1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.08.2011 - Alman basınından özetler

11 Ağustos 2011

Bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumlarda, İngiltere’de yaşanan sosyal karmaşa ve Suriye’deki durum konu alınıyor.

https://p.dw.com/p/12Es7

Frankfurter Allgemeine Zeitung, İngiltere'de günlerdir süren yağma ve şiddet olayları ışığında ülkede yapılması gerekenleri irdeliyor:

“Umulur ki İngiltere’deki olaylar kriminal enerjinin açığa çıkmasının şoku olarak kalmaz, yaşananlardan sonuçlar da çıkarılır. Bu, polisin donanımı, mevcudiyeti ve taktiğinden başlar, sosyal, eğitim ve göç politikası ile de bitmez. En liberal devlet bile kentlerde kanunsuzluk ve sorumsuzluğun hüküm sürdüğü, sosyal çevreden kopuk bölgeler oluşmasına izin veremez. Başbakan Cameron bir keresinde İngiltere’yi ‘bozuk’ diye nitelendirmişti. O dönem muhalefette olduğundan bu yargı abartılı bulunmuş olabilir. Ama İngiltere’deki tadilat ihtiyacı son derece büyük ve sadece asayişin yeniden sağlanmasının çok daha ötesinde.”

Berlin’de yayımlanan Tageszeitung'un yorumu ise şöyle:

“Avrupa’nın hiçbir yerinde tüketim toplumu İngiltere’deki kadar baskın değil. Tüketim toplumundan dışlananların sayısı da hiçbir yerde İngiltere’deki kadar yüksek değil. Yaşanan yağmalamalar, moralin çöktüğü bir topluma katılmak için verilen garip bir savaşın ifadesi.”

Duesseldorf kentinde yayımlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt ise çalkantının sosyolojik nedenlerini irdeliyor:

“Gerçekten de konu para mı? Pek çok vakada asıl eksikliği duyulan, aslında başka bir şey: Kabul görme ihtiyacı. Saygı da denebilir. Ait olma, değer verilen bir insan olma hissinden kaynaklanan bir öz güven. Kendini aşağılanmış ya da dışlanmış hisseden, yeri geldiğinde yabancının malına mülküne, hatta diğer insanlara da saygı duymaz. Orta sınıfın sınıf düşme korkusunda da sadece para değil, toplumdaki saygınlığını yitirme korkusu da rol oynuyor.”

Frankfurter Rundschau ise benzer sosyal çalkantıların Almanya ve diğer ülkelerde yaşanması olasılığını ele alıyor.

“İspanyol, İsrail ya da Alman gençlerinin aynı yolu izlemeyeceğini kim garanti edebilir? Belki şimdi değil, bir nesil sonra. İspanya ile İngiltere arasındaki fark, İber Yarımadası’ndaki gençlerin daha makul olmaları değil; çöküş ve dışlanmanın, eğitim ve meslek fırsatlarından yoksunluğun İspanya’daki orta sınıfı henüz çaresizlik ve şiddete yöneltmemiş olması.Yani Almanya İçişleri Bakanı Friedrich gibi bunu inkar etmek yerine, İngiltere'deki olaylardan ders çıkarmak ve Almanya’da büyüyen uçuruma karşı mücadele etmek için hala zaman var.”

Dresden kentinde yayımlanan Saechsische Zeitung ise Almanya'da benzer olayların çıkabileceği görüşüne katılmıyor:

“İngiltere işsizlikte son 17 yılın en yüksek oranlarına ulaştı. Almanya’da ise istihdam piyasasındaki görünüm uzun süredir olmadığı kadar iyi. Alman gençleri, meslek eğitim ve staj olanaklarında da çok iyi imkanlara sahip. Sosyal güvenlik İngiltere’dekinden çok daha iyi. Bu, Almanya'da yoksulluk olmadığı anlamına gelmiyor. Ama böyle bir durumda İngiltere’deki karışıklığın Almanya’da olabileceğini düşünen, gerçeklerle bağlantısını kaybetmiş demektir.”

Rhein Pfalz gazetesi ise Suriye'deki durumu konu alıyor:

“Suudi Arabistan’ın da Mısır’ın da Beşar Esad’a giderek daha yüksek sesle saldırmasının iç politik nedenleri var. Sonuçta gerek Suudi gerekse Mısır halkının geniş kesimlerinde hakim olan algı, Şam’da İran tarafından desteklenen Alevi yani Şii bir rejimin, Sünnilere baskı uyguladığı yönünde. Mısır Dışişleri Bakanı şimdi yabancı müdahaleden bahsediyorsa bu, Sünni-Şii uçurumunun ne kadar derin olduğunu gösterir.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay