1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.12.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Seda Sezer13 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/AboB

Avrupa basınında bugün dikkan çeken konular; Almanya’nın eski başbakanı Gerhard Schröder’in Gazprom’daki yeni işi, Lübnan’da Suriye karşıtı gazeteci - milletvekili Cibran Tüeyni’nin öldürülmesi, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın İsrail karşıtı açıklamaları, Irak'taki gelişmeler ve Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger’ın bugün idam edilen Tookie Williams’ın af talebini reddetmesi.

Potsdam’da yayınlanan Maerkische Allgemeine Zeitung gazetesi yorumunda, Gerhard Schröder’in Gazprom şirketine denetim kurulu başkanı olmasını şöyle değerlendiriyor:

“Gerhard Schröder’in bu davranışı sakıncalı. Politikacı olarak yürüttüğü bir projeden resmi vazifesinden ayrılınca kar etmesi, çıkarlarını koruduğu şüphesi uyandırıyor. Bu olayın dış politikadaki zararı çok daha büyük. Boru hattı projesine baştan beri şüpheyle yaklaşan Polonya ve Baltık ülkeleri, Berlin ve Moskova’nın güven vermeyen bir biçimde işbirliği yaptığına tanık oluyor. Putin’in lütfuyla kurulan bir denetim kurulunun kontrol görevini bağımsız olarak hakkıyla yerine getireceğini hayal etmesi dahi zor.”

Süddeutsche Zeitung gazetesi, aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Eski Başbakan biraz olsun bekleyemez miydi? Başbakanlık makamı, kiralanan bir smokin değilki, geri verdiğinizde işiniz bitsin. Sonrasında da başbakanlık görevinin haysiyetiyle ilgili üzerinize düşen bazı sorumluluklar oluyor. Gerhard Schröder, kabul ettiği iş teklifi, politikacılar için uymaları gereken bir davranış biçimi olması hakkında bir tartışma başlattığı için utanmalı. Eski başbakanın, eski başbakan olarak yaşlanmamasına kimse prensip olarak karşı çıkmıyor. Politikacıların ekonomiye girmesine veya şirket yöneticilerinin politikaya atılmasına da kimse karşı çıkmıyor. Tam tersi. Ancak köstebek bilgilerinin paraya çevrilmesi yanlış. Gazprom işiyle Schröder yedi yıllık başbakanlık görevine saygı duyulmasını güçleştiriyor.”

Berlin’de yayınlanan Die Welt gazetesi, Schröder’in kabul ettiği iş teklifiyle politikacılar için başlayan davranış prensipleri tartışmasını şöyle değerlendiriyor:

“Şimdi bir davranış biçimi oluşturulması gerekiyor. Böylece neyin caiz olduğunu veya resmi görevden ayrılan bir başbakanın ne yapmaması gerektiğini öğrenebileceğiz. İyi ve çok “Alman” bir çözüm yolu. Ancak işe yaramaz bir araç. Şansını ekonomi veya başka bir alanda denemek isteyen eski bir başbakan için yasal ve yasal olmayan arasındaki sınır bellidir. Davranış biçimi tartışmasında ise yasal ve yasal olmayan arasındaki gri bölge ele alınacak, yani hangi işlerde, ne kadar maaş alarak çalışabilir? Hangi işyerinde çalışırsa kamuoyu kaşlarını kaldırıp meraklanmaya başlar? Adam kayırıcılığı yapılıyor zanneder? Bu sorular böyle bir prensip çerçevesinin genel ve soyut olduğunu gösteriyor.”

Rheinische Post gazetesi, Lübnan’da Suriye karşıtı gazeteci-milletvekili Cibran Tüeyni’nin bir suikaste kurban gitmesiyle ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Suriye karşıtı gazeteci - milletvekili Cibran Tüeyni’nin öldürülmesi geçen yıl Şubat ayında öldürülen Lübnan eski başbakanı Refik Hariri’den bu yana 13. cinayet. Lübnan o zamandan bu yana durulmuyor. Siyasi ortam istikrarsızlaşıyor. Bunun etkileri ülke dışında da hissediliyor. Kudüs’te huzursuzluklar başgösteriyor ve Hizbullah militanları, Lübnan’ın güneyinden İsrail’e karşı terör saldırıları düzenliyor. BM, Alman savcı Detlev Mehlis’in Hariri cinayeti ile ilgili raporunu dinleyecek. Beyrut uluslararası bir mahkeme kurulmasını talep ediyor.”

