsrail ordusunun çekilmesinden sonra sınırların uluslararası askeri güç tarafından denetlenmesi Gazze Şeridi’ni tam olarak sükûnete kavuşturamaz. Silahların bir daha konuşmamasını sağlayacak anlaşma şu üç ana temele dayanmalıdır: Hamas bir daha silahlanamamalı ve İsrail kentlerine roket fırlatamamalıdır. Karşılığında ekonomik abluka kaldırılmalıdır. Ve bu anlaşma, BM’in yetkilendireceği bir barış gücü tarafından denetlenmelidir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinden aktaracağımız yorumun konusu ise, Bombay’deki terör saldırısının ardından gerilen Hindistan ile Pakistan arasındaki ilişkiler:

“Kanıtların son derece sağlam olmasına rağmen İslamabat yönetimi, Bombay’da katliam yapan teröristlerin Pakistan’daki İslamcı çevrelerce yönlendirildiğini teslim etmekte hala zorlanıyor. Hayatta kalan tek saldırganın Pakistan vatandaşı olduğunu açıklaması, güvenlik danışmanını görevinden etti. Anlaşılan, hükümet, ordu ve gizli servis, Hindistan’ın saldırı sorumlularının yakalanıp iade edilmesi şeklindeki talebine nasıl karşılık verileceği hususunda aralarında anlaşamıyorlar. Pakistan, Bombay sonrasında bu pisliği temizleyip Hindistan ile arasını düzeltme fırsatını değerlendiremedi.”

Rusya ile Ukrayna arasındaki doğalgaz krizi konusunda Süddeutsche Zeitung gazetesinin yorumu şöyle:

“Rusya Avrupa Birliği’ne dâhil değil ama bir Avrupa ülkesi. Bu bakımdan Putin’in, Rusya’nın kendi Avrupa güç dengeleri modelini yaratması gerektiğini düşünmesi yanlış sayılmaz. Putin’in ittifak politikası herkesin elle tutabileceği kadar somut özellikler taşıyor: ‘Devletler ulvi sözlerle değil, doğalgaz hammaddesinin sağladığı somut bağımlılıkla birbirine bağlanır. Birlik Avrupa’sı, her yıl nakil boru hatları boşaldığında bu bağımlılığın farkına varıyor.”

Rhein-Neckar Zeitung gazetesi Rus doğalgazını doğrudan Almanya’ya bağlayacak olan Baltık boru hattının çözüm olamayacağını, çünkü bu projenin Rusya’nın münferit ülkelere baskı yapma imkânlarını arttıracağını yazıyor:

“Almanya daha uzun süre enerji hammaddesi ithaline bağımlı olacağından yapabileceği tek şey ithalat yelpazesini genişletmek olabilir. Tek bir ihracatçı ülkeye bağımlı hale gelmenin nelere yol açabileceğini, soğuktan donan doğu Avrupa’da görüyoruz.”

İktisat gazetesi Handelsblatt, yorumunda Almanya’nın ihracatındaki önemli gerilemeyi konu alıyor:

“Aylık ihracatın bir yılda yüzde on oranında gerilemesi, resesyonun çok şiddetli olduğunu gösteriyor. Almanya’nın büyüme modeli tehlikede. Çünkü Almanya son yıllarda yüksek ihracat yapan bir ülkeden, ekonomisi dış ülkelere yaptığı satışlara bağımlı olan bir ülkeye dönüştü. Avrupa ülkeleri ile ABD, Almanya ile ticarette verdikleri açığı finanse edebildikleri için 2008’e kadar işler yolunda gitti. Ama para harcamayı seven Amerikalılar krediyi tükettikleri için artık frene basmak zorundalar.”