1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1305 Presseschau 2

Hülya Topcu13 Mayıs 2011

Avrupa basını Nazi toplama kampı Sobibor'da gardiyanlık yapan 91 yaşındaki John Demjanjuk hakkında verilen kararla, Schengen Bölgesi'nde sınır kontrollerinin yeniden başlatılmasıyla ilgili tartışmalara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/11FJb

Polonya'dan sol liberal Gazeta Wyborcza, 'Demjanjuk kararında kaçırılan fırsat' başlıklı yorumunda, şu satırlara yer veriyor:

"Almanların Nazi dönemi geçmişiyle hesaplaşması, çok uzun süre tam bir maskaralıktan ibaretti. Suçlular yargılandıkları davalarda beraat etti, çünkü mahkemeler bu kişilerin kendilerine verilen emirleri yerine getirmek zorunda olduğunu, aksi takdirde kafalarına kurşun sıkılması tehdidiyle karşı karşıya kalacakları tezini ileri sürdü. Bazı davalarda suçların zaman aşımına uğradığına hükmedildi. Eski Naziler yeniden emniyet teşkilatında, yargıda ya da gizli serviste çalışmaya devam etti. Hakim Alt, Demjanjuk hakkındaki kararın gerekçesinde, Nazi döneminde işlenen telafisi zor suçlara değinmedi. Yazık. Nazi ölüm fabrikasında görev yapan, yaşayan son gardiyan hakkındaki bu dava, Almanların savaş sonrası tarihiyle yüzleşmesi fırsatını sunmuştu. Bu konuda yeni bir fırsat artık olmayacak."

Avusturya'dan Der Standard ise aynı konuyla ilgili yorumunda adaletin az da olsa yerine geldiğine dikkat çekiyor:

"Alman yargısı, 50'li ve 60'lı yıllardaki birçok davanın tersine bu kez bildiğinden şaşmadı ve bunu yaparak da önemli bir mesaj vermiş oldu. İlk mesaj, Yahudilere yönelik toplu katliamın zaman aşımına uğramayacağı ve bu suçun işlenmesinin üzerinden 60 yıldan fazla bir süre geçtikten sonra bile cezalandırıldığı. İkinci mesaj, bu sistemin kısmen daha küçük parçalarının da üzerine gidildiği. Nazi dönemindeki emir komuta zincirinde sadece üst makamlarda oturanlar haklarında dava açılması tehlikesiyle karşı karşıya değil. Kim buna ortaklık edip, birlikte hareket ettiyse, o da suçlu. İşin acı yanı, bunun çok geç idrak edilmiş olması. O kadar geç ki, Nazi döneminde işlenen suçları cezalandırabilmek artık mümkün değil. Yine de Demjanjuk kararıyla bir parça da olsa hukuk barışı sağlandı."

Bugünkü Avrupa basınının geniş yer ayırdığı bir başka konu ise Danimarka'nın sınır kontrollerine başlama kararının AB içinde yol açtığı tartışmalar. Fransız Republicain Lorrain gazetesi, konuyu şöyle yorumluyor:

"Avrupa, 2005 yılında AB Anayasası ile ilgili referandumun başarısızlıkla sonuçlanmasından beri ilerleme gösteremiyorsa, o zaman geriye gidiyor demektir. Bu durum şu sıralar ülkelerin göç akını karşısında giderek daha fazla iç güvenlik önlemi almasında somut biçimde görülüyor. Göç konusunda en agresif olan ülkeler, kısa bir süre öncesine kadar hoşgörü ve açıklık konusunda örnek gösterilen ülkeler. Sosyal modellerini tehlikede göreren Kuzey Avrupa ülkelerindeki seçmenler, giderek daha fazla popülist ve yabancı düşmanı partilerin işine yarayacak güçlü sinyaller gönderiyor. Ve Danimarka da sınır kontrollerine yeniden temelli başlama kararını böyle veriyor."

Polonya'dan Rzecpospolita ise aynı konuyla ilgili yorumunda Schengen Bölgesi'nin tehlikede olduğu uyarısında bulunuyor:

"Schengen kuralları halihazırda belirli bir süre, en fazla 30 günlüğüne devre dışı bırakılabilir. Ancak bunun için kamu güvenliğinin tehlikede olması gerekiyor. Bu durum örneğin Avrupa Futbol Şampiyonası gibi büyük spor organizasyonlarında ya da küreselleşme karşıtlarının protestolarında geçerli. Bu uygulamanın kaçak göçmenler nedeniyle genişletilmesi, çok riskli bir adım. Bu adım gelecekte Schengen Bölgesi'nin ortadan kalkmasına neden olabilir. Kaçak göçmenleri, seyahat özgürlüğünü sınırlandırmaya gerekçe olacak, 'istisnai durum' olarak derecelendirirsek, o zaman bu durumun 30 gün geçtikten sonra da olağandışı kalacağını unutmamalıyız. Kaçak göç, Avrupa'nın Afrika'ya sınırı olduğu sürece bir sorun olarak kalacaktır. Yani bu durum önümüzdeki milyonlarca yıl devam edecek."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topcu


Editör: Beklan Kulaksızoğlu