10.11.2009 - Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumu şöyle:

“Birini unutmadan ya da bastırmadan diğerini kutlamak mümkün. 9 Kasım yirmi yıldır artık sadece bir utanç kaynağı değil. Aynı zamanda milli bir sevinç günü. Doğu Almanlar için haklı bir gurur günü. Alman tarihinin dip ve tavan noktasını biraraya getiren başka bir gün yok. 9 Kasım tarihi gerçeklerin günüdür. Resmi bayram ilan edilen 3 Ekim ise, öne sürülen tüm iyi tezlere rağmen yapay kalıyor.”

Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung, 9 Kasım’ın milli bayram ilan edilmesi gerektiğini savunuyor:

“9 Kasım’ı milli bayram ilan etmekten çekinmek belki de Almanya’nın birleşme sürecini şekillendirenlerin en büyük hatasıydı. 9 Kasım yerine, iki Alman devletinin resmi olarak birleştiği 3 Ekim'i her geçen yıl daha da sönük bir şekilde anıyoruz. 9-10 Kasım 1938 tarihinde Alman Yahudiler’e yapılan pogromu unutmadan bu barışçıl devrimi kutlamaya cesaret edemeyen tek millet biziz herhalde.”

Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Berlin dün merkez noktası mıydı? Eğer öyle idiyse, neyin merkeziydi? Zamanın, yaşadığımız dönemin, özlem ve beklentilerin içinde bulunduğu değişimin bilinci vardı dün Berlin’de. Şehrin yirmi yıl önce duvarın yıkılmasında da rol oynayan, kanunsuz, şaşırtıcı özelliği dün de hissedildi. Berlin hala birleşmenin laboratuvarı konumunda. Ama yine de akıllardan çıkmıyor: Duvarın yıkılışının yirminci yılı, aynı zamanda Kasım pogromunun da 71’inci yıldönümüydü.

Almanya’nın birleşmesinin ardından Doğu eyaletlerini kalkındırmak üzere akıtılan milyarlar ve Batı’daki vergi mükellefinin maaşından her ay kesilen dayanışma vergisi ile ilgili tartışmalar birleşme sürecine sürekli eşlik etti. Ulaştırma Bakanı Peter Ramsauer’in, ‘artık Batı’nın imarına başlanması' yönündeki çağrısı tepkilere yol açtı. Financial Times Deutschland gazetesinin yorumu şöyle:

“Berlin Duvarı’nın yıkılışı ile ilgili organize sevinç daha geçmeden, resmi kutlamalar yine can sıkıcı Doğu-Batı tartışmalarıyla gölgelendi. Ulaştırma Bakanı, Batı için özel bir program oluşturulması talebiyle, “Doğu’nun imarıyla geçen yirmi yılın ardından artık sıra Batı’da’ diye düşünen hiç de azımsanamayacak sayıda Batı Alman’ın sesi oldu. Bu talebi, göreve pek de iyi başlamamış yeni bir bakanın popülist bir manevrası olarak görüp önemsememek mümkün olabilirdi. Ama bu talebin tehlikeli yan etkileri var. Ramsauer’in ifadeleri, sanki Doğu cömert yardımlar sayesinde o kadar iyi durumdaymış da artık ülkenin diğer sorunlu bölgelerine yönelinebilirmiş izlenimi yaratıyor. Ülkenin ekonomik açıdan da birleşmesi misyonu bu şekilde asla yerine getirilemez.”

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay