1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10.05.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay10 Mayıs 2005
https://p.dw.com/p/Abqf

Alman ve diğer Avrupa basınının yorum köşelerinde bugün, Moskova’daki Kızıl Meydan’da yapılan 9 Mayıs zafer töreninin ışığında Rusya’nın Avrupa Birliği ve Amerikan süper gücü ile ilişkilerini konu alan değerlendirmeler ağırlıkta. Ortadoğu ve Afganistan’daki gelişmelerle Almanya’nın büyüyen bütçe açığına çare arayışları da dikkat çeken diğer konu başlıkları.

Berlin’de yayımlanan Die Welt gazetesi baş yorumunda, II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden 60 yıl sonra Rusya ile Almanya arasındaki barışın ilişkilerin merkezini oluşturmasından duyulan memnuniyet dile getiriliyor. Yorum şöyle devam ediyor:

“Barışın kutlandığı bu törende, sözümona, parlak bir geçmişi anımsatmaya çalışan Stalin afişlerinin görünmesi yadırganacak bir durum. Putin, tarihi iki ayrı açıdan değerlendiriyor. Bir yandan Almanya ile dostluk ve stratejik ortaklığı pekiştirmek için büyük bir jestle geçmişin üzerine sünger çekiyor. Diğer yandan ise halkını yatıştırmak için Stalin’li geçmişi sosyal müsekkin olarak kullanmaya çalışıyor.“

Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in zafer kutlamaları sırasında Almanya’ya dostluk eli uzatmasının, sadece bir jest, ekonomik çıkarların gereği ya da Rus lider ile Almanya Başbakanı arasındaki samimiyetin ürünü olmadığı görüşünde:

“Dostluk gösterisi herşeyden önce, Rusya’daki Almanya imajının nasıl değiştiğinin bir ifadesidir. Ancak bu değişim Almanya’da hakettiği ölçüde takdir görmemektedir. Berlin yönetiminin bunun Alman dış politikası açısından doğurabileceği sonuçları tam olarak kavrayabildiği de şüphelidir.“

Süddeutsche Zeitung gazetesi de “ABD ve savaşın sonu“ başlıklı yorumunda şöyle bir değerlendirmeye yer veriyor:

“ABD, savaş sonrası Avrupası’nın yaratıcısıdır. ABD olmasa, Avrupa ne kurtulur ne de demokratikleşirdi. Almanya refahı arttırmaya çalışırken kıtanın güvenliğini kollayan ABD bu bakımdan bir Avrupa süper gücüdür de. Demokrasinin cazibesiyle ülkenin gücü, Irak örneğinde olduğu gibi Avrupa’yı bölebilddiği için Amerika günümüzde de Avrupa açısından vazgeçilmezliğini korumaktadır. Berlin ya da Washington’un, ABD’nin Avrupa’daki rolünü sorgulamaya kalkışmaları Avrupa’nın birliğine zarar vereceğinden, son derece tehlikeli olur. II. Dünya Savaşı’nın sonucu ve uzun Soğuk Savaş yılları, Avrupa’nın ABD ile Rusya arasında tercih yapamayacağını göstermiştir.“

İsviçre’nin saygın gazetesi Neue Zürcher Zeitung, Berlin’deki 9 Mayıs törenlerine şu satırları ayırıyor:

“Almanya’daki ekonomik problemlere tepki olarak suçluyu doğuda aramak adet haline geldi. Cumhurbaşkanı Köhler, meclisteki konuşmasında Almanya’nın yeniden refaha kavuşmasını Avrupa’yla bütünleşmesine borçlu olduğunu hatırlattı. Ama Berlin yönetimi, Alman dış politikasına yön vermesi gereken bu gerçeği unutmuşa benziyor. Berlin, kendini yakın tarihten ve AB’nin bütünlüğünden soyutlamaya çalışarak, dünya politikasında Almanya’ya daha önemli rol verilmesi gerektiğini savunuyor. Almanya, savaştan 60 yıl sonra riskli bir oyun oynuyor. Bir yandan tarihine sahip çıkarken, diğer yandan tarihinden sıyrılmayı deniyor.“

Aynı gazetenin bir diğer yorumunda da Ortadoğu anlaşmazlığı işleniyor. Bu yılın başlarındaki barış heyecanının söndüğünü belirten Süddeutsche Zeitung’un değerlendirmesi şöyle devam ediyor:

“Mahmud Abbas, Özerk Yönetim Başkanlığı’na seçildiğinde Filistinliler’in ortaçağı geride bıraktıkları sanılmıştı. Gözler geleceğe çevrilmiş, şiddetin nihayet sona ereceğine ve İsrail-Filistin yakınlaşmasının hayal olmaktan çıkacağına inanılmıştı. Ortadoğu barışının yol haritasına aykırı olarak Abbas militan Hamas örgütünü silahsızlandıracağına bu şiddet odağını siyasi sisteme entegre ediyor. İsrail ise Filistinli tutukluların salıverilmesini geciktiriyor ve Başbakan Ariel Şaron, Mahmud Abbas ile bir türlü buluşmuyor. Abbas’ın zayıf konumda olması her iki taraftaki radikal unsurları cesaretlendiriyor. Filistinli militanlar barış sürecinin İsrail tarafından bloke edilmesini gerekçe gösterip saldırılarını arttırırken, militan Yahudiler de bunu bahane edip Gazze Şeridi’nin tahliyesine karşı halkı kışkırtıyorlar. Görüldüğü kadarıyla Ortadoğu’yu barış değil sıcak bir yaz bekliyor.“

Almanya’da bütçe açığındaki artış Alman gazeteleri tarafından irdeleniyor. Westdeutsche Allgemeine Zeitung gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Bütçe deprem geçiriyor. Bu yıl üç milyarı bulması beklenen devletin vergi gelirlerindeki düşüş 2008 yılında 50 milyar Euroluk bütçe açığına yol açacak. Her mali krizde olduğu gibi bu kez de katma değer vergisi zammı gündeme getirildi. Bu adım zaten yerinde sayan tüketim açısından son derece sakıncalıdır. Maliye Bakanı, katma değer vergisinin arttırılmasını şimdilik düşünmediklerini söylüyor. Bu sözlerin ne anlama geldiği, Kuzey Ren Vestfalya’daki önemli eyalet seçiminden sonra anlaşılacak.“