1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.04.2006 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap13 Nisan 2006
https://p.dw.com/p/Abmn

13 Nisan 2006 tarihli Alman gazetelerinin başlıca yorum konuları arasında İran’ın nükleer programıyla ilgili son çıkışı ön planda yer alıyor. Yorumların çoğu, Mahmud Ahmedinecad’ın açıklamalarının „ciddiye alınması gereken tehlikeli ifadeler“ olduğu konusunda birleşiyor.

Başkent Berlin’de çıkan Tageszeitung’daki yorum da bu anafikir üzerine kurulu:

“İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın, ülkesinin ’nükleer enerji elde etmek için uranyum zenginleştirmeye muktedir hale geldiği’ yönündeki açıklaması ciddiye alınmalı. Hele hele Kuzey Kore örneğinde olduğu gibi blöf yapıldığı düşüncesine kesinlikle kapılmamak gerekiyor. Ancak, şu aşamada İran’ın, Nükleer Silahların Sınırlanması Anlaşması uyarınca verdiği ve nükleer gücün sadece sivil amaçlar için kullanılacağı yönündeki söze de güvenmekten başka bir çare yok. ABD ve AB, İran’ın uranyum zenginleştirmeye hakkı olduğunu kabul etmek zorunda. Ancak bu şartlar gerçekleşirse, UAEK Başkanı Muhammed El Baradey, Tahran’daki temaslarında gerginliğin daha fazla büyümesini önleyebilir.“

Frankfurter Allgemeine Zeitung’un konuyla ilgili yorumu ise o kadar iyimser bir çerçevede değil:

“Bugüne kadar İran’la yaşanan nükleer gerginliğin görüşme masasında çözülebileceğine inanlar ve özellikle de BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri için artık yavaş yavaş gerçeklerle yüzleşme zamanı geliyor: Ya İran, nükleer bir güç olarak kabul edilecek ya da bu gücün beraberinde getireceği riskler gözönüne alınıp aksi yönde bir karar verilecek. Eldeki tek alternatif ne yazık ki bu ve başka ucuz çözümler aramak da beyhude.“

Konuyla ilgili son yorumu Nürnberger Nachrichten gazetesinden aktarıyoruz:

“Almanya Dışişleri Bakanı Steinmeier yerden göğe kadar haklı. İran’ın yaptığı son gövde gösterisi yanlış yöne doğru verilmiş bir sinyal. Berlin’den Paris’e, Moskova’dan Pekin’e, molla rejiminin bu nükleer politikasından büyük endişe duyuluyor. Bugünkü tabloyu, sadece ABD’nin öteden beri bilinen sert İran politikasının bir sonucu olarak değerlendirmekse vahim bir hata olur. Ayrıca Irak savaşı öncesi duruma kıyasla, İran konusunda uluslararası toplum, asgari müştereklerde mutabık kalmış durumda. Herkes, Mollaların atom bombasına sahip olması ihtimalinin engellenmesi hususunda hemfikir.“