Westfalen Post gazetesi aynı konudaki yorumunda Suriye’yi eleştiriyor:

“Suriye karşıtı gazeteci Tüeyni’ye yapılan saldırı, Lübnan’daki egemenlik çabalarının sabote edilmesidir. Lübnan’daki istikrarsızlıktan genellikle Suriye çıkar sağlıyor. Uluslararası baskı nedeniyle birliklerini Lübnan’dan çekmesi, Suriye yönetiminin gücünü azaltmadı. Asıl endişe veren Suriye’nin intikam isteği. Suriye’nin ilgilendiği konu Amerika’nın bölgedeki etkisini azaltmak. Bu nedenle Detlev Mehlis’e de işbaşındayken engel oluyorlar. Ancak Mehlis görevini cesurca sürdürmeli.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın İsrail ile ilgili açıklamarıyla ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor.

“İran, İslami rejimin kurucusu Ayetullah Humeyni’den bu yana İsrail düşmanı bir tavrı prensip edindi ve İsrail düşmanlığı, İran politikasının temelini oluşturuyor. Mahmud Ahmedinecad, çoğunluğun oyuyla göreve geldiğinden bu yana İsrail karşıtı politika daha da sertleşti. İran Cumhurbaşkanı’nın açıklamaları, taraftarları arasında popülerliğini arttırıyor, ancak İran’ın çıkarlarına zarar veriyor. Ahmedinecad’ın sözleri, Arap dünyasında da iyi karşılanmıyor. Çünkü Araplar, bölgede daha fazla sorun istemiyor. Ancak Tahran, daha fazla izole edilirse bundan memnuniyet duıyacakları da şüpheli.”

İngiltere’de yayınlanan liberal The Guardian gazetesi ise Irak seçimlerini yorumunda şöyle değerlendiriyor:

“Irak’ta mezhepler arasındaki çatışmalar son aylarda gittikçe artıyor. Şii camilerine saldırılar düzenleniyor, Şii güvenlik güçleri tarafından tutuklanan Sünniler’e işkence yapılıyor. Direniş sona ermeden, işleyen bir politik sistem kurulması mümkün değil. Müzakere yapılması ve ulusal bir strateji oluşturulması gerekiyor. Şii ve Kürtler, egoistçe çıkarlarını savunmaktan vazgeçip, Sünniler’in de katılımı için esneklik tanınması gerektiğini anlamalı.”

İtalya’da yayınlanan Il Messaggero gazetesi de yorumunda Washington’un politikasında bir değişiklik olmadığına değiniyor:

“15 Aralık’taki Irak seçimlerinden sonra Washington’un askeri politikasında değişiklik olması beklenmiyor. Amerikalılar’ın çoğunluğunun ve dünyanın geri kalanın da düşündüğü gibi, Amerikan Başkanı’nın sözleriyle şimdiye kadar 30 bin Iraklı ve 2140 Amerikan askerinin yaşamına mal olan savaş devam edecek. Bush ilk kez Irak ile ilgili rakam verdi ve bunu savaın 1000. gününde yaptı.”

Roma’da yayınlanan La Republica gazetesi, Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger’ın bugün idam edilen Tookie Williams’ın af talebini reddetmesine şöyle dikkat çekiyor:

“Schwarzenegger tek umuttu ve Kaliforniya Valisi için bu hiç de kolay bir karar olmadı. Terminatör etnik ve dini değil, politik bir karar aldı. Kaliforniya, demokrat çoğunluğa sahip bir eyalet, ancak vatandaşların çoğunluğu idamdan yana. Eğer Schwarzenegger, Williams’ın af talebini kabul etseydi, Cumhuriyetçi seçmenle arasında bir uçurum yaratacaktı.”