1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

14 Ocak 2010

Bugünkü Avrupa basını Haiti'deki depremle, internet arama motoru Google'nin sansür gerekçesiyle Çin yönetimine yaptığı uyarıyla ilgili yorumlar ön planda.

https://p.dw.com/p/LVXm
Fotoğraf: Bilderbox

İtalyan sağ liberal Corriere della Sera gazetesi Haiti'ni binlerce kişinin ölümüne neden olan depremi yorum sütunlarına taşıyor:

"Bazı talihsiz ülkeler tehlikeli çelişkiler yüzünden acı çekebiliyor. Coğrafi konumları nedeniyle büyük ve güçlü ülkelerin ilgisini çektikleri gibi, çok hızlı biçimde onların rekabet ya da hırsları yüzünden oyuna dahil olabiliyorlar. Öyle küçük ve kırılganlar ki, doğanın bu kanunundan yararlanmayı başaramıyorlar. Binlerce insanın öldüğü korkunç bir depremle sarsılan Haiti, işte bu talihsizler kategorisine dahil ülkelerden biri. Küba ile Puerto Rico arasındaki deniz yollarının tam ortasında yer alan bu adaya 17. yüzyıldan itibaren korsanlar yerleşirken, İspanya ve Fransa gibi Karayipler'i kontrol etmek için çekişen iki güçlü ülkenin de çıkarma yaptığı bir yer oldu."

Fransız Katolik La Croix gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Haiti'deki deprem, halkın yüzde 80'inin günde 1.50 euro ile geçinmek zorunda olduğu yoksul ülkeye verilen ek bir ceza gibi görünüyor. Ülkede son iki yıldır düzelme gözle görülür hale gelmişti. Sevindirici olan uluslararası kamuoyunun Haiti'ye yardımların organizasyonunda sergilediği dayanışma. BM çatısı altında biraraya gelen birçok ülke, ülkede hayat koşullarının iyileştirilmesi için yardım sözü verdi. ABD, Kanada, Brezilya ve Venezuela, Fransa ve Almanya, farklı derecede de olsa, Haiti'deki insanlara karşı sorumluluk hissediyor. Bu yardımlar, depremin ardından da sürdürülmeli ve mümkün olduğunca daha da arttırılmalıdır."

Varşova'da yayımlanan Dziennik Gazeta Prawna, internet arama motoru Google'nin, insan hakları savunucularının emaillerinin hackerler tarafından saldırıya uğramasını gerekçe göstererek, Çin yönetimine yaptığı uyarıyı analiz ediyor:

"Çin'in belirli kurallara uymasını sağlamak şart. Bu işbirliği, Çin'in politik sistemindeki bazı özel durumlara sessiz kalınması pahasına bile olsa yapılmalı. Elbette Çin'de rejim karşıtları aleyhine delil toplamak amacıyla bilgisayarların kontrol edilip, denetlenmesine hiçbir biçimde izin verilemez. Çin dünya ihrracat birincisi. Aynı zamanda otomobil pazarında da başı çekiyor ve ekonomisi baş döndüren hızla büyüyor. Tek zaafı, teknoloji. Ülke ihtiyacı olan teknolojiyi satın alıyor. Bu gelişme Batı'ya Çin'de büyük bir hareket imkanı sağlıyor. Batı Çin'e teknoloji satarken, belirli koşullar öne sürmeli ama bunu yaygara kopararak yapmamalı. Google, diğerlerine emsal olmalı ve onu diğerleri de takip etmeli."

Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Amerikan yönetimi Pekin’den, insan hakları savunucularının gmail adreslerine yapılan saldırılarla ilgili olarak bir açıklama yapmasını çok açık ve net biçimde talep etti. Ancak burada asıl merakla beklenen, Google'nin tehdidini hangi ölçüde yerine getireceği. Şirket gerçekten de Çinli yetkililerin uyguladığı sansürü eleştirmek için mi isyan etti? Yoksa Google sansüre uğramasını, dünya kamuoyunda yıpranan imajını düzeltmek için mi kullandı? Google Çin yönetimine yaptığı tehdidi gerçekten yerine getirirse, şirket açısından olumsuz sonuçlar doğabilir. İnternet topluluğu Çin örneğinden, Google’siz bir hayatın da mümkün olduğunu öğrenebilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay