1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.10.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı13 Ekim 2005
https://p.dw.com/p/Abos

Bugünkü Alman ve Avrupa basınında Almanya’da yeni hükümet kuruluşu, Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Türkiye ziyareti, Suriye İçişleri Bakanı Gazi Kenan’ın intiharı ve Pakistan’da deprem sonrası yardım çalışmaları ile ilgili haber ve yorumlar öne çıkıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi genel başkanı Edmund Stoiber’in Angela Merkel karşısındaki konumunu değerlendiriyor:

„Stoiber hala yeni hükümette oynayacağı rolün arayışı içinde. Partisi Hristiyan Sosyal Birlik, koalisyonda Sosyal Demokratlar ve Hıristiyan Demokratlar’ın ardından üçüncü sırada. Stoiber eğer etki alanını yalnızca Hristiyan Sosyal Birlik mensuplarınca sınırlamak istemiyorsa bu ayrıntıya dikkat edip Merkel ile ilişkilerinde daha özenli davranmalı. Dahası güç dağılımı, Bavyeralı liderin elini kolunu bağlar niteliktedir. Stoiber, bundan dolayı Merkel’in siyasi ilkeleri belirleme yetkisini tartışmaya açmak gibi bir hatadan çabuk dönmüştür. Edmund Stoiber’in ilerleyen aylarda daha dikkatli davranması beklenmelidir.“

Merkel’in siyasi ilkeleri belirleme yetkisi, Süddeutsche Zeitung gazetesi tarafından şu sözlerle inceleniyor:

“Siyasi ilkeleri belirleme, hak-hukuk değil, siyasi beceri gerektirir; iktidar mekanizmalarına tam hakimiyet mecburiyetini dayatır. Oysa Merkel’in bu konuda attığı ilk adımın özensiz olduğunu görüyoruz. Müstakbel başbakan, kardeş parti Hıristiyan Sosyal Birlik’in payına düşen bakanlarının kim olacağına Hıristiyan Sosyal Birlik yönetiminin karar vereceğini açıklamakta sakınca görmedi. Merkel bu yaklaşımıyla büyük koalisyonu üç yamalı siyasi ittifağa indirgemiştir.“

Die Zeit gazetesi Almanya’da kuruluş süreci devam eden büyük koalisyonun başarı şansını irdeliyor:

„Büyük koalisyonun başarı şansı, büyük ölçüde Sosyal Demokratlar ve Hıristiyan Birlik partilerinin erken seçim sonrası oluşan siyasi manzaraya uyum sağlamalarına bağlıdır. Yani koalisyonu oluşturan siyasi partiler, gerektiğinde siyasi hedeflerinden ödün verebilmelidir. Bakanlar Kurulu’nda ise nitelik ve kalite esas olmalı, cinsiyet, bölge, sağ-sol ayrımı yapılmamalıdır. Bu düşünceyle yola çıkılması, işin ilk adımını oluşturmalıdır.“

Die Welt gazetesi, Başbakan Gerhard Schröder’in Madencilik, Enerji ve Kimya Sendikası’nın Hannover Kongresinde yaptığı konuşmayı eleştiriyor. Gazetenin yorumu şöyle:

„Başlattığı reformları savunmak yerine koltuğunu devralacakları zor zamanların beklediğini ilan ediyor, büyük koalisyon ortakları arasında yer almaya hazırlanan partisi Sosyal Demokratlar’ın konumunu savunacak bir ifade dile getirmekten kaçınıyor. Amerika Birleşik Devletleri’ne de verip veriştirmekten geri durmuyor. Schröder’in tutumunu onaylamak mümkün değil.“

Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Türkiye ziyareti Neue Westfaelische gazetesinin yorum sütunlarında şu ifadelerle yer alıyor:

“Gerhard Schröder’in veda turuna Türkiye’den başlaması gayet anlamlı. Koltuğunu devredeceği Angela Merkel’e kıyasla Schröder, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliğini ısrarla destekledi. Günleri sayılı Schröder’in hala siyaset yapmakta ısrar etmesiyse alışılmadık bir olay. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’nde bu konu hassasiyet taşır. Seçimde kaybeden başkan, yeni başkanın danışmanlarıyla bağlantı kurar ve buna göre, yapacaksa eğer koordineli bir siyaset yürütür. Demek ki Amerikan demokrasisinden de örnek alacağımız temayüller varmış.“

Suriye hükümeti, İçişleri Bakanı Gazi Kenan’ın ofisinde intihar ettiğini açıkladı. Kenan, Lübnan eski başbakanlarından Refik Hariri’nin 14 Şubat’ta öldürülmesi olayında yer almakla suçlanıyordu. Süddeutsche Zeitung gazetesinin konuya ilişkin yorumu:

“Gazi Kenan’ın intiharı akıllara şu soruyu getiriyor: Şam yönetiminin Hariri suikastinde oynadığı rol gerçekten nedir? Birleşmiş Milletler adına olayı soruşturan ve Gazi Kenan’ın da ifadesini alan Detlev Mehlis’in raporunu bu ay sonunda yayınlaması bekleniyordu. Kuşkusuz içişleri bakanının intiharı şimdi Suriye devletini rahatlatan ve suçu kişiselleştiren bir gelişme olmuştur.“

Basın turumuzun son durağı Pakistan. İsveç’te yayımlanan Aftenposten gazetesi, uluslararası toplumun deprem sonrası yardım çalışmalarını özetle şöyle değerlendiriyor:

“Yardım çalışmalarının binbir zorlukla karşılaşması, bir yandan Pakistan’ın büyük kısmının doğal afetlere ne kadar hazırlıksız olduğunu, diğer yandan uluslararası yardım kuruluşlarının hala bu tür geniş çaplı olaylarda yetersiz kaldığını gösteriyor. Tsunami felaketi sonrasında yaşananlar tekerrür ediyor, uluslararası yardım kuruluşları birbirlerini engelliyorlar. Deprem bir kez daha şu gerçeği açıkça göstermekte: Acil yardım adı altında muhtelif ülkelerin sunduğu destek, depremzedelerin mağduriyetini gidermekten çok bölgede bayrak göstermeyi hedefliyor.“