Presseschau

Euro Bölgesi'ne dahil olan Yunanistan'ın borç sınırını aşması nedeniyle AB içinde başlayan tartışmalar sürüyor. Avrupa Birliği içinde mali istikrarın sağlanması amacıyla Uluslararası Para Fonu (IMF) benzeri bir "Avrupa Para Fonu" kurulması fikri tartışılıyor. Almanya ve Fransa'nın destek verdiği öneri kapsamında spekülatörlere de savaş açılması öngörülüyor. Konu bugünkü gazetelerde geniş yer buluyor.

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'un yorumu şöyle:

"Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin önerisi bankalarla hedge fonların hoşuna gitmeyecek, ancak politikacılar, finans lobicilerinin feryadına aldırış etmemeli. Finans piyasalarının temsilcileri tepkilerinin sebebinin, herkesin yararına olduğunu öne sürüyor. Ancak gerçekte sadece yüksek miktardaki kazançları için kaygılanıyorlar. Piyasalardaki riskli bütün ürünler değil, ancak muhtemelen tehlikeli yan etkiye sahip her ürünün yasaklanması planlanıyor. Yunanistan'ın borçları nedeniyle ortaya çıkan trajik durumun iyi bir tarafı var: Politikacılar nihayet 1929 yılından bu yana yaşanan en büyük ekonomik krizden gerekli dersleri çıkarıyor."

Coburger Tageblatt gazetesi de Avrupa Para Fonu kurulması planlarını masaya yatırıyor. Gazete böyle bir fonunun kurulmasını eleştiriyor:

"Avrupa Para Fonu'nda sorumsuzluğun kurum içinde meşru hale getirilmesi ve buna göz yumulması kabul edilemez. Çünkü başı boş harcama politikasına sahip ülkeler bununla, izledikleri çizginin doğru olduğu düşüncesine kapılacaklar. Ülkelerinin ekonomisini batıran hükümetlerse kredilerle ödüllendirilecek."

Airbus firmasının ana ortağı Avrupa Havacılık Savunma ve Uzay Şirketi'nin (EADS) ABD Hava Kuvvetleri'nin 35 milyar dolarlık tanker uçak programı için teklif vermeme kararı gazetelerde yer bulan bir başka konu. Şirketin teklif vermemesiyle ihalede bir tek Amerikan Boeing şirketi kalmış oldu. Gazeteler, EADS'nin teklif vermemesine Avrupa ülkelerinden gelen tepkileri mercek altına alıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

"Silah sanayii, otomotiv sanayii ile kıyaslanabilecek bir normal ticaret ortamından uzak. Ancak bu durum değişmeli. Çünkü silah sanayiinin içinde bulunduğu durum vatandaşların para kaybetmesine yolaçıyor. Ayrıca ordular, bütçeleri için en iyi ürünü çok nadir biçimde sahip olabiliyorlar. Şimdi Amerikalılara, hükümetin açtığı ihalelerin özellikle kötü sonuçları olduğunun kabul ettirilmesi, iki yüzlülü davranmak ve politik bir ritüeli yerine getirmekten başka bir anlama gelmiyor."

Nürnberger Nachrichten ise aynı konudaki yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"ABD'nin bu ihaleyi kendi ülkesinde tutmak isteme çabaları anlaşılabilir. Sonuç olarak çok hassas askeri mallar sözkonusu ve bunlar ülkenin güvenliği için büyük önem taşıyor. Ayrıca bu kriz ortamında kim tanker uçakların yedek parçaları için yurtdışına muhtaç olmak ister ki? Biz Avrupalılar da böyle bir durumda farklı davranmazdık. Nitekim A400M askerî nakliye uçaklarında da bunu yaşadık. Bu uçakların motorlarının ABD'nden hazır olarak satın alınması yerine, daha pahalıya malolmasına rağmen Avrupa'da yeniden geliştirilmeleri yönünde karar aldık. Bu nedenle son ihale konusunda kim ABD'yi kayırmacıyıkla suçluyorsa, kendisinin de daha masum olmadığını bilmeli."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Murat Çelikkafa