1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

11 Haziran 2012

Fransa’daki parlamento seçimlerinin ilk turu ve İspanya’nın Euro kurtarma fonundan yardım istemesi bugünkü Alman basınının ağırlıklı konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/15CJx
Titelseiten diverser Tageszeitungen Zeitungen im Presse- und Informationsamt der Bundesregierung, aufgenommen am 26.06.2005. Foto: Christian Slutterheim +++(c) dpa - Report+++
Symbolbild deutsche Presse PresseschauFotoğraf: picture-alliance/dpa

Frankfurter Allgemeine Zeitung Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande liderliğindeki Sosyalist Parti'nin seçim başarısını şu satırlarla yorumluyor:

“Beş hafta önceki seçim zaferinin ardından Hollande, girdiği ilk sınavını başarıyla geçti. Görünen o ki gelecek pazar günü yapılacak, ikinci ve belirleyici seçim turundan sonra Fransa yönetilebilir olmaya ve Avrupa'daki borç krizi ile ilgili konularda tek ses çıkarmaya devam edecek. Fransızlar, Beşinci Cumhuriyet tarihinde üç kez cumhurbaşkanlarına parlamentoda çoğunluğu kazandırmaktan kaçındı ve geriye dönüp bakıldığında bu yıllar, yönetimin felç olduğu yıllardı. Hollande eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’yi ufak bir farkla geçmişti; aynı şekilde Sosyalistler ve seçim müttefikleri de küçük bir farkla Halk Hareketi Birliği’nin önünde gidiyor. Hollande bunu muhalefeti hafife almama yönünde bir uyarı olarak algılamalı.”

Merkezi Münih'te bulunan Süddeutsche Zeitung ise Fransa’daki seçim tablosuna ilişkin şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Net bir seçim sonucu sadece Hollande için değil, Almanya ve tüm Avrupa açısından da sevindirici oldu. Avrupa Birliği, müstakbel zor zamanların atlatabilmesi için Paris’te iç politikada güçlü ve dolayısıyla dış politikada da müzakere edebilir bir cumhurbaşkanı olmasına ihtiyaç duyuyor. Her şeyden önce de Avrupa’nın, Elysee Sarayı’nda sol ütopyalara değil gerçeklere odaklanmış bir adama ihtiyacı var. Sosyal Demokrat Hollande tam da böyle bir adam. Böylece o merkez sol hatta pragmatik politikalar için sabit bir parlamento desteğine de kavuşmuş oldu.”

İspanya’nın Euro Bölgesi ülkeleri için oluşturulan kurtarma şemsiyesinin altına girme kararını Münchner Merkur gazetesi şöyle yorumluyor:

"Eğer Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble, Madrid'de her şeyin yolunda olup olmadığını troykanın bundan böyle kontrol edeceğini iddia ediyorsa, o zaman gerçeği kabullenemiyor ve hem kendisine hem de tüm Almanlara yalan söylüyor demektir. Çünkü gerçekler şöyle: Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Avrupa’da nefret edilen, “ancak sıkı tasarruflar karşılığında malî yardım yapılması” yönündeki doktrini, İspanya’nın “ucundan kurtarılmasından” bu yana yürürlükten kalktı. Merkel, hanesine büyük bir mağlubiyet yazdırdı. Nitekim borç yükünün fazla olması artık korkulacak bir durum olmaktan çıktı. Çünkü bunun politik faturası, yani iflasın eşiğindeki ülkelerin malî gücünü yitirme tehlikesi ciddi bir biçimde düşürülmüş oldu. Madrid, kurtarıcılarının Yunanistan’daki yeni seçimlerden dolayı içinde bulundukları panik sürecini acımasızca değerlendirdi. Şimdi kurtarılmaya ihtiyaç duyanlar, nasıl kurtarılacaklarını kendileri belirliyor. Bu taktik, seçimlerden sonra yeni taleplerde bulunmak için Yunanistan'a da ilham verebilir."

Kassel merkezli Hessische/ Niedersächsische Allgemeine gazetesi ise yorum sütunlarında aynı konuya ilişkin şunları kaydediyor:

“İspanya’ya verilecek olası kredi haberi ile finans piyasalarında iyimser bir hava oluşması kimseyi yanıltmasın. Zira İspanya’nın, borç yükünü daha fazla artırmaya değil, kendi çalışarak elde ettiği paraya ihtiyacı var. Bununla birlikte her şey macera yüklü bir krizin tüm karakteristik özelliklerini taşıyor: Yani ne İspanyollara resmî olarak kredi sözü verildi ne de İspanyollar resmî olarak kredi başvurusunda bulundu. Kredi karşılığında İspanya’nın boyun eğmek zorunda kalacağı sıkı tasarruf tedbirlerinin lafı bile edilmiyor. İspanya ise bir özeleştiri yapacağı yerde Avrupa’ya gözdağı veriyor. Avrupalılar da buna, sahneyi birbirlerine bırakarak yanıt veriyor. Tüm bunlar şuna işaret ediyor: Zaten birbirine ait olmayan bir topluluk, yavaş yavaş yıkılıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir/Ercan Coşkun