1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.01.2011 - Avrupa basınından özetler

13 Ocak 2011

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar, Tunus’ta gittikçe büyüyen protesto dalgası ve olası sonuçları ile AB ortak para birimi euronun istikrarı ve Portekiz’in tahvil ihalesini konu alıyor.

https://p.dw.com/p/zx3z

Sol liberal İtalyan gazetesi La Repubblica, Tunus’ta sokakların tanklarla çevrildiğini, şiddet içeren son gösterilerden sonra hükümetin daha sert önlemlere başvurduğunu, düzenin ve asayişin yukarıdan emirlerle garanti altına alınmaya çalışıldığını saptıyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Ne var ki Tunus Devlet Başkanı Bin Ali’nin evde yaptığı hesap çarşıya uymuyor. Toplumun büyük bir kesiminde yeni bir rüzgar esiyor. Çünkü sadece yoksullar ve işsizler değil, sendikacılar, öğrenciler, avukatlar ve sanatçılar da sokaklara dökülüyor, Bin Ali’nin istifasını, diktatörlüğe son verilmesini talep ediyorlar; demokrasi ve özgürlük istiyorlar. Ancak birçok gösterici, bu isyan hareketini komünistlerin ya da İslamcıların kendi amaçları uğrunda kullanabileceğinden de endişe ediyor.”

Fransız Le Monde gazetesi ise Tunus’ta Aralık ayından bu yana devam eden gösterilerde dile getirilen taleplere bir yenisinin daha eklendiğini, artık devlet başkanının da doğrudan hedef alındığını vurguluyor:

“Bundan birkaç gün öncesine kadar Tunus'ta devlet başkanının portrelerinin yırtılması, taşlanması ya da ateşe verilmesi ve genç göstericilerin bunu kameralar önünde hiç çekinmeden yapmaları düşünülemeyecek bir şeydi. Devlet Başkanı Zeynel Abidin Bin Ali’nin ailesi de protesto göstericilerinin hedefleri arasında. Internette, devlet başkanının damadının Kanada’ya doğru yol aldığı gibi söylentiler dolaşıyor. Bunlar belki doğru olmasa bile, yine de bu bilgiler gerçek bir değişimin göstergesi: Tunus'ta öfke, korkuyu yenmiş durumda.”

İsveç’in sosyal demokrat gazetesi Aftonbladet’ten seçtiğimiz yorumda ise farklı bir konuya, AB ortak para birimi euronun ve euro bölgesinin istikrarına değiniliyor:

“Euro bölgesi bir bütün olarak birçok bakımdan ABD’dekinden daha sağlıklı bir ekonomiye sahip. Buna rağmen para piyasalarında ABD değil, Avrupa panik yaşıyor. Para piyasaları da euro bölgesinin ödeme yeteneği olduğuna inanmadığı için kredi vermekten kaçınıyor. Euro, ekonomik değil, siyasi bir rüyaydı. Ama Avrupa, para birliğinin üretim hatalarını bile gidermeye yanaşmamakta direniyorsa, o takdirde sorunlar da sürekli ertelenmiş olacaktır. Yaşanan son kriz şunu açıkça ortaya koydu: Para birliğine bağlı ülkelerin birbirine daha fazla kenetlenmesi istendiğinde, bunun sonucu olarak ülkeler arasındaki siyasi karşıtlıklar da iyice derinleşiyor.”

İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung da, yüklü miktarda devlet tahvili satarak geçici bir rahatlama sağlayan borçlu Portekiz’in mali durumuna değindiği yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Bir bela daha ucuz atlatıldı. Portekiz, 1 miyar 250 milyon euro değerindeki devlet tahvillerinin satışına -endişe edildiği gibi- rekor düzeyde faiz ödemek zorunda kalmadı. Şu anda sermaya piyasalarında göreceli rahatlamadan bahsetmek mümkün olmasa bile, olumsuz tırmanış da gözden kaçmıyor. Ne var ki Portekiz’in devlet tahvillerini satın alanlar arasında riske giren ve kötü kredi derecelendirilmesine tabi tutulmaktan çekinmeyen yatırımcıların da bulunduğu düşünülebilir. Önceliği güvenli ve dalgalanmaya açık olmayan devlet tahvillerine veren geleneksel müşterinin bunlar arasında olmadığı kuşku götürmese gerektir.”

© Deutsche Welle Türkçe

 Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay