1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

09.10.2009 - Avrupa basınından özetler

9 Ekim 2009

Bugünkü Avrupa gazetelerinde dün Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Romanya doğumlu Alman yazar Herta Müller’le ilgili değerlendirmeler dikkat çekiyor. Müller’in bu ödüle layık görülmesi çeşitli açılardan değerlendiriliyor.

https://p.dw.com/p/K2vg
Herta Müller
Herta MüllerFotoğraf: picture-alliance/dpa

Romanya gazetesi Gandul, Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan Romanya doğumlu Alman yazar Herta Müller'in geçmişi ile kurduğu bağa dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Merak uyandıran dönemler, Müller için eserlerinin bir teminatı. Nitekim Nobel'e layık görülmesini sağlayan eseri de yaşadığı döneme ilişkin bumerang etkisi yaratan uyarıcı bir nitelik taşıyor. Komünizmden 20 yıl sonra Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülen Müller, ortaya çıkardığı eserle bunu gerçekleştirdi. Herta Müller, Rumen toplumu için de bir örnek olabilir. Müller, gerçekleri aramaktan vazgeçmemiz, hafızamızın silinmesine izin vermemiz, ayrıca bugünün ve geleceğin, geçmişimizin gün ışığına çıkmasına bağlı olduğunu bilmemiz gerektiğine işaret ediyor.”

Liberal eğilimli İsveç gazetesi Dagens Nyheter de Müller'in ödülü hak ettiğini söylüyor:

“Herta Müller, Nobel ödülünü kesinlikle hak etti. Duvarın yıkılmasından tam 20 yıl sonra, ‘Atemschaukel', yani ‘Nefes Salıncağı' adlı son mükemmel romanının yayınlanmasının ardından bu ödüle layık görülmüş olması da gayet güzel. Müller, kitapları aracılığı ile dönemin Romanyasında duvarın ardına sıkışıp izole bir yaşam süren küçük Alman azınlığın yanından geçiyor ve onları kitaplarının başlıca konusu yapıyor. Dışlanmış ve güvensizlik içinde yaşayan bu topluma dikkati çekiyor. Herta Müller, mağdurların tanıklığını yaparak onların dili oluyor ve geçmişlerini yeniden gündeme getiriyor.”

Polonya gazetesi Dziennik Gazeta Prawna ise Herta Müller'in dünya edebiyatında olay yaratan bir isim olmadığını belirterek Nobel ödüllerinin artık siyasi gerekçelerle verildiği eleştirisini getiriyor. İtalyan gazetesi La Repubblica ise Müller'in önemli bir isim olduğu kanısında. Gazetede şu satırlar yer alıyor:

“Herta Müller, diktatör korkusu yaşamış hayatların bir tanığı. O, yaşananları hiçbir zaman unutmadı. O, birçoklarının aksine duvarın yıkıldığı ve artık Çavuşesku'nun olmadığı yerde, geçmişin üzerini örten sessizliği bozdu…”

Alman gazetelerinde de Müller'in başarısı geniş yer buluyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung'de yer alan yorum şöyle:

“Müller, göç etmek zorunda kalan ailesinin kaderini, ihanetlerle dolu ve hainlerle kesişen hayat öyküsünü, korkularını, kapalı yerlerde nefes alamayışını, vurdum duymazlığı ve bulduğu bir ağaç kovuğunu, doğru ifadeleri bulmaya çalışırken ortaya çıkan güç ve yoğunlukla anlatıyor. Son kitabı ‘Atemschaukel' (Nefes Salıncağı) da dahil, eserlerinde genellikle kendisinin de mağdur olduğu devlet kaynaklı baskılardan söz ediyor. Bu noktada da Müller, yedi yıl önce Nobel Edebiyat Ödülü'na layık görülen Imre Kertesz'le karşılaştırılıyor. Dolayısıyla Stockholm Akademisi, Herta Müller'i de ödüllendirerek geçmişin akla mantığa dayanmayan kimi kararlarının unutulmaması gerektiği mesajını veriyor.”

Berliner Morgenpost gazetesi de Müller'in başka yönlerinin de keşfedileceğini söylüyor:

“Herta Müller'in edebiyatındaki biyografik malzemeyi, Çavuşesku dönemi ve göç ettikleri Batı'da karşı karşıya kaldığı zorluklar oluşturuyor. Eserlerinde Avrupa'nın çeşitli bölgelerinde bugün de hâlâ varlığını sürdüren Alman azınlığın tarihi deneyimlerinden faydalanıyor. Bu elbette onun evrensel bir hakkı. Nitekim şimdi de Nobel'le ödüllendiriliyor. Bu ödül, daha keşfedilecek pek çok yönü bulunan bir şairi ön plana çıkarıyor.”

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Ayhan Şimşek