12.05.2009 - Avrupa basınından özetler

Budapeşte’de yayımlanan Nepszabadsag gazetesi Papa 16’ncı Benedikt’in Ortadoğu gezisini değerlendiriyor. Yorum şöyle:

“İsrail, son seçimlerde de görüldüğü gibi bölgede iki devletli çözümden giderek uzaklaşıyor. Filistin’deki Araplar arasında cihadı savunan radikallerin sayısı giderek artıyor. Bunlar İsrail’le eşitlik istemedikleri gibi tam tersine Yahudiler’in bölgeden çıkarılması için çalışıyor. Papa bölgede tarafların müzakere yürütmeleri ve uzlaşma sağlamaları için ne yapabilir? Dünyanın petrol açısından zengin güçleri bile bunu şimdiye kadar başaramadı. Buna rağmen Papa’nın nerede olursa olsun yaptıklarının bir ağırlığı var. Hiç kimse Papa 16’ncı Benedikt’ten bir mucize yaratmasını beklemiyor. Asıl, onun karşılıklı anlayış ve uzlaşma çağrılarına biraz olsun dikkat göstermek küçük bir mucize olacaktır.”

Bielefeld’de yayımlanan Alman Neue Westfälische gazetesi ise Papa’nın gezisini övüyor:

“Papa Ortadoğu gezisinde şimdiye kadar hiçbir hata yapmadı. 16’ncı Benedikt’in bölgedeki zorlu barış sürecini ileriye taşıması beklenemez. Papa bu konuda temkinli davranıyor. Avrupalı Yahudilerin soykırıma uğramasını kınıyor, kilisenin geçmişteki tavrı nedeniyle üzüntüsünü dile getiriyor ve bütün insanlar için hoşgörü ve eşitlik çağrısında bulunuyor. Daha ne yapması gerekirdi ki?”

Hollanda’nın de Volkskrant gazetesi ise Yahudiler'in Papa’nın gezisinden memnun kalmadığı görüşünde:

“Bilinç altındaki, Papa’nın İsrail ve Filistin bölgelerine yaptığı geziye eşlik eden gerginlik daha da su yüzüne çıktı. Üç semavi din arasında barışın sağlanması yönündeki çağrıları, Kudüs’te pek olumlu karşılanmadı. Soykırım kurbanlarını anma müzesi Yad Vaşem’de yaptığı ve Nazi kurbanlarını andığı konuşma da hayal kırıklığı yarattı. Oysa Papa konuşmasıyla Yahudiler’le son dönemlerde yaşanan gerginliği ortadan kaldırmayı istiyordu. Yad Vaşem’den haham Meir Lau ve müzenin müdürü Avner Shalev Papa’nın özür dilememesini kusur olarak değerlendirdi.”

İtalyan sol liberal La Repubblica gazetesi ise Afrika’dan İtalya’ya göç dalgasını ve alınan önlemleri yorum sütunlarına taşıyor. Gazete teknelerle İtalya açıklarına gelen mültecilerin Libya’ya gönderilmesini eleştiriyor:

“Mültecilerin İtalyan sınırlarına ayak basar basmaz Libya’ya gönderilmesi, Cenevre Konvansiyonu’nun 33. maddesinin, yani dayanışma prensibinin ihlali anlamına geliyor. Bu maddeye göre bir mülteci ırk, din ya dâhil olduğu sosyal ya da siyasi zümre nedeniyle hayatının ve özgürlüğünün tehdit altında olduğu bir bölgeye geri gönderilemez. İçişleri Bakanı Roberto Maroni’nin Libya’ya gönderdiği yüzlerce kişi arasında bulunan ve siyasi baskı gören, sayıları 30 ile 40 arasında değişen mültecinin İtalya’ya girmeye hakkı vardı.”

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ahmet Günaltay