11.05.2009 - Avrupa basınından özetler

Papa 16’ncı Benedikt'in geçen Cuma Ürdün'de başladığı Ortadoğu gezisiyle ilgili yorumlar gazetelerde geniş yer tutuyor. İtalyan Corriera della Sera gazetesi Papa 16’ncı Benedikt’in Ortadoğu gezisini ve bu gezinin İslam dünyasına verdiği mesajı yorumluyor:

“Papa’nın gezisi çok hassas. Bu gezi her şeyden önce hem Yahudiler, hem de Müslümanlar’la ilişkileri belirleyen, bazı gerginlik ve yanlış anlamaların ardından yapılıyor. En hassas konu ise Benedikt’in İslam dünyasıyla ilişkisi. Bu ilişkiyi geren olaylardan biri, Papa'nın Almanya’nın Regensburg kentinde yaptığı, İslamı eleştiren konuşmasıydı. Bir başka hassas nokta ise Papa’nın Ortadoğu gezisi süresince Müslüman dünyası ile yanlış anlamaları ortadan kaldırmak için diyalog kurma girişimi. Bu çabalar aslında Hristiyanlık ile Müslümanlık arasında tam bir diyalog olmasa da, Hristiyanlarla Müslümanlar arasında çok kültürlü bir buluşma sağlanabileceği temeline dayanıyor. Papa’nın bu mesajı, Ürdün temaslarında kavranmış görülüyor.”

Alman Dresdner Neusten Nachrichten gazetesi ise Papa’nın gezisini şöyle yorumluyor:

“Katolik Kilisesi’nin lideri Papa'nın gezilerinin her zaman politik bir boyutu vardır. Alman Papa geçmişteki yanlış anlamaları gidermek için barışa giden yolun dikenlerle kaplı olduğu bir bölgeyi ziyaret ediyor. Kudüs'te Yahudi soykırımı kurbanlarını anma müzesi Yad Vaşem'e bırakacağı bir çelenk, soykırımı inkar eden Arjantin’de görev yapan rahip Williamson’un tartışmalı açıklamalarının affedilmesini unutturamaz. Papa, Yahudi, Müslüman ve Hristiyanlar’ın iç içe yaşadığı bu bölgenin gerçeklerini salt dini boyuta indirgeyemez.”

Hollanda’da yayımlanan de Volkskrant gazetesi ise, Pakistan ordusunun Taliban’a yönelik operasyonlarını yorum sütunlarına taşıyor:

“Pakistan’daki kriz ABD Başkanı Obama için de bir sınav niteliği taşıyor. Bunun tek nedeni Pakistan’ın yanlış ellere geçme riski taşıyan nükleer silahlara sahip olması değil. Taliban, Pakistan sınır bölgesinde saklanabildiği ve silahlanabildiği sürece, Amerika’nın Afganistan’daki misyonu da başarıyla sonuçlanamaz. Her ne kadar şu anda Taliban’a karşı sürdürülen askeri operasyonlar gerekli olsa da, bu sorun askeri yöntemlerle çözülemez. Afganistan’daki ve Pakistan’daki terörist güçleri saf dışı bırakmak için güçlü bir uluslararası işbirliği kurulmak zorunda. Diğer yandan da polis ve yargı gibi yerel erklerin kuvvetlendirilmesi için yardımın bu alanlara yönlendirilmesi şart. Orduya daha fazla para pompalamanın hiçbir anlamı yok.”

Bugünkü gazetelerde yer alan bir başka konu ise Yeşiller Partisi’nin hafta sonu Berlin’de düzenlediği, Eylül ayındaki genel seçimler için parti programını belirlediği kongre. Cenevre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Yeşiller iktidara gelme arzularını ortaya koyma konusunda hiçbir şüpheye yer bırakmadı. İktidara gelmek istiyorlar peki ama kiminle? Kongrelerinde “Jamaika Koalisyonu” diye nitelendirilen, Hristiyan Birlik Partileri ve Hür Demokratlar ile yapılacak olası bir koalisyonda yer almak istemediklerini vurguladılar. Sosyal Demokratlar ve Hür Demokratlar'la birlikte bir koalisyonda yer almaları fikri kulağa hiç de fena gelmiyor ama bu dile getirilmiyor. Burada önemli olan, Yeşiller'in böyle bir koalisyon seçeneği dışında nasıl iktidara gelebilecekleri? Sosyal Demokratlarla iktidara gelmeleri pratikte zor. Sosyal Demokratlar-Sol Parti ve Yeşiller’den oluşacak bir koalisyona ise Sosyal Demokratlar sıcak bakmıyor.”

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ahmet Günaltay