10.05.2010 - Avrupa basınından özetler

AB Maliye Bakanları Yunanistan'da etkili olan borç krizinin diğer Avrupa ülkelerine yayılmasını önlemek ve Euro’nun istikrarını korumak için yaklaşık 750 milyar Euro’luk acil durum paketi üzerinde anlaştı. Oluşturulacak yardım fonuna Uluslararası Para Fonu (IMF) da 250 milyara kadar katkı sağlayacak. Fransa’nın başkenti Paris’te yayımlanan Liberation gazetesinin, AB’de oluşturulacak acil yardım fonuyla ilgili yorumu şöyle:

“Krize karşı en etkili reçete hemen harekete geçmekti. Haftalar süren tereddüdün ardından, Avrupa’nın - piyasaları rahatlatır umuduyla - yeni bir acil yardım fonu oluşturulması önerisini getirmekten başka çaresi kalmadı. Elbette 27 üyenin büyük zorluklarla aldığı bu karar piyasaları rahatlatacak bir adımdır. Ancak bunun Euro bölgesinde hâkim olan kaosu tamamen ortadan kaldıracağına inanmak yanlış olur. Yunanistan’da yaşanan trajediden çıkarılacak sonuç, Avrupa’nın aslında var olmadığıdır.”

Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da yayımlanan sol liberal eğilimli Sega gazetesi de AB ve Uluslar arası Para Fonu’nun Yunanistan’a yapacağı yardımları değerlendiriyor. Gazete, ‘istikrar kredilerinin’ işe yaramayacağı görüşünde:

“Zor durumdaki ülkelere sağlanacak devasa kredilerin sizleri yanıltmasına izin vermeyin. İstikrar kredileri, krediyi alan ülkelere yardımdan çok yük getirir. Yunan ekonomisi AB ve IMF’nin kendisine garanti ettiği 110 milyar Euro’dan bir kuruş fazlasını görmeyecek. Çünkü taze paralar, önümüzdeki yıllarda vadesi dolacak eski borçları ödemek için kullanılacak.”

İspanya’da yayımlanan muhafazakâr görüşlü ABC ise, Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde yapılan eyalet seçimlerini taşımış bugünkü yorum sütunlarına. Gazete, seçim sonuçlarının Almanya’da Euro’ya karşı mesafeli yaklaşımın giderek arttığının işareti olduğu görüşünde:

“Kuzey Ren Vestfalya'da yapılan eyalet seçimleri, seçmenin Almanya ve Avrupa’daki mevcut durumundan kaynaklanan rahatsızlığı ortaya koyuyor. Bunun kötü tarafı, Almanya’da Euro’ya yönelik şüpheci yaklaşımın artmasıdır. Başbakan Angela Merkel, eyalet seçimleri öncesinde partisi Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) olası kayıplarını önlemek için, Yunanistan’a yönelik yardımlarla ilgili kararı geciktirmekle suçlandı. Merkel’in bu tutumu kesinlikle yanlıştı. Çünkü spekülatörlere bu sayede zaman kazandırmış oldu. Almanya Başbakanı ayrıca kamuoyunu, Yunanistan’a yapılacak yardımların aslında Almanya’nın da yararına olduğu konusunda ikna edemedi. Merkel bu talihsizliğe rağmen Almanya’nın AB’deki sağlam konumunu koruma çabalarını devam etirmeli.”

İkinci Dünya Savaşı’nın sona erişinin 65’inci yıldönümü dün Rusya’nın başkenti Moskova’da görkemli bir törenle kutlandı. Aralarında Almanya Başbakanı Angela Merkel’in de bulunduğu çok sayıda ülkeden devlet ve hükümet başkanlarının katıldığı töreni 2,5 milyon kişi izledi. Tüm zamanların en büyük ve pahalı askeri geçidine ilk kez İngiltere, Fransa ve ABD’den 200’ü aşkın ordu mensubu da katıldı. Kızıl Meydan’daki törende Rusya askeri gücünü sergiledi. 10 bini aşkın askerin katıldığı geçitte tankların yanı sıra nükleer başlık taşıyabilen kıtalararası balistik füzeler de yer aldı. Polonya'nın başkenti Varşova'da yayımlanan muhafazakâr görüşlü Rzeczpospolita gazetesinin, Moskova'daki kutlamalarla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

“Askeri törenler, bir kez daha Rusya'nın neoemperyalist yüzünü göstermiş oldu. Rusya stratejik ortağı olarak Almanya ve Çin'i görüyor. Devlet Başkanı Medvedev, devlet ve hükümet liderleriyle ‘Meçhul Askerler Anıtı'na ilerlerken bir yanında Almanya Başbakanı Angela Merkel diğer yanında da Çin Devlet Başkanı Hu Jintao vardı. Polonya bu yıl, Doğu politikalarında daha az aktif olduğu için beş yıl önceki törenlerde olduğundan daha iyi ağırlandı. 2005 yılında, dönemin Polonya Devlet Başkanı Aleksander Kvasnievski'nin Ukrayna'daki Turuncu Devrim'e yönelik desteği daha Rus hafızalarında oldukça tazeydi. Bugün ise Ukrayna Viktor Yanukoviç'in zaferiyle Moskova'nın etki alanına geri döndü.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Baha Güngör