1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.09.2011-Avrupa basınından özetler

12 Eylül 2011

Türkiye ve Mısır ile diplomatik kriz yaşayan İsrail’in bölgedeki izolasyonu ve onuncu yıldönümünde 11 Eylül saldırılarının dünyaya etkileri, bugünkü Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları...

https://p.dw.com/p/12XKR

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung, Türkiye ile yaşanan gerginliğin ardından Mısır'da hafta sonunda çıkan İsrail karşıtı olayları ele alıyor ve İsrail'in bölgede giderek yalnızlaştığı değerlendirmesinde bulunuyor:

“İsrail’e karşı Mısır ve diğer Arap halklarında uyanan öfkenin nedeni, çözümsüz kalan Filistin sorunuydu ve hâlâ öyle. Ilımlı İslamcı Erdoğan yönetimindeki Türkiye'nin de Filistinliler'in yanında saf tutmasından bu yana İsrail bölgede hiç olmadığı kadar yalnızlaştığını görüyor. İsrail’deki aklı başında kesim, BM’de Filistin devletinin tanınmasıyla ilgili yapılacak oylama öncesinde gerilimin tırmanabileceği uyarısında bulunuyor. Herkesin hemfikir olduğu bilanço: İsrail ordusu caydırıcı etkisini yitiriyor, Amerikan müttefikler bölgede zayıf olarak algılanıyor ve Netanyahu hükümeti uluslararası alanda her tür kredisini yitirmiş durumda. Arap Baharı, tüm Doğu’da iklimi kökten değiştirdi ve bunun İsrail’e etkileri kaçınılmaz.”

Fransız Le Figaro gazetesi ise geçtiğimiz ay İsrail askerlerinin ateş açması sonucu altı Mısır askerinin ölmesiyle gerilen İsrail-Mısır ilişkilerini konu alıyor ve hafta sonunda öfkeli Mısırlıların İsrail Büyükelçiliği'ne saldırmasını bir uyarı olarak nitelendiriyor.

“İsrail Büyükelçiliği’ne yapılan saldırı öncelikle Filistinliler konusunda hislerin her an kabarabileceğini gösteriyor. Bu, BM’de Filistin devletinin tanınması kampanyasının başlangıcı öncesinde bir uyarıdır. Bu kampanya İsrail’de endişeleri artırıp, dışlanmışlık hissini güçlendirecektir. Mısır’da geçiş dönemini yönlendiren ordu da tehlikelerin bilincinde olmalı, suistimallerden kaçınmalı.”

Avusturya'dan Die Presse gazetesi de hafta sonunda Kahire'de yaşananları bir ‘uyarı ateşi' olarak değerlendiriyor:

“İsrail hükümeti için geçtiğimiz hafta diplomatik bir tsunamiydi. Önce Türkiye ile ilişkilerde yaşanan kopma, sonra Mısır’daki Büyükelçi’nin ülkeyi terk etmek zorunda kalması. Komşuları birbiri ardına kapıyı İsrail’in yüzüne kapıyor. Gerek İsrail, gerekse Mısır hükümetleri hasarı sınırlandırmaya çalışıyor, Başbakan Netanyahu Kahire’deki tehlikeli olayları değerlendirirken temkini elden bırakmıyor. Ancak hasarı sınırlı tutma yönündeki tüm çabalara rağmen Kahire’deki olaylar bir uyarı ateşi olarak görülmeli. Çünkü Arap Baharı’nın ardından Ortadoğu sorununda statükoyu korumak artık mümkün değil.”

Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da yayımlanan Lidove Noviny gazetesi ise ABD’deki 11 Eylül saldırılarının onuncu yıldönümü vesilesiyle dünyada değişen dengeleri ele alıyor:

“Demokrasi kurtarılabildi ve hatta şimdi daha önce tehlikeli olarak algılandığı Arap dünyasının çeşitli bölgelerinde yerleşmeye başlıyor. Ancak Batılı demokrasi modelini ihraç etme konusunda başlangıçta duyulan coşku, yerini artık teslimiyetçilik sınırına varan bir çekingenliğe bıraktı. Afganistan'a belirgin bir gururla giden Amerikalılar, Libya'daki durumu ancak arka koltuktan idare etti. Eşzamanlı olarak ekonomik ve malî ağırlık noktası Asya'ya kaymaya devam ediyor. Tabii ki bunların hepsi 11 Eylül ile bağlantılı değil. Ama son on yılın bilançosunu çıkarırken tablonun bütününü görmek gerekiyor. Batı kaybetmedi. Ama zafer kazandığı da söylenemez.”

Avusturya'dan Der Standard gazetesinin yorumu ise şöyle:

“11 Eylül, tarihin en kanlı terör eylemiydi gerçi. Ama sonuçta derin bir mesajı bulunmayan, ardında önemli dersler bırakmayan büyük bir suç olayından ibaretti. Trajediler, tarih bilinci ve millî kimlik için bir kaynak olmaya uygun değildir. Çünkü siyasî paranoya uyandırırlar. Şükür ki ABD bu safhayı geride bıraktı. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin yakınları için 11 Eylül'ün anısı şüphesiz hâlâ canlı. Ama ülke için bu olayı tarih kitaplarına gömme zamanı geldi.”


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Hülya Köylü