11.11.2011 - Avrupa basınından özetler

İtalya'dan Corriere della Sera, ülkedeki siyasî krizi ele aldığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“İtalya şu günlerde sonuçları önceden tahmin edilemeyen bir devrim yaşıyor. Başbakan Silvio Berlusconi’nin istifa edeceğini açıklamasıyla kartlar yeniden karıldı. Ülkenin iflas etme kabusu bütün baş aktörleri, - sadece siyasi partileri değil, medyayı, ekonomiyi, kurumları ve toplumu- bugüne dek bilinen, tanınan alışkanlık ve tembellik rahatlığından uyanmaya zorluyor. Büyük koalisyondan oluşacak bir hükümet kesinlikle ülkede bugüne dek varolan usül ve kaidelerden farklı, demokratik bir farklılık. Bu durum Almanya’da da, Hrıstiyan Demokratlarla Sosyal Demokratlar’ın 2005'den 2009'a kadar neredeyse bir yasama dönemi boyunca birbirlerini hiç de alışık olmayan bir biçimde kucaklayarak bir araya geldiğinde yaşanmıştı.”

Neue Zürcher Zeitung ise Yunanistan’da ulusal geçiş hükümetinin başbakanı konusunda sağlanan uzlaşmayı ele alıyor:

“Yunanistan şimdi ihtiyacı olan kredi dilimini alacak, piyasalar belki kısa bir süreliğine yatışacak. Ancak ülkede adeta kötürüm olan politik tartışma, devam edecek, çünkü çok yakında seçim kampanyaları başlayacak. Yunanistan’a kredi verenler iktidardaki ne yapacağı hesap edilemeyen iki büyük partiden, tasarrufa devam etmek istedikleri konusunda güvence vermeleri için ısrar etmek zorunda. Eğer halkın gözünden düşen siyasi liderler egemenlik konusunda belirli kısıtlamaları kabul etmezler ve tasarruf politikasını ciddi biçimde sürdürmek istemezlerse, o zaman Euro'ya veda etmek zorunda kalacaklar. Bu konuda karmaşık bir çizgi izlemek artık bir seçenek değil.”

Macaristan’ın sol liberal Nepszabadsag borç krizi konusunda şu yorumu yapıyor:

“Avrupa’da şu sıralar bir hayalet dolaşıyor. Ard arda hükümetleri deviren gerçek bir hayalet. Kurbanlar arasında Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu ve İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi var. Belki de onlara kısa bir süre sonra İspanya Başbakanı Zapatero da katılacak. Bu, seçmenlerin yaptığı basit ve alışılmış bir hükümet değişikliği değil. Tam tersine dışarıdan zorlama ve baskıyla yapılmış bir değişiklik. Elbette hiç kimsenin seçmediği finans piyasalarının demokratik mekanizmalara müdahale etmesine ve hükümetleri devirmesine kızılabilir. Ancak politikacıların da kendilerinin ve ülkelerinin güvenilirliği ve kredi itibarları için hiçbir şey yapmak zorunda olmadıkları nerede yazıyor?”

Fransız Le Monde gazetesi ise ise İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili tartışmaları ele alıyor. Yorum şöyle:

“Uluslarası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) raporunda İran’ın nükleer silah programı konusunda ‘ciddi endişeleri’ olduğunu dile getirdi. Raporda İran’ın nükleer silah üretmek için gerekli bilgi ve teknolojiye sahip olmaya çabaladığı tespiti yapılıyor. Ancak kanıtlanamayan nokta İran’ın bu gelişmeyi sonuçlandırma konusundaki siyasî kararı. Bu, İran’ın nükleer programıyla ilgili yıllardır süren büyük bir bilinmezlik. Neyse ki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nükleer teknolojinin askerî amaçlar için kötüye kullanılmamasının en yüksek koruyucusu. İran'la ilgili bu son rapor, kurumun sözünün tek güvenilir ve tartışmasız yönlendirme olduğunu gösteriyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ayhan Şimşek