1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.05.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Seda Sezer12 Mayıs 2006
https://p.dw.com/p/AbmU

Alman basınında bugün, Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın açıkladığı Avrupa politikası tartışılıyor. Westdeutsche Allgemeine Zeitung, Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın Federal Meclis'te Avrupa politikasıyla ilgili konuşmasını şöyle değerlendiriyor:

“Almanya Başbakanı Angela Merkel’ın tarzı arabuluculuk üzerine kurulu. İç siyasette Merkel’ın, belki de en büyük eksisi olan bu yönü, Avrupa siyasetinde en güçlü özelliği haline geliyor ve buna şu anda çok fazla ihtiyaç duyuluyor. Çünkü Avrupa derin bir kriz yaşıyor ve Almanya da şu an Avrupa’da arabuluculuk yapabilecek tek ülke konumunda. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, daha ülke içindeki sorunlarla bile baş edemediğinden Brüksel’de susmayı tercih ediyorlar. Merkel’ın bu dengeleyici tavrı, uluslararası alanda çoktan adını duyurdu.”

Stuttgarter Zeitung ise Merkel’ın Avrupa politikasını şöyle değerlendiriyor:

“Almanya Başbakanı Angela Merkel, AB Anayasası’nı kurtaracak. Ancak Merkel, Hollanda ve Fransa’nın Anayasa’ya referandumda ‘hayır’ demesinden sonra yola nasıl devam edileceğini ise henüz açıklamadı. Diplomatik olarak formüle edilirse, şu an doğru zaman olmadığını söylemesi, bir stratejiye sahip olmadığı yönündeki şüpheleri arttırdı. Almanya, birçok Birlik üyesi ülkenin ‘öldü’ diye baktığı Anayasa projesini canlandırmada önemli bir rol oynuyor. Bunun birçok nedeni var. Londra ve Paris yönetimleri iç kavgalarla meşgul ve dönem başkanlığı da yakında Almanya’ya geçiyor. Merkel’ın, AB mali politikası müzakerelerindeki kriz yönetimi de büyük beklentilere neden oldu.”

Die Welt Gazetesi ise Merkel’ın Avrupa siyasetindeki rolünü şöyle değerlendiriyor:

“Merkel kadar AB Anayasası’nı isteyen biri varsa şimdi ayağa kalksın. Şu an AB’de hedef eksikliği yaşanıyor. Yüzeysel düzenlemeler sadece Brüksel’de değil, vatandaşlar arasından da korku yaratıyor ve zararı faydasından büyük oluyor. Bir zaman gelecek atılacak küçük adımlarla saçma olanla faydalı olan birbirinden ayrılacak. Ancak AB üyesi ülkeler, AB ile ilişkilerini gözden geçirip açıklığa kavuşturmadıkları sürece bu yeterli olmayacak. Ulusal hükümetler hiçbir zaman AB içinde şekerin çayda eridiği gibi erimeyecek. Ancak şimdiye kadar olduğu gibi değişen dünyada tek değişmeyen unsur olarak da kalamaya devam edemeyecekler.”