1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

09.11.2011 - Alman basınından özetler

9 Kasım 2011

Alman gazetelerinde bugün İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’nin istifa açıklaması ve Uluslararası Atom Enerji Ajansı’nın yeni İran raporuna ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/137Cm

Badische Zeitung’da İtalya’daki gelişmelere ilişkin şu satırları okuyoruz:

“Sonunda kurtarıcı haber geldi: Berlusconi istifa edeceğini açıkladı. Bu adam, yıllardan beri ayakta kalabilme azmiyle tanınıyor. Alman kriterleri ve Alman bakış açısıyla entrikalarla dolu iktidar mücadelesinin sevildiği İtalya'daki ortamı anlamak pek mümkün değil, ancak yine de İtalyanları anlamak için büyük çaba gösterildi. Nihayetinde İtalya’da da sabırlar tükendi. Gergin yüzlere bakıldığında ise şu sözleri okumak mümkün: Basta. Yani yeter! Artık git! Berlusconi de şimdi bunu yapacak. Peki ya sonra? Şurası gayet açık: Berlusconi’nin arkasından gelecek hükümet, AB tarafından istenen ekonomik reformları hayata geçirmek zorunda. Uluslararası Para Fonu ve benzer kuruluşlar gelişmeleri yakından izliyor. Piyasalar da aynı şekilde.”

Kölner Stadt – Anzeiger gazetesi de İtalya’da hiçbir şeyin değişmeyebileceği değerlendirmesinde bulunuyor:

“Silvio Berlusconi’nin istifasının ufukta görünmesi bile salı günü İtalyan devlet tahvillerinin hiç olmadığı kadar değerlenmesine yol açtı. Bu, yeni başbakanın yıllardan beri geciken reformlara başlayacağına dair piyasaların umut taşıdığının bir göstergesi. Ülkede başka neler yapılacağı da fazla bekletilmeden kararlaştırılmalı. Yeni bir başlangıç için ya yeniden seçimlere gidilmesi ve farklı siyasi partilerden oluşan bir hükümetin iktidara gelmesi gerekmektedir, ya da daha önce defalarca denenen teknokrat bir hükümet işbaşı yapmalıdır. İtalya’da ise en sevilen slogan şöyle: Biz hiçbir şey değişmesin diye her şeyi değiştirmek zorundayız.”

Tageszeitung da gelişmeleri Euro Bölgesi’ndeki kriz açısından ele alıyor:

“Berlusconi üzerinde artan baskı, Euro Bölgesi’nde aslında çok fazla endişelenmemek gerektiğini gösteriyor. Zira Euro Bölgesi, siyasi olarak hâlâ etkin ve en sert yaptırımları uygulayabilecek kadar da güçlü. Bir ülkeden başbakanlarını değiştirmelerini talep etmek, o ülkenin içişlerine yapılabilecek en büyük müdahalelerden biri. Bu, en azından birlik ruhu açısından iyi bir haber. Ancak tek sorun şu; Euro Bölgesi yanlış bir politika izliyor. Büyük bir ahenk içinde bu yanılgının üzerinde ısrar ediliyor. Herkesin tasarrufa gitmesi ve herkesin ihracat yapması isteniyor. Ama işler böyle devam edemez. Zira birilerinin de ithal etmesi gerekiyor. Bu basit mantık herkes tarafından şimdilik görmezden gelinmekte.”

Fuldaer Zeitung’da da Uluslararası Atom Enerji Kurumu’nun İran raporuna ilişkin bir yoruma yer veriyor:

“Molla rejimi ile süregelen gerginlik artık zirveye doğru tırmanıyor. Uluslararası Atom Enerji Ajansı yetkilileri, ilk kez bağımsız bir taraf olarak, İran’ın nükleer silah üretme çabalarına dair güvenilir ve aynı zamanda da endişe verici bilgiler ortaya koydu. Kurum bu konuda elinde açık delil bulunmasa da net bulgulara ulaşmış. Etkin uluslararası bir kurum, İran’dan kaynaklanan nükleer tehdit konusunda hiç bu kadar açık ve yanlış anlaşılmaya yer bırakmayacak şekilde bir değerlendirme yapmamıştı… İran’ın koruyucuları Rusya ve Çin’in Ahemedinejad’ı köşeye sıkıştırması için en uygun zaman. Ancak yeni bir durgunluk tehlikesi ile karşı karşıya olan Rusya ve Çin, bu sağı solu belli olmayan ülke ile milyarlık ticari ilişkilerini daha önemli görebilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Başak Özay