13.07.2010 - Alman basınından özetler

Gazze'ye yardım gemisine 31 Mayıs'ta düzenlenen ve 9 Türk'ün hayatını kaybettiği baskınla ilgili İsrail ordusunca yürütülen soruşturma tamamlandı. İç soruşturma raporunda, istihbarat ve planlama safhasında “üst düzeylerde” hatalar yapıldığına işaret edildi. Ancak raporda emir üzerine gemiye inen ve sivillere ateş açan askerler hatalı bulunmadı. Münih merkezli ulusal Süddeutsche Zeitung’un konuya ilişkin yorumu şöyle:

“Tüm eleştirilere rağmen, bu raporun bir hayli sınırlı olduğunu söylemek mümkün. Raporda hiçbir şekilde bu olayın sorumlularının kim olduğu ismen belirtilmiyor. Doğrudan bir suçlama yöneltilmiyor, sorumlular sıralanmıyor. Bu iç soruşturma raporu, dünya kamuoyunun beklediği bağımsız bir soruşturma raporunun yerini de tutmuyor. Gazze Savaşı’nın ardından istenen uluslararası soruşturmaya karşı çıkan Kudüs yönetimi, son olayla ilgili tavrıyla da uluslararası arenadaki prestijine yeniden zarar veriyor. Çünkü bu haliyle yapılan özeleştiriler bile akıllara, ‘acaba bunun arkasında örtbas edilmek istenen bir şeyler mi var?’ sorusunu getiriyor.”

Uganda'nın başkenti Kampala'da, 2010 Dünya Kupası final maçını izleyenlere yönelik düzenlenen bombalı saldırılarda 70’ten fazla kişi hayatını kaybetti. Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin konuyla ilgili yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Saldırlar, Somali’de uluslararası alanda kabul gören, ancak El Kaide’nin müttefiki radikal İslamcı El Şebab örgütü karşındaki çaresizliğini koruyan geçici hükümet ve örgüt arasındaki krizin daha da derinleştiğini ortaya koyuyor. Uganda, giderek radikal İslamcıların hedefi halini almaya başladı. Çünkü ülke Burundi ile birlikte Afrika Birliği Barış Gücü'ne en çok asker desteği sağlayan devletlerden. Barış gücü de Somali’de İslam devleti kurulmasını engelleyen iktidarı koruyup, destekliyor. Batı, bu bölgedeki sorunları görmezden gelmemeli. Yoksa buralardaki durumda yakında Afganistan’daki gibi bir hal alabilir.”

Yine başkent merkezli Tageszeitung’a göre de Uganda’daki saldırılar son derece endişe verici:

“Uganda’nın başkenti Kampala’da Dünya Şampiyonası finalini izleyenlere yönelik düzenlen saldırı, Somali’deki savaşın artık uluslararası bir boyut kazandığının göstergesidir. Somalili radikal İslamcı milisler yılardır, Afrika Birliği misyonuna destek veren Uganda ve Burundi’ye yönelik terör tehditleri savuruyor. Ancak radikal İslamcıların Kampala’yı kan gölüne çeviren bu saldırıları, anlaşmazlığı artık farklı bir zemine taşıyor. Bunun öcünün yine oldukça kanlı bir biçimde alınacağını kestirmek zor değil. ABD bu konuda kendisine yine bir sorumluluk biçerek askerî açıdan harekete geçebilir.”

İsviçre'de uzun süredir ev hapsinde bulunan Oscar ödüllü yönetmen Roman Polanski serbest bırakıldı. ABD'de yaklaşık 33 yıl önce küçük yaşta bir kız çocuğuna tecavüzden aranırken geçen yıl bir film festivali için gittiği İsviçre'de yakalanarak cezaevine konulan ve 4,5 milyon dolar kefaletle koşullu serbest bırakılan 76 yaşındaki Polonya asıllı Roman Polanski, İsviçre'de ev hapsinde tutuluyordu. İsviçre Adalet Bakanlığı, Polanski’nin ABD’ye iade edilmeyeceğini açıkladı. Frankfurter Rundschau gazetesinin ünlü yönetmenin serbest bırakılmasıyla ilgili değerlendirmesi şöyle:

“Bu gelişme beraberinde bir burukluk da getiriyor. Bu his, sadece 33 yıl önce işlenmiş bir suçun soruşturulmasından vazgeçilmesi dolayısıyla değil. Çünkü bu tür soruşturma dosyalarının genelde zaman aşımı ya da delil yetersizliği nedeniyle kapandığına rastlanıyor. Neticede ‘unutabilmek’ de hukuk devleti olmanın gereği ve iyileştirici etkisi de var. İğrenç olan sadece konumu ve arz ettiği kültürel önemden dolayı, suçu işleyenin unutulmasının talep edilmesi. Çünkü sadece ünlü sinemacı Polanski ev hapsinden kurtulmadı, 13 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz eden küçük bir adam da artık serbest.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Murat Çelikkafa