1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

8 Mart 2012

Suriye'deki gelişmeler, ABD-İsrail-İran üçgenindeki durum, Fukuşima felaketinin yıldönümü ve Yunanistan'daki mali kriz, bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/14HvI

Suriye ile ilgili bir yorumla başlıyoruz basın özetlerimize... Almanya'nın güneyindeki Regensburg kentimde yayımlanan Mittelbayerische Zeitung, “Esad kendi kendini bertaraf ediyor” başlığı altında şu görüşlere yer veriyor:

“Suriye’deki şiddet ortamına karşı başlatılan diplomatik girişim, Suriye Devlet Başkanı Esad’ı teğet geçiyor. Arap Birliği’nin ülkeye gönderdiği gözlemciler başarısız kalmıştı. Rejime yaptırım uygulanması amaçlanmış, ama karar tasarısı BM Güvenlik Konseyi’ndeki iki daimi üye Rusya ile Çin’in vetosuna takıldı. Arap Birliği ile BM’in Suriye görevlisi Kofi Annan’ın da Esad’ı etkilemesi beklenmiyor. Ama Esad zaten giderek kendi kendini bertaraf etmekte. Halkına karşı kullandığı şiddetin dozunu artırdıkça, kendisine bağlı adamları ondan uzaklaşıyor. Despot, ilk yüksek düzeydeki hükümet görevlisi olan Petrol Bakan Yardımcısı Abdo Hüsamettin’i direnişçilere kaptırdı. Diğerlerinin de onu izlemesi bekleniyor. BM ve Arap Birliği’nin diplomatik yoldan Esad’ı etkilemesi nafile. Zira despot, bu tür baskılara tepki vermiyor. Batılı diplomatların, değişimin ülke içinden olmasını desteklemesi ve şu an çelişki yaşayan devlet yetkililerinin bu şiddet rejiminden kolayca kopabilmelerini sağlamak için ortam hazırlamaları gerekir. Gerisini Esad kendisi halledecektir.”

Frankfurter Rundschau gazetesinden seçtiğimiz yorum ise İsrail’in ABD’den askeri malzeme istediğine dair haberlere ilişkin:

“Kudüs’te anında yalanlanan askerî yardım talebi haberi, eğer gerçekse, aslında her iki taraf için avantajlı olurdu. Obama kasım ayında yapılacak başkanlık seçimleri öncesinde İran’a askerî bir girişim kararı almak zorunda kalmamış olur, İsrail ise İran’ın nükleer tesislerini -yerin dibinde dahi olsa- bombalamak için modern silahlara sahip olmuş olurdu. Yani hem Obama’nın hem de Netanyahu’nun çıkarlarına uygun bir anlaşma. Peki bu plan yürür mü? Silahlanma otomatikman barışa götüren bir yol değildir!”

Düsseldorf’te yayımlanana Handelsblatt gazetesi ise Fukişima felaketinin yaklaşan yıldönümü vesilesiyle Japonya’nın enerji politikasını irdeliyor:

“Geçmişte yaşanan deneyimler, hükümetin nükleer enerjiden bir anda kesin bir şekilde değil, aşamalı olarak vazgeçeceği endişesini uyandırıyor. Nükleer santrallerin bulunduğu bölgede yaşayan halkın direncinin kırılamaması halindeyse, Japonya’nın enerji politikası bilinmezliğin pençesine sürüklenecek. Bu durum alternatif enerjilere geçişi acılı ve geç bir süreç haline getirse de uzun vadede engellemeyecektir.”

Son olarak Yunanistan'daki mali krize dair bir yorum aktarıyoruz. Kassel'de yayımlanan Hessische-Niedersächsische Allgemeine gazetesinde şu satırları okuyoruz:

"Avrupa’nın bugünkü durumu, sonucu çoktan belli olan bir Monopoly oyununa benziyor. Oyunun devam etmesinin tek nedeniyse kaybeden tarafın artık oteller, evler veya yollar olmasa da sırf devam edebilsin diye havadan kredilerle beslenmesi. Yunanistan bu kez alacaklılarını sayısız milyar euro hafifleterek topun ağzından dönmeyi başarsa da, bu can sıkıcı devridaimde hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Avrupa Projesi’ne duyulan güven ağır bir sarsıntı yaşadı. Bunun bir nedeni de artık son noktaya gelindiğinde kimsenin “bitti” demeye cesaret edememesi."  

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa