11.10.2005 - Avrupa basınından özetler...

Bugünkü Alman ve Avrupa basınında Almanya’da yeni hükümet kuruluşu ve Güney Asya’daki deprem ile ilgili haber ve yorumlar öne çıkıyor.

Basın turumuza Almanya ile başlıyoruz. Berlin'de koalisyon görüşmelerini sürdüren Sosyal Demokrat Parti ve Hıristiyan Birlik partileri, Angela Merkel’in başbakanlığı konusunda anlaşarak büyük koalisyon kuruluşu sürecinde önemli mesafe aldı. Stuttgarter Zeitung gazetesinin değerlendirmesi:

„Angela Merkel henüz iki yıl öncesine kadar reform sözünü dilinden eksik etmiyor, seçim kampanyasında da bu talebini zaman zaman dile getiriyordu. Ancak Sosyal Demokrat Parti ile yürütülen hükümet pazarlıkları, Merkel’in bu konumundan epey uzaklaştığını ortaya koydu. Almanya’da kurulacak yeni koalisyon hükümeti, Angela Merkel’in ve Hristiyan Birlik’in öngördüğünden çok daha fazla Sosyal Demokratların etkisi altında icraatını yürütecek. Ancak bir kural yine değişmeyecek: Hata ve başarısızlıklar, yine Başbakan Merkel’e mal olacak.“

Die Welt gazetesi, yeni Alman hükümetiyle ilgili şu yorumu yapıyor:
„Her iki büyük partinin omuzlarına ağır sorumluluk yüklenmiş durumda. Hristiyan Birlikin gündeminde zaten reform hayli önemli bir reform yer tutuyor. Sosyal Demokratlar ise seçim kampanyası sırasında liberal rüzgarlara karşı mücadele yeminleri ettiler. Oysa gün, hayatın önümüze getirip koyduğu zorlukları görme, bu sorunları çözebilecek reformları uygulama zamanıdır. Siyasetin görevi bu olmalı, ideolojik savaşlar bir kenara bırakılmalı.“

General Anzeiger gazetesi, aynı konuya sütunlarında şöyle yer veriyor:
„Erken seçim sonuçları, gerek Hristiyan Birlik gerekse Sosyal Demokratların taleplerini haklı çıkarıyor. Ortaya çıkan güç dengesi, her iki siyasi hareketin liderlik ve daha fazla bakanlık isteğini meşru kılıyor. Koalisyon pazarlıklarında gelinen aşama, Merkel’in başbakanlık koltuğu adına Sosyal Demokratlar’a fazlasıyla ödün verdiğini ortaya koyuyor. İlk anda Merkel büyük bedel ödemiş gibi görünse de aslında Almanya’nın yeni başbakanı icraat döneminde bir an önce sonuç almayı hedefliyor.“

Avusturya’da yayımlanan Der Standard gazetesi:
„Almanya’da kurulan büyük koalisyonun ömrünün iki yıldan ibaret olduğu yönündeki spekülasyonların iler tutar yanı yok. Asıl sorun vatandaş bu hükümete yeterince sabır gösterebilecek mi? Çünkü Batı Avrupa demokrasilerinde bilinen bir gerçektir: Büyük koalisyonlar parlamento dışı muhalefeti güçlendirip uç hareketleri canlandırmaktadır. Yeni hükümetin başarısızlığa uğraması demek, 60’lı yılların tekerrür etmesini, sokağın büyük kitle gösterilerine sahne olmasını beraberinde getirecektir. Sonunda Avrupa’nın merkezinde siyasi istikrarsızlık riski ihtimali mevcuttur.“

Hollanda’da yayımlanan „De Volkskrant“, Berlin’deki son gelişmeleri değerlendiren gazeteler arasında:
„Pazarlık sürecinde daha fazla bakanlık koltuğu elde ettiği anlaşılar Sosyal Demokrat cepheden yine de memnuniyet sesleri yükselmiyor. Anlaşılan parti yönetimi başbakanlığın kaptırılmış olmasının nedenlerini yeterince anlatamıyor. Aynı şekilde Hristiyan Birlik saflarında da zafer kutlamaları gözlenmiyor. Angela Merkel, Sosyal Demokratlara fazlasıyla taviz verildiği inancını taşıyan parti yöneticilerini yatıştırmak zorunda. Merkel’in hükümet kuruluşunun bundan sonraki kısmında Sosyal Demokratlara karşı daha sıkı bir çizgi izleyecektir. Seçmen bu iki partiyi işbirliğine mahkum etti. Ancak önce bu parti yöneticilerinin zihniyetlerini değiştirmeleri gerekiyor.“

İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung gazetesi, Hristiyan Birlik ve Sosyal Demokrat Parti arasında sonunda büyük koalisyon kurulmuş olmasını „siyasi olgunluk“ olarak değerlendiriyor. Gazete, Gerhard Schröder’in Merkel’in gölgesinde kalmayı kabullenmeyip yeni kabinede görev almasının beklenmediğini kaydediyor.

İngiliz The Times gazetesi, Berlin’de temeli atılan yeni hükümetle ilgili şu yorumu yapıyor:
„İki soru: Koalisyon istikrarlı ve uyumlu olacak mı? Alman ekonomisinin acil ihtiyaç duyduğu değişiklikler Angela Merkel tarafından uygulanabilecek mi? Çalışma ve Maliye bakanlıklarını alan Sosyal Demokratlar, Merkel’in ekonomideki yeniden yapılanma planlarına ket vurabilir. Diğer yandan Çevre Bakanlığının da Sosyal Demokratlar’da olması olumsuz bir gelişmedir. Bütün bunlar göz önünde tutulduğunda istikrarlı bir koalisyon ihtimali son derece zayıftır.“

Basın turumuzun son durağı Pakistan. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Hindistan’ın yardım girişiminin, iki ülke arasındaki yakınlaşma sürecine katkıda bulunabileceğini, Keşmir sorununun çözümünün de bu yakınlaşmanın bir parçası olduğuna dikkat çekiyor. Gazete, 11 Eylül saldırıları sonrasında İslamcı muhalefetin güçlendiği Pakistan’a deprem sonrası ilk yardım elinin Avrupalılar ve Amerikalılar tarafından uzatılmış olmasını ise bir çelişki olarak değerlendiriyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, depremi yönetim ve tüm Pakistanlılar açısından bir sınav ilan eden Pakistan Devlet Başkanı Pervez Müşerref’in pek çok sıkıntı ve açmazının da bu doğal afet sayesinde gün ışığına çıktığını yazıyor.