1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.05.2005 - Alman basınınıdan özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay11 Mayıs 2005
https://p.dw.com/p/Abqe

Alman basınında bugün en çok işlenen konuların başında Rus dış politikası, ABD’nin Avrupa’daki yeni müttefik arayışı AB - Rusya ilişkileri, soykırım kurbanları için Berlin’in merkezinde kurulan anıt ve bütçe açığı nedeniyle başlayan vergi zammı tartışmaları geliyor.

Almanya’nın önde gelen ciddi siyasi gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung, ABD Başkanı George Bush’un Gürcistan ziyareti için şu satırlara yer veriyor:

“Dostu Bush’un Tiflis’te Gürcistan’ın toprak bütünlüğü ve mutlak egemenliğinin garanti edilmesini istemesi, bölgedeki jeopolitik rekabetten çekinen Vladimir Putin’i kızdıracaktır. Ancak, Rusya’nın istikrarlı demokrasilere sınırı olmasının kendi nüfuz bölgesindeki kırılgan yapılanmalarla uğraşmaktan daha değerli olduğunu Putin de bilmektedir. Ne tesadüftür ki, dün Moskova’da AB ile Rusya arasında kapsamlı işbirliği anlaşması imzalanmış ve Rus lider bu anlaşmanın sınırlardan arındırılmış bir Avrupa yaratılmasını kolaylaştıracağını söylemiştir. Bu hedef, bölgesel çatışmaları körükleyen ve cumhuriyetleri yandaş liderlerin yardımıyla denetleyen politikalarla bağdaşmaz.“

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi, Moskova’daki AB-Rusya Zirvesi’ni şöyle yorumluyor:

“Brüksel ile Moskova ilişkilerine yeni bir zemin hazırlamak için iki yıl çetin müzakereler yaptılar. Ama dünkü imza töreni sırasında yeni çatlaklar belirdi. Rusya, AB ülkelerine kaçak giren vatandaşlarını geri almaya hazır olmadığı için AB de Ruslar’a vize kolaylığı sağlamayı reddetti. Avrupa’nın iki büyük gücü arasındaki stratejik ortaklık arayışının kolay olmayacağı kesin. Rusya’nın batılı yatırımcıya ihtiyacı var. Batı Avrupa’nın da Rus doğal gaz ve petrolüne. Yani işbirliği her ikisinin de çıkarına. Güvenlik alanında da sağduyulu davranılsa, eski Rus cumhuriyetlerindeki anlaşmazlıklara da uyum içinde çözüm aranabilir. Ama karşılıklı güven olmadığı için bu yola girilemiyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Sovyetler Birliği’nin Baltık cumhuriyetlerindeki tarihi suçunu miras edinmeye yanaşmıyor. Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan’daki demokrasi arayışında da Moskova hep yanlış tarafa oynuyor. Rusya kendi çelişkilerinden kurtulamadığı sürece ‚stratejik ortaklık’ gerçekleşemeyecektir.“

Nürnberger Zeitung gazetesi, ABD Başkanı George Bush’un Letonya, Rusya, Gürcistan üçgenindeki ziyaretlerinin Moskova’yı kızdırmasının zaten beklendiğini vurguladığı yorumunda, “Ancak Bush, çam devirmemeye gayret ederken evsahiplerine dayanışma sözü vermeyi de ihmal etmedi. Rusya’yı kızdırmamak için bu ahlaki yükümlülükten kaçanların olduğu malumdur“ cümlesine yer veriyor.

Almanya’nın dev bütçe açığı nedeniyle katma değer vergisinin yükseltileceğine dair haberler Alman siyasi gündemini meşgul eden konular arasında. Kölner Stadt-Anzeiger’in yorumu:

“Bu ülke onyıllar boyunca hazır yedi. Güçlü lobilerin etkisiyle uygulanan vergi politikaları savurganlığa zemin hazırladı. Vergi gelirlerinin istikrara kavuşturulabilmesi için federal devlet reformları bünyyesinde mali yetki ve sorumluluklar daha şeffaf bir şekilde paylaştırılmalı, devletle eyaletler her vergi reformunda pazarlık yapmaktan kurtarılmalıdır.“

Kuzey Ren Vestfalya’deki eyalet seçimlerinden önce siyasi partilerin katma değer vergisinin arttırılmasına karşı çıkmalarının normal olduğunu yazan Düsseldorf’un Westdeutsche Zeitung gazetesi, uzun vadede dolaylı vergilerin arttırılmasının kaçınılmaz olduğu görüşünde.

Fransa’daki Avrupa Anayasası referandumunun pamuk ipliğine bağlı olması Birlik hükümetlerini harekete geçirdi. Alman hükümetinin, Fransız seçmeni 29 Mayıs’ta “evet“ oyu kullanmaya ikna girişimlerinden sonra İtalya Dışişleri Bakanı Giagranco Fini de Fransızlar’ı, “Türkiye’nin AB üyeliğine karşı oldukları için Anayasa’yı reddetmemeleri“ hususunda uyardı. Fini, İngiliz Financial Times gazetesine verdiği demeçte, Avrupa Anayasası ile Türkiye’nin Birlik üyeliğinin ayrı şeyler olduğunu ve Anayasa’nın kabul edilmemesinin Türkiye’nin AB üyesi olmasını önleyemeyeceğini söyledi. Türkiye’nin AB üyeliği tartışmalarına sütunlarında yer veren Nordwest-Zeitung adlı Alman gazetesinin yorumu şöyle:

“Müslüman bir toplumun Hristiyan ağırlıklı değerler birliğine entegre edilmesi Almanya dışındaki AB üyelerinin de başını ağrıtıyor. Üstelik Türkiye, hukuk devleti normları, insan hakları, herkese inanç hürriyeti ve azınlıkların himayesi gibi alanlarda hâla zorlanıyor. Bu konuların gündeme getirilmesi meşrudur. Büyük siyasi partilerin artık birbirlerine benzediklerini düşünen seçmenin, önümüzdeki genel seçimlerde dış politikayla ilgili açık alternatifler sunulmasından memnun olması gerekir. Hristiyan Birlik partileri, Avrupa Anayasası konusunda seçmene kulak verse ve diğer siyasi partilerin meclis gruplarıyla birlikte Anayasa referandumuna yeşil ışık yaksaydı, seçmenin memnuniyeti daha da artacaktı.“