Alman basınından özetler

Neue Osnabrücker Zeitung Almanya'nın Mannheim kentinde dün düzenlenen 20. Kürt Festivali'nde 80 polisin yaralandığı olayları analiz ediyor:

“Mannheim'da düzenlenen Kürt Festivali'nde çıkan olayları sadece Türkiye ya da komşu ülkelerdeki Kürt sorunu ile bağdaştırmak doğru olmaz. Büyük kitlelerin buluştuğu bü tür etkinliklerin kendine özgü yasaları vardır. Kalabalığın içinden şiddet eğilimli birkaç kişi bir harekette bulunur ve birden etrafındakiler kendini güçlü hissediverir ya da korkudan onlar da kavgaya katılır. Yine de bu olaylar çok kötü. Özellikle o sırada görev yapan ve bir kısmı yaralanan 800 polis merhameti hak ediyor. Yaklaşık 2 bin 500 kişinin karşısında durdular. Güvenlik yetkilisinin ortalığın yatışması amacıyla ekibini geri çekmesi doğru bir karardı.”

Almanya'da hükümetin emeklilik planları basını meşgul etmeye devam ediyor. Leipziger Volkszeitung Alman Hükümeti'nin emeklilik katkı payını 1 Ocak 2013'ten itibaren düşürme planını ve partilerin emeklilik tasarılarını taşıyor yorum sütunlarına:

“Almanya, emekliliğin ana eksen olarak belirlendiği bir 2013 seçim kampanyasına doğru gidiyor. Hrıstiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) aile politikaları kozunu kullanıyor. Bu iyi bir deneme, çünkü doğum oranlarının azaldığı günümüzde çocuk bakımının, emeklilik sistemi açısından da bir karşılığı olmalı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise emeklilik konularını henüz tartma aşamasında. Parti, bilindik asgari emeklilik maaşı önerisi üzerinde duruyor. Aslında hükümetteki Hrıstiyan Birlik Partileri ile Sosyal Demokratlar'ın önerilerinin sentezinden oluşan bir tasarının hayata geçirilmesi akıllıca olurdu. Hatta belki bu yolla olası müstakbel koalisyonun ilk tasarısı da hazırlanmış olur.”         

Westdeutsche Zeitung ise emeklilik konusunun seçimlere alet edildiği görüşünde:

“Emeklilik maaşı ya da başka bir şey, bundan geçimini sağlayan insanlar yaşlılıkta nasıl geçinecekleri konusunun siyasetten ya da bir ideolojiden arındırılarak detaylıca tartışılmasını hak ediyorlar.”

Tageszeitung Lufhansa ile kabin görevlileri arsındaki ücret pazarlıklarına yorum getiriyor. Binlerce uçuşun iptal olduğu grev ile kabin görevlileri ücret artışı ve taşeron uygulamasının kaldırılmasını talep etmişti:

“Almanya'nın en büyük havayolu şirketi taşeron kabin görevlisi çalıştırmaktan vazgeçiyor. Kabin Görevlileri Sendikası (UFO) ile Lufthansa arasındaki toplu sözleşme pazarlıkları bu şekilde tamamen çözülmüş sayılmayacak ama taşeron uygulamasından vazgeçilmesi grevlerin bir başarısı. Bu başarının şöyle bir genel bir mesaj vermesi iyi olurdu: Çalışanlar sıkça ücretleri düşük tutumak amacıyla kendilerine baskı yapmak için kullanılan taşeron uygulamasına toplu sözleşmelerle engel olabilirler. En önemlisi ise grev aşamasına gelindiğinde, bu grevin şirketin canını yakacak ağrılıkta olması, aksi takdirde çalışanlar kendi isteklerini kabul ettirebilecek güce sahip olmaz.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Egilmez

Editör: Başak Özay