1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

14 Ocak 2010

Haiti’de meydana gelen depremle, internet arama motoru Google’nin, Çin yönetimini, ülkedeki faaliyetlerini sonlandırmakla tehdit etmesiyle ilgili yorumlar ön planda.

https://p.dw.com/p/LVRh

Karlsruhe’de yayımlanan Badische Neuste Nachrichten, Haiti’de meydana gelen ve onbinlerce kişinin enkaz altında can verdiği depremi yorum sütunlarına taşıyor:

“Amerika Kıtası’nda yine yoksulun en yoksulu bir ülkenin başına felaket geldi. Haiti'deki depremin yol açtığı zarar, tahayyül edilemiyor. Bu küçük ülke tamamen altüst oldu. Haiti zaten deprem olmadan önce de istikrarlı bir ülke değildi. Bu yoksul Karayip ülkesi şimdi uluslararası yardıma muhtaç. Bunun acilen yapılması şart.”

Südkurier’in aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

“ Haiti'de özellikle gıda maddesi, tıbbi malzeme ve doktor sıkıntısı çekiliyor. Burada önemli olan uluslararası toplumun kime hangi görevin düştüğünü tartışmayı bir kenara bırakarak, hemen harekete geçmesi. Her gün, her saat, enkazın altında ölümle yaşam arasında gidip gelen insanlar için çok önemli. Uzun vadede ise ülke acil yardımlardan çok içinde bulunduğu kötü durumdan kurtulacağı bir çözüme ihtiyaç duyuyor. Ülkede 20 yıl önce yapılan ilk özgür seçimlerle doğan umutlar şimdi kırık dökük. Günümüzün Haitisi eskiden olduğu gibi kabileler tarafından yönetiliyor. Haiti’nin dış dünyaya açılıp ve onun bir parçası olabilmesi için perspektife ihtiyacı var.”

Bugünkü gazetelerde geniş yer bulan bir başka konu ise internet arama motoru Google’nin Çin’deki insan hakları savunucularının elektronik emaillerine hackerlerin saldırı düzenlemesinin ardından Çin yönetimine yaptığı, ülkedeki faaliyetlerini sonlandırma tehdidi. Leipziger Volkszeitung'un yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

“Çin vakası Google’ye tam zamanında yetişti. Google’nin elektronik emaline uygulanan sansürün ardından ülkedeki Google'nin bütün internet sayfalarını kapatma tehdidi, şirketin düşünce özgürlüğü için kendini feda etmeye hazır olması şeklinde algınabilir. ‘Güçlü, iyi olanı destekliyor’ sloganına dayanan bu şık pazarlama stratejisi dün uluslararası alanda şirkete övgülerin yağmasına vesile oldu. Google gerçekten de sansür karşıtı bir mantıkla kötü imajını düzeltmek için mücadele ediyor olabilir. Ancak burada önemli olan niyet değil, elde edilen sonuçtur. Çin örneğinde Google henüz sonuç elde etmiş değil.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Amerikan yönetimi Pekin’den, insan hakları savunucularının gmail adreslerine yapılan saldırılarla ilgili olarak bir açıklama yapmasını çok açık ve net biçimde talep etti. Ancak burada asıl heyecanla beklenen, Google'nin tehdidini hangi ölçüde yerine getireceği. Şirketin başkaldırışı gerçekten de Çinli yetkililerin uyguladığı sansürü eleştirmek mi? Yoksa Google sansür edilmesini, dünya kamuoyunda yıpranan imajını düzeltmek için mi kullandı? Google Çin yönetimine yaptığı tehdidi gerçekten yerine getirirse, şirket açısından olumsuz sonuçlar doğabilir. İnternet topluluğu Çin örneğinden, Google’siz bir hayatın da mümkün olduğunu öğrenebilir.”

Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum Stuttgarter Zeitung'dan:

Google'nin Çin'den çekilmesi, ülkedeki sansür uygulamalarını hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Google’nin Çin’e ihtiyacı yok. Aynı şey Çin için de geçerli. Çin’in de Google’ye pek ihtiyacı olduğu söylenemez.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay