TÜR 1312 Presseschau 1

Stockholm’de Cumartesi günü düzenlenen intihar saldırısı, Avrupa’da terör korkusunu yeniden canlandırdı. Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi saldırıyı şöyle yorumluyor:

“Saldırganın Tora Bora dağlarında saklanmış, buradan gelen bir cahil değil, tam tersine İsveç’te yetişmiş bir aile babası olması, diğer saldırılarda edinilen tecrübeleri doğruluyor. Güvenliği sağlayan polis kendisine, internette, facebook’taki profilinde El Kaide bayrağı ile poz veren ve radikal bir bakış açısına sahip olduğunu saklamayan bu adamı nasıl olup da gözden kaçırdığını sormak zorunda.”

Die Welt gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda, saldırının zamanlamasına dikkat çekiyor:

“Noel öncesinde bombalı saldırı. Alman güvenlik görevlileri bu konuda uyarıda bulunmuştu. Ve şimdi böyle bir saldırı İsveç’te oldu. Noel öncesinde, bir alışveriş caddesinde, genç bir Iraklı, bomba yüklü bir otomobili havaya uçurduktan sonra kendi üzerindeki bombanın fitilini de ateşledi. Eğer bütün bombalar infilak etseydi, kendisi dışında başka insanlar da ölebilirdi. Noel öncesi ve Noel dönemi dünya genelinde sevilir. Bu döneme özgü çamdan yapılan süsler, mumlar ve çam ağaçları, birçok Müslüman’ın da hoşuna gidiyor. Hz. İsa’nın doğduğu bu dönem, nezaket ve ince fikirliliğin hâkim olduğu bir dönem. Yani Batı dünyasının düşmanlarının seslerini duyurması için harika bir ortam. Çünkü böylesine yoğun bir dönemde, patlayacak her bomba, daha fazla ses ve yankı getirecektir. Almanya’da güvenlik görevlilerinin Kasım sonunda alarma geçirilmesi boşuna değildi.”

Landeszeitung aynı konuyla ilgili yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Bundan bir yıl önce Detroit’te, Londra ve Madrid’deki metro saldırılarında ve Sauerland Grubu’nda olduğu gibi Stockholm’deki saldırıda da terör, toplumun içinden çıktı. İsveç’te yaşayan, İsveçce konuşan bir Iraklı, bir katliam düzenlemek istiyordu. İki dünya arasında gidip gelen diğer insanlarda olduğu gibi Batı’daki özgürlük onda sadece bu özgürlüğe duyulan nefreti besledi.”

Mainz'dan Die Allgemeine Zeitung ise yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Terör ve terör saldırısı yabancı düşmanlığını körüklüyor. Buna karşı sadece iyi niyetli açıklamalar ve bilgilendirici kampanyalar etki edebilir. Ayrıca gözlerin çevrildiği, bizimle yaşayan ve zaman zaman kendilerine karşı sergilenen kuşku ve güvensizlik nedeniyle şoke olan ve yaralanan Müslümanlara karşı şeffaf olunması da.”

Bugünkü gazetelerin yer verdiği bir başka konu ise Cancun’da sona eren Dünya İklim Zirvesi. Düsseldorf’da yayımlanan Handelsblatt'ın yorumu şöyle:

“Müzakere süreci, iklim koruyucuları için kutsal. Bu tür zirvelerde, ilerleme sağlanması konusunda fikir birliği içinde olan, dünyanın dört bir yanından ülkeler bir araya geliyor. Bu, birçoklarının bakış açısına göre kendilerine verilen değeri gösteriyor. Bu ülkeler müzakere süreçlerine o kadar hayran ve aşıklar ki, bu nedenle önemli sorulara yanıt bulunmasında bir milimetre bile ilerleme sağlanamamasını gözardı ediyorlar.”

Bulvar gazetesi Bild'in yorumu ise şöyle:

“Önce kötü haber: ABD ve Çin, yani dünyada çevreyi en fazla kirleten iki ülke, küresel ısınmaya karşı ne yapacaklarını yine somut olarak belirlemediler. Ancak Cancun’daki iklim konferansından gelen iyi bir haber de var: 194 ülke müzakerelere devam etmek istiyor. Ve ABD ile Çin bu konudaki görüşmeleri frenlemeyecek. Bununla, politik bir felaketin eşiğinden dönülmüş oldu. İklim Konferansı’nın başarısız olması, BM’ye uzun vadede zarar verecekti. Şimdi en azından bütün ülkeler iklimin korunmasının sadece birlikte hareket edilmesiyle mümkün olacağı, aksi takdirde başarılı olunmayacağı konusunda hemfikir. Ancak küresel ısınmaya karşı verilen mücadele kazanılmadı. Sadece bu konuda müzakereler yürütüleceği yönünde umut var. Bütün ülkelerin bu konuda müzakereler yürüten politikacıları, kutlama yapmak için ortada hiçbir neden yok.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay