1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1011 Presseschau

10 Kasım 2011

İran’ın nükleer silah edinme gayreti içinde olduğu iddiaları, Avrupa’nın borç krizi ve Almanya’daki zorla evlendirilmeleri konu alan araştırma, bugünkü Alman gazetelerinden derlediğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/1387U

Frankfurter Rundschau gazetesi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın son İran raporunu şöyle değerlendiriyor:

“İran mutlaka bombaya sahip olmak istiyor. Muhtemelen emeline nail olacakta. Yeni bir strateji geliştirmek için henüz vakit var. Nükleer caydırıcılık prensibi neden düşünülmesin? Tasavvur olunamaz bir opsiyon niçin dile getirilmesin? İranlılara, nükleer silahı ateşledikleri takdirde ağır nükleer darbe alacakları neden anlatılmasın? Bu korkunç bir düşünce olabilir. Ama nükleer güç olmasını önlemek için, İran'a nükleer güç muamelesi yapmak gerekebilir.”

Handelsblatt gazetesinin aynı konuya ayırdığı yorumda şu satırları okuyoruz:

“Hamaney ve danışmanları, İsrail’e yapılacak bir saldırının İran’ı da imha edeceğini bilirler. Atom bombası bulunduran İsrail, İran’daki hedefleri vurabilecek 7 bin kilometre menzilli taşıyıcı füzelerini deniyor. Bölgenin en iyi donanımlı ve en eğitimli ordusuna sahip olan İsrail aynı zamanda ABD’nin silah arkadaşlığına da güveniyor. İran’ın atom bombası edinme çabaları en çok komşu Arap devletlerini ilgilendiriyor. İran nükleer güç olursa, Sünnilerin hakimiyetindeki Arap aleminde Şiilerin ağırlığını arttırıp, Suudi Arabistan’a güçlü bir rakip olabilir.”

Siyasi krizlere de yol açan Avrupa'daki borç krizi Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorum sütunlarına şu satırlar yansımış:

“Euro bölgesinin parçalanma tehlikesi artıyor. Çünkü finans piyasaları Euro ülkelerinden bazılarının borçlanma politikasına ve reformlardan kaçınmasına daha fazla katlanmak istemiyor. Bu tehlike aynı zamanda, Avrupa iç politikasının kesin hatlara kavuşmaya başladığı karşılıklı etkileşime de yol açıyor. Ortaklarının artık iyi niyetle Yunanistan’a para vermek istememesinden dolayı, muhalefetin sorumluluk üstlenmesi için Yunanistan başbakanı istifa etmek zorunda kaldı. İtalya Başbakanı ülke maliyesini Uluslararası Para Fonu’nun denetimine açmaya mecbur oldu. Çünkü ortakları, Berlusconi’nin reform adımları atabileceğine artık inanmıyor.”

Süddeutsche Zeitung Yunan politikacıların halkı reform ve tasarruf politikalarının gerekliliğine ikna edemediklerini vurguluyor:

“Halkın büyük çoğunluğu, siyasetten yüreklere su serpecek bir sinyal bekliyor. Vergi vermek istemeyenler paralarını çoktan yurtdışına kaçırdılar. Şimdi aile reisleriyle emekliler de eurolarını banka hesaplarından çekiyorlar. Çünkü herkes bankaların batmasından ve devletin iflas etmesinden korkuyor. Yunanistan’ın olmayan parası yurtdışına akıyor. İflası önlemek politikacıların elinde. Avrupa Birliği’nin yardımı kesebileceğini duyurması siyası sorumluları ayılttı ve Atina’da uzlaşma aranmaya başlandı. Yunanistan bunu zamanında idrak edebilseydi, çok şey kazanmış olurdu.”

Aile Bakanlığı’nın yaptırdığı ‘Almanya’da zorla evlilik’ araştırması Alman gazetelerinin yorum sütunlarına da yansıdı. Westdeutsche Allgemeine Zeitung, zorla evlendirilenlerin ailelerini kaybetmekten korktukları ya da direnmeye cesaret edemedikleri için istatistiklerdeki rakamların gerçekçi olmadığını dile getirdiği yorumunda, zorla evlendirme suç teşkil ettiğinden, tehdit edilen veya çoktan zorla evlendirilmiş olan mağdurların ihtimama ve korunmaya muhtaç olduklarını yazıyor. Neue Osnabrücker Zeitung’un yorumu ise özetle şöyle.

“Gerçi Almanya’daki zorla evlendirilmelerden az sayıda Türk, Iraklı ve Balkan ülkelerinin kadınları etkileniyor. Ancak, aranje evliliklerde Almanya doğumluların sayısı arttığından, araştırmadaki rakamların son derece ciddiye alınması gerekiyor. Bu gelinlerin göç tarihinin kayıplar hanesine yazılması, toplumun zorla evlilikleri görmezden gelmesini ya da ideolojik nedenlerle sümen altı etmesini gerektirmez. Müslümanların adını kısmen kötüye çıkaracağı endişesi de bunda rol oynamamalı. Zorla evlendirmelere namus cinayetlerine kadar varan şiddet faktörünün de karışmasına müsamaha gösterilemez.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Nihat Halıcı