1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.12.2008 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Değer Akal11 Aralık 2008

Yunanistan’da altı gündür süren protesto ve şiddet olayları ile mali krize karşı alınacak önlemler konusunda Almanya ve Fransa arasında yaşanan gerginlik Avrupa basınında öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/GDhH
Fotoğraf: dpa - Bildfunk

Hollanda’da yayımlanan Volkskrant gazetesinde yer alan yorumda Yunanistan’ın siyasi yapısının bir bütün olarak yenilenmesi gerektiği belirtiliyor:

“Yunanistan’ı ümitsiz vaka olarak nitelendirmek hata olur. Nihayetinde bu ülke Avrupa Birliği üyesi olabilmek ve euro bölgesine dahil olmak için reformlar konusunda çaba gösterdi. Reformlar konusunda ortaya konulan bu irade, hükümeti modernleştirmek ve siyasi sisteme taze kan vermek için de gerekli.”

Fransa’da yayımlanan L’Est Eclair gazetesi ise Yunanistan’da yaşananları “egzotik bir isyan” olarak değerlendirmenin yetersiz kalacağı yorumunu yapıyor:

“Muhafazakar hükümet 2004 yılında iktidara yolsuzlukla mücadele ve gündelik hayatı iyileştirme vaadiyle geldi. Sağlık, sosyal sigorta ve eğitim alanlarında değişim sözü verdi. Ancak verdiği sözleri tutmak yerine hükümet son aylarda patlak veren bir dizi yolsuzluk skandalıyla anılır duruma düştü.”

Yine Fransa’da yayımlanan Ouest France gazetesi ise gençlerin isyanına Yunanistan’daki yozlaşmış siyasi sistemin yol açtığı yorumunda bulunuyor:

“Uzun yıllardır Yunanistan’ı aynı aileler yönetiyor. Sağda Karamanlis solda da Papandreu aileleri. Bu nedenle skandallara karışmış mevcut hükümet öğrencileri sakinleştirme otoritesinden yoksun.”

Avrupa basınının yorum sütunlarında yer alan bir diğer konu da Avrupa Birliği üyeleri arasında ekonomik krizle mücadele sürecinde yaşanan görüş ayrılıkları. Fransa’da yayımlanan, Dernieres Nouvelles gazetesi gerilimli bir süreçten geçen Alman-Fransız ilişkilerini şu ifadelerle yorumluyor:

“Alman-Fransız çifti pek formda değil. İlişkiler Berlin ile Paris arasında pek çok önemli karar konusunda yaşanan görüş ayrılıklarının yükü altında. Fransa Cumhurbaşkanı mutlaka pek önem taşımayan bazı durumlarda uygunsuz davranışlar ortaya koymuştur. Asıl gerilimden ise Almanya Başbakanı Angela Merkel sorumludur. Sarkozy’den farklı olarak Merkel dünyanın karşı karşıya olduğu mali krizin ciddiyetini ancak sonradan fark edebildi.”

İtalyan Corriera della Sera gazetesi ise Almanya’nın mali krize karşı benimsediği tutumu şöyle değerlendiriyor:

“Almanya’nın ekonomik durgunluğa karşı takındığı tutum tam da beklenildiği gibi, ortak çabaya dayanıyor. Hükümet, bankalar, işverenler, sendikalar ve kurumlar krize karşı tek vücut olarak hareket ediyor. Nasyonal Sosyalizm sonrası ülkenin giriştiği yeniden yapılanma sürecine benzemese de Almanya’nın bugün izlediği yol yine aynı: Ulusal birlik.”