1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.03.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey12 Mart 2007

Bugünkü Alman gazetelerinin yorum sayfalarında ön plana çıkan konular, Alman ordusu 10 gün içinde Afganistan’dan çekilmezse Irak’ta rehin alınan Almanların öldürüleceği tehdidi, Irak sorununun çözümü konusunda Bağdat’ta yapılan ilk bölgesel konferans ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’un Latin Amerika gezisi.

https://p.dw.com/p/Abj4

Financial Times Deutschland gazetesi, Alman hükümetinin rehineleri kurtarmak için ödeme yaptığının Irak’ta duyulduğunu vurguluyor ve şimdi Alman rehinelerin öldürüleceği tehdidi hakkında şu yorumu yapıyor: “Yani yeniden şantaj yapılmasının suçlusu Alman hükümetinin kendisi. Ama ödeme yapıp yapmayacağı sorusunun yanıtı ilk adam kaçırma olaylarında verildi. Sert davranan ve vatandaşlarının kafasının kamera karşısında kesilmesini sineye çeken İngiliz hükümetinin aksine, Alman hükümeti bu kadar katı bir ilkesel karar veremiyor. Son adam kaçırma olayı da şans ve para yardımıyla çözülebilir. Ama Almanya, Irak’ta devamlı Almanların kaçırılması ve fidye ödenmesine alışmak zorunda.”

Süddeutsche Zeitung ise bu olayla devletin de kaçırıldığını yazıyor: “Devletin hem geri adım atması gerekli, hem de atmaması. Kararlı kalması, ama katı olmaması lazım. Ne adam kaçıranların istediklerini yapmalı, ne de onların kurbanlarına karşı acımasız davranmalı.“

Frankfurter Allgemeine Zeitung “Psikolojik terör de, kanlı terörle aynı yasaları izliyor“ diyor: “Korku da yaratabilir, direnci de artırabilir. Dolayısıyla da tarihsel açıdan başarılı olup olmadığı kendi yaptıklarına değil, rakiplerinin yaptıklarına bağlı. Alman hükümeti, Afganistan’daki yeniden inşa faaliyetinden vazgeçmemeye kararlı görünüyor. Bu faaliyetin başarı oranı hakkındaki kararı oranın halkı verecek.“

Frankfurter Rundschau gazetesi bugünkü yorumunda, hafta sonunda Bağdat’ta yapılan Irak Konferansı’nı ele alıyor: “Eğer bir gün her şeye rağmen Tahran’la Washington arasında kabul edilebilir bir anlaşma olur ve fiyat da uygun olursa, İran rejimi ‚Şii kartı’nı oyundan çekebilir. Ama bu kart daha oyunda olduğundan, Arap Birliği’nin en önemli liderlerinin kendilerini Sünni azınlığın hamisi olarak gösterme şansı var. Türkiye için ise Kürt özerkliğini sınırlayacak ve Anadolu’daki Kürtler için fazla çekici olmasını önleyecek herşey makbul. Amerikan hükümeti haklı olarak, tüm bölgesel güçleri kendine düşman etmekten korkuyor. Bu dış çıkarlar Bağdat Konferansı’nda da karşı karşıya geliyor. Avrupa dikkat! Acil ve kapsamlı bir yeniden inşa programı gerekli. Bunun önkoşulu da, egemen bir devletin kurulması. Konferansa katılanlar bu teşhisi koydu. Ama bir ilaç bulamadılar.“

Tageszeitung gazetesi, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’un Latin Amerika ülkelerine yaptığı ziyareti yorumluyor. Bush’un, Güney Amerika ülkelerinin yeni oluşturduğu ekonomik birlik Mercosur’u parçalamayı hedeflediğini belirten gazete şunları yazıyor: “Bu planın başarı şansı tamamen Uruguay’da inşa edilecek ve oradaki sol hükümetin de Arjantin’in şiddetli direnişine rağmen gerçekleştirmeye kararlı göründüğü iki büyük selüloz fabrikasına bağlı. Yani Amerika Birleşik Devletleri, her zaman yaptığı gibi, bu çatışmayı körüklemeye ve Latin Amerikalı komşular arasındaki diğer anlaşmazlıklardan yarar sağlamaya çalışıyor. Ama bunda eskisi kadar başarılı değil. 11 Eylül’den sonra o terörle savaşa takılıp kalırken, Güneydeki kıtanın pembe hükümetleri birbirine yakınlaştı. Bu nedenle, Bush’un Chavez’i diplomatik yoldan yenme denemelerinin pek başarılı olması beklenemez.”