1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.03.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel12 Mart 2004
https://p.dw.com/p/AbvO

İspanya’nın başkenti Madrid’i sarsan kanlı saldırılar bugün Alman gazetelerinin yorum köşelerinde yer alan neredeyse tek konu. İlk olarak Kölner Stadt-Anzeiger adlı gazeteden bir değerlendirme:

"İspanya’nın muhafazakar yönetimi, kendi ülkesinde ve tüm dünyada terörizme savaş açmıştı. Seçim kampanyasının bitmesine az bir süre kala düzenlenen saldırılar, teröristlerin yenilmediğini ve istedikleri an vurabileceklerini kanıtlıyor. Diğer yandan ise, her hain saldırı ile teröre karşı cephe güçleniyor. Ancak savaş naralarının sorunu halletmediğini, Ortadoğu ve Irak’taki durum her gün gözler önüne seriyor. Haksızlığa karşı zafer, ancak hukuk devletinin silahları ve dünya çapında dayanışmayla kazanılabilir.”

Başkent Berlin’de çıkan Die Welt gazetesinin yorumu ise şöyle:

"Avrupa’daki toplumların gelecekte dev saldırılara alışması gerekecek. Almanlar, İspanyollar ya da tüm kıta Avrupası bugüne kadar buna hazır değil. Terör hala Arap-Amerikan ekseninde bir olgu olarak değerlendiriliyor. Belki Madrid’deki saldırılar, bu düşünceden nihayet vazgeçilmesinin yolunu açar.”

Münih’den Abendzeitung, Madrid’deki patlamalara ilişkin şu yorumu getiriyor:

"Terör birdenbire aramızda peydahlanıverdi. Irak veya Ortadoğu’dan neredeyse hergün gelen saldırı haberlerini çoğu kişi algılamıyordu bile. "Uzak ülkelerdeki kanlı ve üzücü gidişat bu" deniyordu. Ama şimdi Avrupa’nın göbeğinde 20 yıldan beri benzeri görülmemiş bir katliam yaşandı. Saldırının sorumluları hakkındaki spekülasyonlar da endişe verici. ETA, ETA değilse El Kaide ya da benzeri bir İslami bir örgüt. El Kaide, Avrupa’nın ortasında bu boyutta bir katliam yapabiliyorsa, alarm çanlarının çalması gerek. Terörün Irak Savaşı ile yenilmediğini biliyoruz. Ancak dünden beri belki de korkunç yüzünü göstermeye yeni yeni göstermeye başladığının farkına varıyoruz.”

Düsseldorf’dan Westdeutsche Zeitung:

”Dünkü patlamalar herkese 11 Eylül 2001 tarihinde New York, Washington ve Pittsburgh’deki acımasız saldırıları hatırlattı. Keyfi bir şekilde, Madrid’de bu kadar çok masum insanın canına kıyılması dehşet uyandırdı, insanları üzüntüye ve öfkeye boğdu. Ancak diğer yandan da acı bir şekilde, böyle namert saldırılara karşı ne İspanya’da ne de başka bir yerde bir savunma, bir korunmanın olmadığının farkına varılıyor. 11 Mart’ta Madrid’in banliyö trenlerinde yolculuk edenler de 11 Eylül saldırılarının kurbanları gibi katillere karşı tamamen savunmasızdı.”

Madrid’deki kanlı saldırılar ile ilgili Berlin’den Der Tagesspiegel gazetesi de şu yorumu getiriyor:

”Dünya yine dehşet içinde. Aynı New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’ne, Cerba’da sinagogtaki Alman turistlere, Bali’de turistlerin rağbet ettiği diskoya veya İstanbul ile Riyad’ın şehir merkezlerine yönelik saldırılarda olduğu gibi. Kana bulanmış olay yerleri, yaralıların çığlıkları, yakınlarının gözyaşları, herkesin içine işliyor. Madrid’deki terör, bu boyuttaki saldırıların Avrupa’yı es geçeceği yönündeki zayıf ümitleri de sildi geçti. Teröre yabancı olmasa da bu kadar çok hayata mal olan bir saldırıyı, Avrupa daha önce hiç yaşamamıştı. Ama sabah iş trafiğinde saatleri art arda bombaları tren istasyonlarında patlaması, İspanya için ve Avrupa için dehşetin yeni bir boyutu.”

Hannoversche Allgemeine Zeitung ise saldırıların İspanya’da ve Avrupa’daki etkisine eğiliyor bu sabahki yorumunda:

”Bu atmosfer muhafazakarların işine yarayacak. 11 Mart öncesinde iktidar partisinin önde gittiğini bildiren siyasi gözlemcilerin, saldırılardan sonra bu tahminlerinde bir değişiklik yapmalarına gerek yok. Asıl zor olan, saldırının İspanya sınırları dışında etkisini tahmin edebilmek. Tüm Avrupalılar da İspanyollar gibi bir noktada birleşecek mi? Terör belki bizim kapımızı çalmaz ya da kıtada terör belli bir çerçevede kalır, diye ümit eden Avrupalılar’ın sayısı kesinlikle az değildi. Ancak Madrid’deki saldırıyı düzenleyenler, bunun tersini ispat ettiler. Pireneler’in kuzeyindeki halklar da aralarındaki farkları unutup, asıl önemli olan noktalarda birleşecek mi? Terör ile mücadelede tüm kıtanın işbirliği yapması bir zorunluluk.”

Son olarak Essen’da çıkan Westdeutsche Allgemeine Zeitung adlı gazeteden seçtiğimiz bir yoruma yer veriyoruz:

”Terörü yenebilmek için, insanların çoğunluğunun güvenini yitirmemek gerek. Açık bir toplum, terör ile mücadele kapsamında kendi ideallerinden vazgeçemez, aksi takdirde mücadeleyi kaybetmeye başlar. ‘Teröre karşı savaş’ yapmamamız lazım. Çünkü teröristlerin istediği de tam bu. Ancak teröristler savaşçı değil, onlar hain suçlular.”