1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.10.2011 - Alman basınından özetler

13 Ekim 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları 2006 yılında kaçırılan İsrail askeri Gilad Şalit'in serbest bırakılması konusunda Hamas'la sağlanan uzlaşma ve İran'ın ABD'de saldırı planladığı suçlaması.

https://p.dw.com/p/12r5R
DW-Grafik: Per Sander 2010_05_28_presseschau_türkisch.psd

Münih merkezli Süddeutsche Zeitung, 5 yıldır Hamas'ın elinde bulunan İsrailli asker Gilad Şalit'in, İsrail cezaevlerinde tutuklu bulunan 1000 Filistinli'nin karşılığında serbest bırakılması yönündeki uzlaşmayı masaya yatırıyor. Yorum şöyle:

"Yıllardır İsrail cezaevlerinde bulunan Filistinliler'in hücrelerini bir barış arabulucusu olarak mı, yoksa daha ziyade intikam duygularıyla dolu radikalleşmiş bir savaşçı olarak mı terkedeceğini hiçkimse bilmiyor. Buna rağmen İsrail Başbakanı Netanyahu doğru davrandı. İsrail, Hamas'la yapılan pazarlık sonucu ortaya çıkan bu fırsatı tepen Başbakanı affetmezdi. Eğer Şalit gerçekten de kısa süre içinde ailesine kavuşursa, işte o zaman serbest kalmasından duyulan sevinç, o an hissedilen huzur ve mutluluk, politik bilinçle bağlantılı düşünülmelidir. En son Doğu Kudüs'te bin 100 yeni konutun daha inşa edilmesi kararı gibi provokasyonlarla barış sağlanamaz."

Die Welt gazetesi ise aynı konuyla ilgili yorumunda, Şalit'in serbest bırakılması konusunda Mısır'ın sağladığı katkıyı masaya yatırıyor:

"Mısır, sorunun çözümünü önemli ölçüde hızlandırarak, Hüsnü Mübarek döneminden sonra da, cepheler arasında arabulucuk yapan, yatıştırıcı bir güç olarak merkezî rolünü sürdürmek istediğini gösterdi. Hamas'ın pazarlık yapmaya razı olması ise, İsrail'in orta vadede Gazze'deki ablukayı kaldırması sonucuna götürecek bir senaryonunun başlangıcı olarak yorumlanabilir. Ancak kesin olan Gilad Şalit trajedisinin mutlu sonlanmasının, son dönemlerde biraz gerilen Alman-İsrail ilişkilerine yeni bir ivme kazandıracağı. Almanya, genç askerin kurtarılması için sergilediği inatçı çaba nedeniyle İsrail ve İsrail hükümetinin kendisine müteşekkir kalacağına emin olabilir."

Bugünkü gazetelerde yer bulan bir başka önemli konu ise Washington yönetiminin, İran'ın ABD'de saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiası. Frankfurter Rundschau, iddianın birçok soruyu beraberinde getirdiğine dikkat çekiyor:

"İran'ın ABD'de planladığı iddia edilen terör saldırısına bakıldığında, bu işi planlayanların akıl ve zekalarından şüphe duyuluyor. Bu olayın başında Tahran'ın en iyi beyinleri yoktu. Ancak İran'ın etkili çevrelerinin bu işi desteklediği kesin. İşte bu olayı bu kadar dikkat çekici kılan da bu. ABD'ye İran'a karşı misilleme yapmak için bir koz vermiş oldu. İran'ın nükleer programı konusunda ortalık sessizleşmişti. Washington şimdi Tahran'ı uluslararası sahnede yeniden sıkıştırabilir. ABD'nin bu olayı kamuoyuna sunuş biçimi, arkasında başka düşüncelerin de yattığı izlenimi doğuruyor. Aslında ABD'ye yönelik ortada somut bir risk yoktu. Ancak Washington bu olayı mümkün olduğunca büyük bir skandala dönüştürmek için elinden geleni yapıyor."

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise bu olayın, politik sonuçları olacağı görüşünde:

"Amerikan güvenlik birimleri bu kez İran'ın terör saldırısı hazırlığında olduğunu çürütülemeyecek bir biçimde ispatlamayı başarırsa, bunun BM Güvenlik Konseyi ve onun İran'ın nükleer programı konusundaki tavrı üzerinde etkisi olmalı. Bugüne kadar Tahran'a yaptırımların sertleştirilmesini engelleyen ülkeler, bu politikalarını sürdürmek için tez bulmakta zorlanacaklardır. Yaptırımlar önceden olduğu gibi şimdi de İran'ı atom bombası inşasından caydırmak için en iyi yol. Sonuçta askerî müdahale ve bunun sonuçları konusunda Amerikalı generaller de her fırsatta uyarıda bulundu."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu