1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.09.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu13 Eylül 2006
https://p.dw.com/p/Abl5

Bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumlarda dün Suriye’de Amerikan Büyükelçiliği’ne düzenlenen saldırı ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın eğitim raporu öne çıkıyor.

Basın özetlerimize Berliner Morgenpost gazetesinde, Suriye’de dün düzenlenen saldırıyı konu alan yorum şöyle:

“Suriye İslamcı fanatiklerin yeni savaş cephesi haline mi geldi? Saldırı El Kaide’ye ait hiçbir iz taşımıyor. Suriye’de bu tür bir saldırı için gerekli mükemmel lojistiğe El Kaide sahip değil. Muhtemelen El Kaide’den ilham alan köktendinciler Ortadoğu’daki Amerikan varlığının bir sembolünü hedef almak istedi. Dünya bir 11 Eylül daha yaşamayacak muhtemelen. Usame bin Ladin’in terör altyapısı beş yıllık savaşın ardından oldukça zayıflatıldı. Artık dünya çapında, daha küçük, özerk yapılı grupların saldırılarına hazır olunması gerekiyor. Bu tür grupların saldırı nedenleri birbirinden çok farklı olabilir, ama hepsinin ortak noktası kafirlere karşı dini kurtuluş savaşı çatısı altında toplanacaktır.”

Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung’un yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:

“Saldırı, kahraman olma derdindeki saldırganların umduğu gibi korkunç sonuçlara yol açmasa da şu açık: Beş yıllık terörle mücadele Arap dünyasında istikrarı tehlikeli bir şekilde sarstı. Olayın arkasında Şam yönetiminin kendisinin olması pek muhtemel görünmüyor. O zaman intihar misyonu daha kanlı bir şekilde sona ererdi. Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, babası Hafız Esad’ın ortaya çıkardığı güçleri zaptedemiyor olması daha muhtemel. Yüzde 20’lerin üstündeki kitlesel işsizlik, kötü eğitim seviyesi ve neredeyse hiç kontrol edilemeyen nüfus artışı halktaki Amerikan düşmanlığını körüklüyor. Yeni terör hücreleri oluşuyor. Doğu Akdeniz kıyısındaki bu ülke de kaosa gömülecek olursa demokrasi savaşı kaybedilecek ve kazanan İran olacak.”

Berliner Zeitung ise Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın eğitim araştırması sonuçlarını ve Almanya’nın aldığı kötü notu değerlendiriyor:

“Kalifiye, uzman güçlerin eğitimi için zaman daralıyor. OECD’ye üye 30 ülke arasında yüksekokul mezunlarının yüzde 40’ı ABD’den çıkıyor: Çin geçtiğimiz yıl 11 milyon mezun verdi: Birkaç yıl içinde ne olacağını tahmin etmek zor değil. Almanya ise daha kendi ihtiyacını karşılayabilecek kalifiye elemanı yetiştiremiyor. Helmut Kohl döneminde akademisyen bolluğu olduğu söyleminin, üniversitelere ödeneklerin azaltılmasının, bilim toplumunun ihtiyaçlarına göre yeniden yapılanma yerine ihmalciliğin bedeli ödeniyor şimdi. Hala pek çok eyalet aynı ihmalcilikle eğitimden kesinti yapmayı sürdürüyor.”

Die Welt gazetesinin yorumunda ise eğitimde nicelikten çok niteliğe önem verilmesi gerektiği görüşüne yer veriliyor:

“Yüksekokulların üzerinde durduğu tek geçerli sorun, kalite. Mümkün olduğunca çok öğrenciyi merkezi bir okula tıkmak yerine, kim için hangi seviyenin gerekli olduğu ve kitlelerden elit tabakanın nasıl ortaya çıkarılacağı sorusu sorulmalı. Her öğrenim birbirinin aynısı olamaz. Sadece farklılıkları gözeten, geçiş imkanları sunan, teker teker yeteneklere yönelen bir sistem ülkenin beyin potansiyelini güçlendirebilir. Ekonomi çevreleri dahil olmak üzere eğitime daha fazla para yatırmadan da bu zaten başarılamaz.”