12.01.2007 - Alman basınından özetler...

ABD Başkanı Bush’un planını eleştiren Süddeutsche Zeitung şunları yazıyor: “Beyaz Saray, Aralık ayında eski Dışişleri Bakanı James Baker’ın başkanlığındaki partilerüstü araştırma grubunun yaptığı gibi gerçek bir ulusal strateji sunmuyor. Tersine hükümet, Suriye ve İran’la müzakereler gibi, orada açıklanan çıkış yollarının hepsini kararlılıkla reddediyor.”

Berliner Zeitung, ”Kasım’daki seçim yenilgisinin Bush’u akıllandıracağı umudu dağıldı. Şimdi dünyanın umudu, Kongre’de çoğunluk sağlayan Demokratların onu ve savaş politikasını durdurması” derken, Frankfurter Allgemeine Zeitung, “Bu çıkışı olmayan bir sorun. Fakat Amerikan kuvvetlerinin başından beri yetersiz olması Bush’un hatası ve öyle kalacak. Bu kadar kurbandan sonra şimdi bunu kabul etmesi pek teselli vermiyor,” ifadesini kullanıyor.

Frankfurter Rundschau ise sorunun Bush olduğunu ileri sürüyor: “Ortakları, Avrupalılar, kendi ülkesinde onu eleştirenler: Hiçbiri hiç birşey yapamaz. Oval ofiste gerçeğin ulaşamadığı dar kafalı bir politikacının olduğunu kabullenmek zorundalar. İki yıl daha iktidarda kalacak ve hiçbir sorunu çözmeyecek. Çünkü asıl sorun kendisi.”

Geçtiğimiz yıl Almanya’nın ekonomik büyüme oranının yüzde 2,5’u bulduğunun açıklanması, Alman basınında umutlu yorumların çıkmasına neden oldu. Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung şöyle yazıyor: “Daha az işsiz, 2000 yılından beri görülmeyen bir büyüme, daha az yeni borç ve akan vergi gelirleri. Güzel olan, bunun belki de böyle devam edecek olması. Ekonomik araştırmacılar ve konjonktür konusunda kötümser olanlar bile büyümenin devam edeceğini belirtiyor. Bununla da açgözlülük artıyor. Bu normal.”

Ekonomi gazetesi Financial Times Deutschland ise “Avrupa’nın hasta adamı yine sağlıklı ve iyi” diyor ve yorumuna şu sözlerle devam ediyor: “Böylesi bir yıllık sonuç, 2007 yılına harika bir başlangıç. Dünya ekonomisinin rüzgarını biraz arkasına alabilirse büyüme devam eder. Şimdi istatistikçilerin, artan KDV’nin Almanları panik alışverişlerine sürüklemediğini onaylaması da cabası. Bunun mantıklı sonucu, şimdi buna denk dramatik gerilemeler olurdu.”

Tagesspiegel gazetesi de bir kez daha Avrupa Birliği’nin Rus politikasından kaynaklanan enerji krizlerinden söz ediyor ve şu görüşü savunuyor: “Avrupa Birliği’nin 27 üyesinin ortak bir enerji politikası oluşturması lazım. AB’nin tüm talep gücü ancak bu şekilde kullanılabilir, Rusya’nın tek tek üye ülkeleri birbirlerine karşı kullanması önlenebilir ve Avrupa Birliği’yle komşularının yaşayacağı tedarik kesilmeleri dengelenebilir. Özelleştirilmiş ve liberalleştirilmiş bir Avrupa Birliği enerji pazarında gerçek rekabete acilen ihtiyaç var.”