1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.10.2011 - Alman basınından özetler

11 Ekim 2011

Alman gazetelerinde bugün ön plana çıkan iki konu göze çarpıyor. Mısır’da yaşanan şiddet olayları ve Berlin’i karıştıran casus program skandalı.

https://p.dw.com/p/12ptT

Frankfurter Allgemeine gazetesi Mısır'da hafta sonu patlak veren olayları şöyle değerlendiriyor:

“Modern Mısır, uzunca bir zaman Müslüman çoğunlukla Kıpti Hrıstiyan azınlığın nispeten iyi ilişkiler içinde bulunmasından gurur duydu. Ancak dinî gruplar arasında devletin zorlamasıyla sağlanan bu uzlaşma, yıllar önce bozulmaya başladı. Kıptiler, Hüsnü Mübarek'in şubat ayında devlet başkanlığından devrilmesinin ardından devrimin bu havayı yumuşatacağını umuyordu. Ancak Kahire'de meydana gelen kanlı olaylar ve Yukarı Mısır bölgesindeki Asvan kentinde bir kilisenin ateşe verilmesi, bu iyimserliği cezalandırdı. Yeni bir düzenin kurulmaya çalışıldığı geçiş döneminde güvenliğin sağlanamamış olması da bu katliama yol açan nedenlerden biri.”

Berlin merkezli Tageszeitung da Mısır'daki gelişmelere değiniyor:

“Kahire'deki Tahrir Meydanı'nda pazar günü bir rüya sona erdi: Halkın on yıllar boyunca ülkeye hükmeden bir rejimi sadece 18 gün içinde devirebilmesi rüyası. Pazar günü en az 26 kişi hayatını kaybetti. Genç Kıptilerin organize ettiği gösterilere Hrıstiyanlar ve Müslümanlar da katıldı. Hedeflerinde Hüsnü Mübarek'in istifasından sonra giderek sertlik yanlısı bir çizgi izleyen ordu vardı. Eylemler sırasında protestoculara ateş eden ordu, panzerlerle eylemcileri kovaladı ve paralı nişancıları da sokaklara gönderdi. Ayrıca haber yapmalarını engellemek için iki televizyon kanalı ve bir gazeteye de saldırıldı. Tüm bunlar olurken devlet televizyonundan da Kıptiler aleyhine yayın yapılıyor ve vatandaşlara 'ordularına' destek olmaları için sokağa çıkma çağrısında bulunuluyordu.”

Alman resmi makamlarının casus program aracılığı ile kişisel bilgisayarlara ulaştığı iddiaları Berlin'de büyük yankı uyandırdı. Süddeutsche Zeitung'da şu satırları okuyoruz:

“Resmi makamlar eğer böyle bir casus program için sipariş verdiyse ve bunu kullandıysa, o zaman devlet suçlarında yeni bir sayfa açılmış demektir. Bu şekilde davranan resmi makamlar, sadece bilgisayarlara ve vatandaşların mahremiyetine yasadışı bir şekilde müdahale etmekle kalmıyor, aynı zamanda anayasa hakimleri tarafından korunan anayasayı da ihlal ediyorlar. Bu tür güvenlik birimleri, aslında güvensizlik yaratan birimlerdir. Çünkü dijital olanaklarla, devletin kabul gören güvenlik politikasına zarar verirler. Görünen o ki, bilgisayarları dijital olanaklar aracılığı ile kontrol etmenin temel hak ve özgürlüklerle bağdaşan bir şekli yok. ‘Peki online aramaların bir alternatifi var mı' diye de sık sık soruluyor. Bunun, yanlış anlaşılmaya mahal vermeyecek tek bir yanıtı var: Online aramalar olmamalı.”

Casus programının Bavyera eyaletinde kullanıldığı ortaya çıktı. Bu eyalette çıkan gazetelerden Nordbayerische Kurier konuyu şöyle değerlendiriyor:

“Bavyera İçişleri Bakanı'nın şu anda büyükçe bir sorunu var: Bilgisayar uzmanlarına göre, Bayvera makamları casus programları, Federal Anayasa Mahkemesi'nin izin verdiği sınırların çok ötesinde kullanıyordu. Bilgisayarların hafızasının yer aldığı sabit sürücüleri ve hatta webcamleri bile izledikleri söyleniyor. Bu anayasanın ihlal edildiği kokusu yayıyor. Casus programıyla neler yapıldığı, başka şüpheli durumlar olup olmadığı ve tüm bunları kimin başlattığı gibi soruların açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Hermann, daha önce de kişisel verilerin korunması konusunda pek hassas davranmamıştı. Kişisel bilgilerin depolanmasının, online aramaların, zararlı yazılımların kullanılmasının birer savunucusuydu. Ancak görünen o ki; kantarın topuzunu hayli kaçırmış.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Beklan Kulaksızoğlu