1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

11 Nisan 2012

Amerikan Cumhuriyetçi Partisi’ndeki adaylık yarışı ve Euro krizi bugünkü Alman gazetelerinden aktaracağımız yorumların konuları.

https://p.dw.com/p/14brx
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung, Amerikan Cumhuriyetçi Partisi'nin başkan adayının kesinleşmesini şöyle yorumluyor:

“Washington’un siyaset sahnesi temsil değiştiriyor: “Obama ve Yedi Cüceler” bitti, sıra “Kahraman Şerif’e” geldi. Rick Santorum’un şaşaalı bir şekilde adaylık yarışından çekilmesiyle, Obama’nın rakibinin Mitt Romney olması kesinleşti. Gerçi misyonerlik fanatizmi sergileyen Santorum yarışta olmayacak ama başkanlık kampanyasını mutlaka etkileyecek. Rakibinin ön seçimlerdeki başarısı Romney'i iyice sağa kaymaya zorladı. Bu kutuplaşma karşısında, ABD’deki siyasi sistemin işlerlik derecesini sorgulamak gerekir. Çünkü Obama kazansa bile, muhafazakarların çoğunlukta olduğu Kongre karşısında işi kolay olmayacak.”

Frankfurter Rundschau gazetesi muhafazakar Amerika’nın farklı bir aday arzuladığı görüşünde:

“Muhafazakar Amerikan seçmeni Ronald Reagan gibi bir adaya hasret. Onlara, artistik jest ve tavırlarıyla ne kadar muhteşem, güçlü ve üstün bir ülkede yaşadıklarını anlatacak bir adaya. Başkalık ve seçkinlik hissi Amerikalıların yüreğini ısıtıyor. Rick Santorum çoğunluğa fazla aşırı geliyordu. Ancak ön seçim mücadelesinde halkın manevi beklentilerine nasıl yaklaşılabileceğini gösterdi. Mitt Romney'de bu özellik yok.”

Hamburger Abendblatt gazetesi, ABD’ndeki başkanlık seçimlerinde, adayların niteliklerinin değil, para faktörünün belirleyici olduğunu yazıyor:

“Anketlerde Obama şimdilik Romney’in önünde gidiyor. Ancak kasıma kadar ekonomik göstergeler düzelmezse Başkanın işi zorlaşır. Lakin Romney’in de bir sıkıntısı var: Koyu muhafazakar Santorum ile arasındaki adaylık mücadelesinde, Tea Party’lileri kendi safına çekebilmek için, aslında liberal sayılabilecek çizgisinden ayrılmak zorunda kaldı. Obama’yı sevindirecek şekilde sıkıştığı sağ köşeden, inandırıcılığını kaybetmeden kurtulmaya çalışacak. Amerikan tarihinin en pahalı ön seçim kampanyasında paranın kalbinin attığı Wall Street’in Romney’in yanında yer alması aynı zamanda kaygı verici bir şekilde, paranın sınırsız gücünün ABD'nin siyasi eleme sistemindeki en etkili faktör olduğunu gözler önüne seriyor.”

Der Spiegel adlı haber dergisinin internet sayfasında yayınlanan Euro krizi konulu yorumda, borçluları kurtarma operasyonunun özel bankaları kurtarma operasyonuna dönüşeceği dile getiriliyor:

“İspanya’nın borçlarının istikrarlı yapıya kavuşturulacağına piyasalar artık inanmıyor. Piyasalardaki son paniğin, Başbakan Mariano Rajoy’un 10 milyar euroluk ek tasarruf paketini ilan ettiği günlere denk gelmesi tesadüf olamaz. Başbakan, sağlık hizmetlerinde ve eğitimde verimliliği arttırmak suretiyle bütçe giderlerinin azaltılacağını söylüyor. İspanya, Yunanistan’ın iki yıl önceki durumuna geldi. Bu kısır döngüden iki çıkış yolu var. Biri ortak para bölgesinden çıkmak. İkincisi ise, finans branşının borçlarının affedilmesine varacak olan bir kurtarma programı. Burada önemli olan devlet borçları değil, bankaların sırtındaki borç yükü. Kurtarma şemsiyesinin altına alınacak olan bankalar konkordato ilan etmeye ya da birleşmeye zorlanacak. Operasyonun maliyetine de ortaklaşa üst sınır konacak. Başka çıkış yolu kalmadı.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Banu Wöltje