1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

13 Mart 2012

Avrupa basını Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri, Almanya’nın Avrupa’daki rolü ve Afganistan’daki son saldırıyla ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/14JxD

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, yasadışı göç ile mücadelede adım atılmaması halinde Schengen Bölgesi’ne katılımı askıya alabileceği yönündeki sözleriyle kızışan seçim kampanyası, basında geniş yer bulmaya devam ediyor. Fransız Ouest-France gazetesinin yorum sütununda şu satırları okuyoruz:

“Dışarıdan bakıldığında seçim kampanyası, her geçen gün daha büyük bir bilmece haline geliyor. Avrupa devletlerini 7 Mayıs tarihinden itibaren nasıl bir Fransa bekliyor? Bunu kestirmek zor. Güç bela imzalanmış malî paktı tekrar müzakere masasına yatırmak isteyen bir Fransa mı, yoksa AB temel antlaşmalarının önemli bir bölümünü teşkil eden Schengen Bölgesi’nden çıkma tehditleri savuran bir Fransa mı? Öyle ya da böyle, Fransız seçmenlerin kararı, partnerlerimizin tavrını da etkileyecek.”

İlk turu 22 Nisan’da yapılacak, adaylardan birinin yeterli oyu almaması durumunda 6 Mayıs tarihinde ikinci turu gerçekleştirilecek Fransa’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri, İspanya’da çıkan sol liberal El Pais gazetesi tarafından da mercek altına alınmış:

“Fransa’da üç farklı Avrupa konsepti çekişiyor: Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, sosyalist cumhurbaşkanı adayı François Hollande ve aşırı sağcı aday Marine Le Pen'in konseptleri. Seçim kampanyasının ilk etabı, Fransa’da ve diğer üye ülkelerde, Avrupa Birliği’nden söz etmeden neredeyse hiçbirşey yapılamayacağını gösterdi. Sarkozy, Fransa’nın örnek olarak alınacağı bir Avrupa istiyor. Ancak son yıllarda ortaya çıkan tablo, Avrupa’nın Almanya örnek alınarak şekillendiğini, daha doğrusu Başbakan Angela Merkel’in istekleri doğrultusunda şekillendiğini gösteriyor. Fransa’da sandıktan hangi aday çıkarsa çıksın, Merkel’i gözardı edemeyecek.”

Almanya‘nın artan ekonomik ve siyasi önemi, Hollanda’daki de

Volkskrant gazetesinin yorum sütununda konu ediliyor:

“Bugüne kadar Almanların özgüveninin artmasından duyulan korku, ekonomik zayıflık ve eskiden miras kalan tevazu nedeniyle sınırlı oranda kalıyordu. Ama Almanya’nın Avrupa’daki konumu şimdi büyüklüğüne ve nüfusuna daha fazla tekabül ediyor. Bu ise Alman siyasetinin bazı inceliklere dikkat etmesini gerektiriyor. Almanya, Avrupa’daki küçük ülkelerin ve kendilerini ikinci sıraya itilmiş hisseden devletlerin hassasiyetlerine daha da duyarlı olmak zorunda. Diğer yandan Avrupa kendini şanslı hissedebilir, zira Almanya şartların kendisine biçtiği rolü üstlenebilecek kapasitede. Euro krizi beş yıl önce patlak verseydi, durum böyle olmayacaktı.”

Avusturya’da çıkan muhafazakar çizgideki Die Presse ise, Afganistan’daki durumu değerlendiriyor:

“16 Afgan sivilin bir ya da daha fazla ABD askeri tarafından öldürüldüğü katliam, Afganlar ile Amerikalılar arasındaki son güven kırıntısını da sildi süpürdü. Ebu Gureyb’teki Iraklı mahkumlara yönelik işkencelerin görüntüleri ve silahsız 26 Iraklı sivilin öldürüldüğü Hadisa Katliamı, nasıl Iraklıların yüreklerinde ve ruhunda izler bıraktıysa, son haftalardaki gelişmeler de ABD'nin bölgedeki misyonunun amacı ve anlamı konusunda Afganistan'daki şüpheleri aynı şekilde arttırdı. Afganistan'ı yeniden imar rüyası çoktan suya düştü. Şimdi sadece, NATO birlikleri çekildikten sonra ülkenin, Sovyetler'in 1989 Şubatında çekilmesinde olduğu gibi, karmaşa ve iç savaşa gömülmesinin engellenmesine çalışılıyor.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Aydın Üstünel

Editör: Ayhan Şimşek